Açık Deniz Rüzgarı, Geleceğin En Temel Enerji Kaynağı Olma Yolunda İlerliyor
Uluslararası Enerji Ajansı’nın yaptığı bir çalışmaya göre açık deniz rüzgârları, önümüzdeki 20 yıl içerisinde büyük bir artış göstererek 1 trilyon dolarlık bir endüstriye dönüşebilir. Bu rüzgârlar, ayrıca hava kirliliği ile mücadelede de önemli rol oynuyor.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) raporuna göre açık deniz rüzgârları, önümüzdeki 20 yılda etkileyici bir şekilde artış gösterecek ve elektrik arzının büyüyen bir parçası hâline geldiğinde hava kirliliği ile mücadele en önemli konumda yer alacak. Offshore Wind Outlook 2019 isimli rapor, dünyadaki yüz binlerce kilometrelik sahil şeridi boyunca rüzgâr hızını ve kalitesini belirleyen yeni analiz ile en son teknolojiyi ve piyasa gelişmelerini birleştiren bugüne kadar yayınlanmış en kapsamlı küresel çalışma olarak dikkat çekiyor.
IEA, bu rapora göre küresel deniz rüzgârı kapasitesinin 20 kat artabileceğini ve 2040 yılına kadar 1 trilyon dolar civarında kümülatif yatırım çekebileceğini tespit etti. Bu durum; düşen maliyetlerden, destekleyici hükûmet politikalarından, daha büyük türbinler ve değişken temeller gibi bazı önemli teknolojik gelişmelerden kaynaklanıyor. Bu, sadece başlangıç çünkü IEA raporunda açık deniz rüzgâr teknolojisinin artan destek ile çok daha güçlü bir büyüme potansiyeli olduğunu belirtiyor.
Avrupa Ülkeleri ve Çin, Açık Deniz Rüzgârları için Yatırımlarını Sürdürüyor
Avrupa, açık deniz rüzgâr teknolojisine öncülük etti ve yatırım yapılan bölge, kalkınmanın güç kaynağı olarak konumlandı. Bugün, Avrupa Birliği’nde açık deniz rüzgâr kapasitesi yaklaşık 20 gigawatt civarında. Mevcut politikalara göre 2040 yılına kadar bu seviye 130 gigawatt’a yükselecek ancak Avrupa Birliği karbon ayak izinin sıfırlanması hedeflerine ulaşırsa açık deniz rüzgâr kapasitesi 2040 yılına kadar yaklaşık 180 gigawatt seviyesine yükselecek ve bölgenin en büyük elektrik kaynağı hâline gelecek.
Avrupa’nın yanı sıra Çin de hava kirliliğini azaltma çabaları nedeniyle açık deniz rüzgârının uzun vadeli büyümesinde önemli bir rol oynamakta. Bu teknoloji, Çin’de oldukça cazip çünkü ülkenin doğu ve güneyine yayılmış olan büyük nüfus merkezlerinin yakınında açık deniz rüzgâr çiftlikleri kurulabilir. 2025 yılına kadar Çin’in İngiltere’yi geçerek en büyük deniz rüzgâr filosuna sahip olması bekleniyor. Çin’in 4 gigawatt olan deniz rüzgârı kapasitesi, 2040 yılına kadar 110 gigawatt’a yükselecek. Küresel sürdürülebilir enerji hedeflerine ulaşmak için tasarlanan politikalar, bunu 170 gigawatt’ın üstüne çıkarabilir.
ABD de Açık Deniz Rüzgârlarına Güvenen Ülkelerden Biri
ABD için de bu enerji büyük önem arz ediyor. Ülke, kuzeydoğusunda ve yoğun nüfuslu doğu kıyısında iyi bir deniz rüzgârı kaynağına sahip ve bu da ülkenin güç üretim kaynaklarını çeşitlendirmeye yardımcı olacak bir yol sunuyor. Teorik olarak açık deniz rüzgârı; Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya da dâhil olmak üzere elektrik tüketiminin fazla olduğu bölgelerde tüm elektrik talebini birkaç kez karşılayabilir.
IEA İcra Direktörü Dr. Fatih Birol, “Açık deniz rüzgârı, şu anda küresel enerji üretiminin yalnızca % 0.3’ünü sağlıyor ancak potansiyeli çok büyük. Bu potansiyelin gittikçe daha fazlasına ulaşmak mümkün olmakla birlikte, temiz enerji geçişlerinin dayanak noktası olması için hükûmetler ve sanayi tarafından yapılması gereken çok iş var” açıklamasında bulundu.
Kaynak : webtekno.com