Biyolojik gübreye geçiş zor!
Ziraat Mühendisleri Odası Üyesi Burak Eryüce, kimyevi gübreden tamamen vazgeçilip biyolojik gübreye dönüşün çok zor olacağını söyledi. Eryüce, ‘Tamamen biyolojik gübreye geçiş için sağlam altyapı hazırlanmalı. Hemen hayata geçirilecek bir iş değil’ dedi.
Başbakan Binali Yıldırım’ın, ‘Tarım Bakanlığı şu an bir çalışma yapıyor. Kimyasal gübreden tamamen vazgeçip, biyolojik gübreye yöneleceğiz. Terör örgütleri çiftçi gibi kimyevi gübrelerden alıyorlar ve bunu terörist olarak insanların üzerine sürerek bomba yapıyorlar. Bu yüzden vazgeçeceğiz’ açıklamasının ardından, Ziraat Mühendisleri Odası üyelerinden Burak Eryüce, ‘Biyolojik gübre bulmak çok kolay değil. Organik gübre denilmiş olsa böyle bir şey olabilirdi. Terör örgütlerinin alarak bomba yapımında kullanması nedeniyle de piyasada satışı yasaklanan pek çok gübre var’ dedi.
Eryüce sözlerine şöyle devam etti: Kimyevi gübre ve biyolojik gübrenin birbirini ikame etmesi çok kolay değil. Kimyevi gübrenin yeri doldurulamaz mı? Eğer biyolojik gübreye yönelmeyi düşünüyorlarsa herhalde alt yapısını hazırlayacaklardır diye düşünüyorum. Bu bir günde olacak bir şey değil. Uzun süreli bir proje olacak. Organik denilen hayvan gübresi dediğimiz kompanattede bitkiler için gerekli olan azot, fosfor, potasyuma kadar her şey var. Netice itibariyle doğal bir şey. Kimyasal gübrelerde, doğada doğal olarak bulunan örnek veriyorum sodyum klorür. Nedir sodyum klorür? Sofra tuzu. Ama bir kimyasaldır aynı zamanda. Tuzdur ama kimyasaldır ve doğada doğal olarak bulunur. Türkiye’de Tuz Gölü’nden elde edilen tuz da kimyasal bir malzemedir. Türkiye’de ve dünyada kullanılan pek çok kimyevi gübre aslına bakarsanız doğal malzemedir. Sentetik kimyasal değil doğal kimyasaldır. Dolayısıyla gübrelerde kullanılan da doğal kimyasal sınıfına girmektedir. Gübrelerde onların yerine organik getirilecek şeyler için bir takım araştırmalar dünya çapında yapılıyor.
Kimyevi gübre dengeli kullanılmalı
Kimyevi gübrelerin toprakları çoraklaştırdığını ancak yeterli kullanımda böyle bir şeyin söz konusu olmadığının altını çizen Eryüce, ‘Gereğinden fazla kullanılırsa çoraklaşma meydana gelecektir. Bunu bir insan bünyesi gibi düşünebiliriz. İnsan bünyesinin alması gereken belirli bir tuz miktarı vardır. Eğer almanız gereken tuz miktarını alırsanız sağlıklı bir insan olursunuz. Almazsanız sağlıksız bir insan olursunuz. Tuzu fazla kullanılırsanız veya günde 5 tane muz yerseniz bu defa potasyum dengesini bozarsınız. Yine problem olur. Aynı şey bitkiler ve topraklar için de geçerli. Çünkü onlar da yaşayan organizmalar. Eğer ki gereğinden fazla kullanırsanız, bu bilinçsiz üretim veya yanlış uygulamalar olabilir. Bu durumda tabiki toprağı çoraklaştırır. Fazla sulamak aynı şekilde bir etkiye neden olacaktır. Dengeli olarak kullanıp kullanılmamasıyla alakalı bir durum’ dedi.
Kaynak : haberekspres.com.tr