Aynı Şartlarda Yarışmadığınız Erkek Rakipleriniz Var
Prof. Dr. Gürsel, “Kadın olmak genel olarak zor, bilim dünyasında kadın olmak bundan 5-10 kat daha da zor. Çünkü aynı şartlarda yarışmadığınız erkek rakipleriniz var. Kadın olarak pek çok alanda kendinizi ayrı ayrı ispat etmek zorundasınız.” dedi.
Avrupa’nın en yüksek bütçeli projelerinden olan ve “Yüzyılın Projesi” olarak adlandırılan Grafen Flagship projesinde, grafenin çeşitli yöntemlerle modifiye edilerek, yakıt pillerini daha verimli hale getirmek üzere geliştirilmesi çalışma grubunda yer alan Prof. Dr. Selmiye Alkan Gürsel, Türkiye’den proje yürütücüsü ve ulusal irtibat noktası olarak yer alan tek bilim insanı oldu.
ODTÜ Kimya Bölümü’nden mezun olduktan sonra aynı bölümde master ve doktorasını tamamlayan Prof. Dr. Selmiye Alkan Gürsel, doktora yaptığı sırasında 1 yıl University of Florida’da çalışmalarına devam etti. İsviçre’de Paul Scherrer Institute’de 5 yıl doktora sonrası araştırmacı ve uzman araştırmacı olarak çalışan Gürsel, 2008’den bu yana Sabancı Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının “Türkiye’ye Enerji Veren Kadınlar” ödül programının geçen yıl “Akademi” alanındaki sahibi olan Gürsel, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, ODTÜ’de araştırma görevlisi olarak kalmasıyla orta okul yıllarından itibaren hedeflediği akademisyenliğe adım attığını dile getirdi. Gürsel, şunları anlattı:
“Master tezim analitik kimya alanında idi, özel bir teknik kullanarak, insan kemiği ve hayvan kemiğindeki elementlerin analizini yaptık. Doktorada bu alanı tamamen değiştirip polimer kimyası alanına yöneldim. Burada da iletken polimerlerin geliştirilmesi konusunda çalışmalar yaptım. İsviçre’de ise kimyanın enerji uygulamasına yöneldim ve yakıt pilleri konusunda çalışmalar yaptım.”
Grafen Flagship’in 2013’te başlayan ve 150’ye yakın partneri olan bir proje olduğuna değinen Gürsel, şu bilgileri paylaştı:
“Projenin hazırlıkları 2012’de başlamıştı. Avrupa’dan pek çok araştırma merkezi, üniversite ve firmalar bu projenin içinde yer almak üzere çeşitli ön çalışmalar yaptı. Ben de projenin koordinatöründen, yakıt pilleri konusundaki daha önceki çalışmalarım sebebiyle, grafenin yakıt pillerinde kullanımları konusunda katkı vermem için aldığım davetle proje önerisinde yer aldım. 6 ayrı Flagship projesi yarıştı ve Grafen Flagship kazanan projelerden biri oldu. Türkiye’den tek kurum olarak Sabancı Üniversitesi olarak projede yer aldı. Ben, Türkiye’den bu projede yürütücü olarak yer alan tek kişiyim ve tek kadınım.”
Gürsel, projenin genelinde çok fazla kadın akademisyen bulunmadığını belirterek, “Projenin enerjiyle ilgili iş paketinde yer alıyorum. Projedeki kadın sayısının azlığını, enerji alanında çalışan çok fazla kadın olmamasına bağlayabiliriz. Grubumuzun odaklandığı nokta da grafenin yakıt pillerindeki uygulaması, grafenin çeşitli yöntemlerle modifiye edilerek katalizör ve elektrot tabakalarında kullanımları sağlayarak, yakıt pillerini daha verimli hale getirmek üzere geliştirilmesi.” diye konuştu.
Aynı Şartlarda Yarışmadığınız Erkek Rakipleriniz Var
Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selmiye Alkan Gürsel, bilim dünyasında kadın olmayı da şöyle anlattı:
“Kadın olmak genel olarak zor, bilim dünyasında kadın olmak bundan 5-10 kat daha da zor. Çünkü aynı şartlarda yarışmadığınız erkek rakipleriniz var. Kadın olarak pek çok alanda kendinizi ayrı ayrı ispat etmek, pek çok şeyi aynı anda yapmak zorundasınız. Kimi zaman da erkekler kadar başarılı görülemeyebiliyorsunuz çeşitli sebepler ve ön yargılar nedeniyle. Kadın olarak tutunmak kolay olmuyor. Kimya alanında kadınlar daha baskın ama enerji alanında biraz daha azınlık durumunda olduğumuz için bunun zorlukları var. Kimi zaman erkeklerin yaptığı işler daha değerli görülebiliyor, böyle bir ayrımcılık olabiliyor.”
13 yaşında bir oğlan ve 6,5 yaşında bir kız çocuğu annesi olan Gürsel, anneliğin ise her aşamasını “çok keyif verici” olarak tanımlıyor. Gürsel, “Bazen işlerin yoğunluğundan ‘Bazı şeyleri kaçırıyor muyum?’ diye düşündüğüm de oluyor. Her iki çocuğumu da 3’er aylıkken bakıcıya teslim edip, işime dönmek zorunda kaldım. Bunun vicdani sorumluluğunu da alıyorum ama bir şekilde bunu tolere etmeye çalışıyorum.” dedi.
Kızımın Bilimle Uğraşmasını Çok İsterim
Prof. Dr. Gürsel, hedefini doğru seçen ve yeteri kadar çalışan herkesin önünün açık olduğunu belirterek, “Özellikle kız çocuklarının bilim alanında çok aktif olmasını çok istiyorum. Şahsen kızımın bilimle uğraşmasını çok isterim. Çalışıp ısrarla konunun üzerine gidince bir şeyler yapılabiliyor, önemli olan vazgeçmemek. Çok zor zamanlar oluyor, demotive olabildiğiniz durumlar, zorluklar, hastalıklar, iş hayatında olumsuzluklar… Çaba gösterince her şey yapılabiliyor, çalışınca zorluklar aşılabiliyor.” diye konuştu.
Bilim dünyasında kadın sayısının artığını, kadınların çok başarılı ve çok daha gayretli olduğunu vurgulayan Gürsel, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye olarak bilime daha çok önem vermeli, anne ve babalar olarak çocuklarımızı bu alanlara daha çok teşvik etmeli ve öğretmenler olarak öğrencilerimizi daha çok bu alana yönlendirmeliyiz. Uzun vadede ülkemizin gelişmesi için bilim olmazsa olmaz. Çocukların bilime ilgisi varsa aileler, o ilgiyi daha da geliştirecek yönde teşvik edebilirler. Ben oğlumla deneyler de yaptım, halen yapıyoruz, onun laboratuvara gelip beni izlediği zamanlar da oldu, arkadaşlarıyla laboratuvarı ziyaret ettiler. Bu tür örnekler çocukların çok hoşuna da gidiyor, ufkunu da açıyor.”
Kaynak : memurlar.net