Doğu Karadeniz’de Organik Gübreye Geçiş Çalışması
DOĞU Karadeniz Bölgesi’nde kimyasal gübre kullanımından kaynaklı toprağa verilen hasar nedeniyle organik gübreye geçiş çalışması başlatıldı.
DOĞU Karadeniz Bölgesi’nde kimyasal gübre kullanımından kaynaklı toprağa verilen hasar nedeniyle organik gübreye geçiş çalışması başlatıldı. Toprakta kimyasal gübrenin yok ettiği minerallerin, bazalt kayasından elde edilecek gübre ile yeniden canlandırılması önerildi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski öğretim üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, “Bazalt kayası gübresi ile toprak değerlerini üst seviyelere çıkartamazsak, bitkiye ne kadar gübre verirsek verelim, bize sağlıklı verim vermez. Bazalt tozu gübresi tarımında yaşanan birçok sorunu çözer” dedi.
KTÜ eski öğretim üyesi ve Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, son 30 yıl içerisinde kimyasal gübrenin toprağa, bitkiye ve insana vermiş olduğu zararlar dikkate alanınca gözlerin yeniden organik tarımla birlikte bazalt kayası tozuna çevrildiğini söyledi. Kimyasal gübrenin zararlarının ilk yıllarda anlaşılamadığına dikkat çeken Prof. Dr. Bektaş, “Geçmişte baktığımız zaman eski tarihsel dönemlerde insanlar hep yanardağların etrafında toprak edinmiş. Bereketli topraklar oralardaymış. Volkanlar faaliyete geçtiği zaman çevreye küllerini dökerek toprağı yeniden minareleştiriyor ve toprağa bereket kazandırıyormuş. Sonralarda 1920’li yılların başında dünya tarımında azotlu gübreler kullanılmaya başlayınca organik gübreler geri plana atıldı. Çünkü kimyasal gübrenin rekoltesi çok daha yüksekti. Maalesef kimyasal gübrenin zararları ilk yıllarda anlaşılamadı” diye konuştu.
Toprakta Mineraller Tükenmiş
Tarım yapılan toprakların mineral yönünden tükendiğini ve çözümün ise bazalt kayası tozunda olduğunu vurgulayan Bektaş şöyle konuştu:
“Niçin gözler bazalta kayasına yöneldi? Niçin bazalta ümit bağlıyoruz? Sürekli tarım, sürekli kimyasal gübre kullanımı ve bölgemizdeki yağış miktarıyla toprak erozyonu, toprağın içindeki bitkinin besin elementlerinin tükenmesine yol açmıştır. Bitkinin besin elementi bazalt kayasında da var olan elementlerdir. Bu elementler toprakta az olunca bitkinin gelişmesi de haliyle yavaşlıyor ve alınan ürün de kalitesiz oluyor. Madem ki topraklarımız mineral yönünden tükenmiştir, öyleyse tükenen minareleri yerine koymamız gerekir. Bunu da bazalt kayasından oluşturduğumuz gübrelerle yerine koyacağız. Bazalt kayasında 50’nin üzerinde element var. Bu elementleri toprağa vermemiz gerekir. Bu kayayı öğüteceğiz, toz haline getireceğiz, toprağa sereceğiz ve sulayacağız. Toz haldeki bazalt toprağa girince yavaşça ayrışacak ve suyla birlikle çözülerek içerisindeki elementleri toprağa geçirecektir. Böylelikle topraktaki eksik elementleri tamamlamış olacağız. Böylelikle toprak bereketli ve verimli toprak olacak.”
Tarımda Bazalt Kayası Tozu Etkisi
Bazalt kayası tozundaki çoklu bitki besin elementleriyle toprağın sürekli olarak yenilenerek, sağlıklı bir hale geleceğini belirten Prof. Dr. Osman Bektaş şöyle devam etti:
“Günümüzde sürdürülebilir organik tarımdaki temel anlayış doğal ekosistemi taklit etmektir. Bu sistemdeki organik tarım anlayışı da bitki büyümesinden çok, toprak sağlığını öne çıkarır. Bazalt kayası tozundaki çoklu makro ve mikro bitki besin elementleriyle toprağı sürekli olarak yenileyerek sağlıklı bir toprak oluşturmak, besin değeri yüksek, bol ürün elde etmek mümkündür. Bilimselliği kanıtlanmış, başta Avustralya olmak birçok ülkede kullanılan bu yöntemle dışa bağımlı olmayan, ucuz, organik tarım politikası oluşturmak mümkündür. Organik tarımda dünyada 1 numara olan Avustralya’dır. Avustralya bu bazalt kayasını öğütüp, toz haline getirip, dünya piyasasına organik gübre olarak satıyor. Dünyada yapılan çalışmalar bu bazalt tozunun organik tarımdaki rolünü kanıtlamıştır. Ama bazalt tozu tek başına tam olarak bir gübre sayılmaz. Çünkü gübrenin esası olan azot, potasyum ve fosfor bu kayada azdır. Bunu ‘kompost’ dediğimiz organik atıklardan elde edilen takviyelerle karıştırtsak, işte o zaman ideal bir gübre olur. Bu bazalt ve kompost karışımı organik gübre bugün çok kolaylıkla ve ucuz bir şekilde elde edilebilir.”
