Emisyonları Azaltan Pandemi İklime Yardımcı Oldu mu?
Fotoğraf: Yeni Delhi’nin Hindistan Kapısı, 17 Ekim 2019’da solda pus nedeniyle gizlenmişti, ancak ülkenin COVID-19 sokağa çıkma kısıtlanmaları sırasında, 8 Nisan 2020’de aynı noktadan çekilen bu fotoğrafta olduğu gibi, hava daha temiz ve görünüm daha netti.
Ortalama küresel sıcaklıklar değişmedi fakat emisyon azalmaları büyük ihtimalle bazı bölgelerde ısınmaya sebep oldu.
COVID-19 salgınının yayılma hızının azaltılması için planlanan sokağa çıkma yasakları 2020 yılında araç trafiğini önemli ölçüde azalttı. Bu durumun bir sonucu olarak dünya çapında karbondioksit salınımında ani düşüşler meydana geldi. Bilim insanları bu kısa süreli değişimlerin iklimi etkileyecek kadar önemli olup olmadığını merak ettiler.
Bugünlerde Environment and Climate Change Canada’da (Çevre politikaları ve programlarının koordinasyonundan sorumlu departman) John Fyfe liderliğindeki bir ekip bu sorunun cevabını araştırmaktadır. Sonuçlar, pandeminin sebep olduğu emisyon azalmalarının ortalama küresel sıcaklığa fark edilmeyecek derecede az etki ettiğini gösteriyor.
2020’nin başlarında salgının büyük ölçekli emisyon değişikliklerine neden olacağı netleştikçe, Fyfe ve ekip arkadaşları 2 yıl boyunca azaltılmış emisyonlarda neler olabileceğine dair birkaç geleceğe dönük modeli test etmek için güçlü bir iklim modeli kullandılar. O dönemde CO2 emisyonlarının ve sülfat aerosol seviyelerinin 25, 50 veya % 100’e kadar düştüğü senaryoları modellediler ve ardından önümüzdeki on yıl için ortalama küresel sıcaklık değişikliklerini araştırdılar.
CO2 emisyonları atmosfere yayılarak çevreyi ısıtırken, doğrudan veya ikinci dereceden reaksiyonlarla atmosfere yayılabilen aerosoller güneş ışığını hızla dünyadan uzağa yansıtır ve özellikle yayıldıkları bölgeyi soğuturlar. Ekip modellerde en düşük emisyon seviyelerinden sonraki ilk 6 ay boyunca ortalama küresel sıcaklıkta azalan aerosol emisyonlarından kaynaklanan küçük artışlar gözlemledi. Bu durumu, daha düşük CO2 emisyonları nedeniyle 6 aylık hafif küresel soğuma izledi.
Aslında emisyonlar en düşük seviyelerine bir önceki nisan ayına göre yaklaşık %20 lik bir düşüşün olduğu nisan 2020 de ulaştılar. Ekibin bu sonuçla eşleşen en uygun senaryoları düşüşlerin ortalama küresel sıcaklık üzerinde tespit edilebilir bir etkiye sahip olmayacak kadar küçük ve kısa ömürlü olduğunu gösterdi. Gerçekten de dünya ölçeğinde böyle bir değişiklik gözlemlenmedi.
Fyfe bu araştırmanın ana fikrini vurgulayarak Paris Antlaşması ve diğer iklim planlarında belirtilen küresel hedeflere ulaşmak istiyorsak, uzun vadede bu araştırmada yer almamız gerektiği söyledi. Fyfe ‘İklimi dengelemek amacıyla her yıl emisyon kesintilerine ihtiyacımız var.’ dedi. Nanjing Üniversitesinden Yang Yang devam etmekte olan diğer modelleme çalışmalarının bu sonucu doğruladığını ve pandemi sırasında küresel düzeyde ‘tespit edelemeyecek kadar küçük bir sinyal’ öngördüğünü yazdı. Bununla birlikte bölgesel etkilerde aerosol emisyonlarındaki düşmeye bağlı önemli bölgesel ısınmaya yol açtığını söyledi. Doğu Çin, Doğu Amerika, Avrupa ve Güney Asya bu bölgeler arasındadır.
kaynak: acs.org