Artık Dışa Bağımlılığa Gerek Yok
Türkiye’nin kimyasal gübrede dışarıya bağımlı olduğunu ve kimyasal gübreye yılda yaklaşık 5 milyar dolar ödendiğini de kaydeden Prof. Dr. Bektaş şöyle dedi:
“Türkiye kimyasal gübrede dışarıya bağımlı idi. Kimyasal gübreye yılda yaklaşık 5 milyar dolar gibi bir rakam ödeniyordu. Bugün organik tarıma geçtiğimiz bu dönemlerde artık bizim dışa bağımlılığımıza gerek yoktur. Hatta çifçiler kendi gübrelerini kendileri dahi elde edebilirler. Kompost elde etmek kolay bir iş. Organik atıkları biriktirerek gübre yapımında kullanabilirler. Bazalt tozu da özelikle bölgemizde birçok taşocağında atık madde olarak bulunabiliyor. Bu toz haline getirilip, kullanılabilir. Organik tarımda temel hedef zaten doğayı olduğu gibi taklit etmektir. Bu kayalar zaten doğal yollarla aşınarak toprağı oluşturuyorlar. Bu bazalt gübresi hem ucuz hem sağlıklı hem de çok kolay bulunabilen ve kolaylıkla yapılabilen bir üründür.”
Toprağın pH Değeri Yükselecektir
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde toprakların ülke genelinde olduğu gibi tükenmiş ve asitli topraklar olduğunu kaydeden Prof. Dr. Bektaş şunları kaydetti:
“Toprak tükenmişliği nedeniyle, Rize çevresindeki çay bahçelerinde toprakta ve çay yapraklarında kalsiyum, potasyum magnezyum, demir, mangan, çinko, bakır, molibden, bor gibi makro ve mikro bitki besin elementleri değişik oranlarda eksiktir. Toprak asitliği göstergesi olan ph, birçok yerde kritik seviyeye, 3.5’e kadar düşmüş, aşırı toprak asitliği nedeniyle bitki besin elementleri topraktan bitki bünyesine yeterince geçemez duruma gelmiştir. Bu nedenle bu tür tükenmiş, asitli topraklardaki çay bahçelerinde organik gübre kullanılmış olsa dahi çayın kalitesi ve rekoltesi istenilen düzeyde olmayacaktır. Yöremizde çay ve fındık üreticilerin kesinlikle bu bazalt tozu gübresini tavsiye ediyorum. Bizim çayımız dünya piyasasıyla rekabet edebilecek kalitede değil. Fındık rekoltemiz son yıllarda düşük. Bunun sebeplerinden birisi de bölgede toprağımızın besin ve beslenme sorunu var. Topraklarımızın ana ve iz elementler bakımından eksikliği var. Bazalt tozu bu eksikliği giderir. Bölgemizde toprağımızın ph değeri de oldukça düşük. Bazalt tozunu buralarda kullandığımız zaman buralardaki toprağın ph değeri yükselecektir. Fındığın ve çayın rahatlıkla gelişeceği görülecektir.”
Fındık ve Çay Üreticisine Tavsiye
Bazalt tozu gübresiyle bölge ve ülke tarımında yaşanan birçok sorununun çözüleceğinin de vurgulayan Prof. Dr. Bektaş şu önerilerde bulundu:
“Bitki daha da kök salarak güçlenecek ve topraktan daha iyi beslenecektir. Özelikle çay bahçelerinde çay köklerinin çok zayıf olduğunu görüyoruz ve buralarında heyelanlı bölgeler olduğunu biliyoruz. Buralarda yapılan çalışmalarda topraktaki ph değerlerinin 3-3.5 civarında olduğu tespit edildi. Bu bazalt kayası gübresi ile bu değerleri 4.5-5 seviyelerine çıkartabiliriz. Biz toprak değerlerimizi bu sevilere çıkartamazsak, bitkiye ne kadar gübre verirsek verelim, bize sağlıklı verim vermez. Bazalt tozu gübresi bugün Doğu Karadeniz’de ve ülke tarımında yaşanan birçok sorunu çözer. Sürdürülebilir bir tarım politikası oluşturmak için Türkiye’nin bu alanda dünyada 1 numara olan Avustralya’yı yakından takip etmesi gerekir. Avustralya’da yıllardır bazalt kayası gübresi kullanılıyor. Burada yıllaradır sağlıklı toprak sağlıklı bitki ve sağlıklı insan politikası yürütülüyor. Biz de Türkiye’de organik tarımla aynı felsefeyi oturtmalıyız. Bizim de parolamız bu olmalı. Üreticilere önerim; 2 ya da 3 yıl içinde 1 dönüm araziye, 1 ton bazalt kayası tozu ekmeleri. Bunu daha da güçlendirmek için kompost katkısı da kullanılmalıdır. Bunu hem çay hem de fındık üreticileri kullanmalı. Faydalarını göreceklerdir.”
Kaynak : haberler.com