Günlük Biyolojik Saati Aktifleştirmek Kanser Hücrelerini Öldürüyor

Günlük Biyolojik Saati Aktifleştirmek Kanser Hücrelerini Öldürüyor

Günlük biyolojik saati hedefleyen bileşik, fareler üzerinde yan etkileri olmaksızın beyin kanseri gelişimini azaltıyor.

Yeni yapılan bir araştırmada gece vardiyasında çalışan kadınların göğüs, sindirim sistemi ve deri kanserine yakalanma riskleri önemli derecede yüksek. Bulgular, araştırmacıların kanser ile fizyolojik süreçlerin günlük programını kontrol eden biyolojik bir sistem olan günlük biyolojik saat arasında gözlemlediği bir bağlantıyı güçlendirdi.

Şimdi, yeni sınıf kanser ilaçlarının bulunmasına yol açabilecek bulgularda araştırmacılar günlük döngü ritmi ve kanser arasındaki önemli bir moleküler bağlantı hakkında bazı detayları ortaya çıkardılar.

Nükleer hormon reseptörleri REV-ERBα ve REV-ERBβ, vücudun günlük saatinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Salk Biyolojik Araştırmalar Enstitüsü’nden Gabriele Sulli ve Satchidananda Panda, iki küçük organik molekül olan SR9009 ve SR9011’in her birinin hücre kültüründe reseptörleri açtıklarında hem göğüs, kolon, lösemi, melanom ve beyin kanseri hücrelerini öldürdüğünü gösteriyor, hem de ihtiva eden hücrelerin çoğalmasına neden olabilir.

SR9009 ayrıca bir beyin kanseri çeşidi olan glioblastoma gelişiminin azalmasını ve glioblastoma tümörlü farelerde sağkalım süresinin uzamasını sağladı. Glioblastoma için güncel bir tedavi yöntemi olan temozolomid kadar etkili derecede işe yaradı, ancak herhangi bir belirgin yan etkisi olmaksızın bunu yaptı. Temozolomid genellikle saç dökülmesine, gastrointestinal rahatsızlığa ve sinir sistemi problemlerine neden oluyor. SR9009 ve SR9011’in her ikisi de kan-beyin bariyerlerinden geçirilerek beyne ulaşmaları sağlanmış ancak ağız yoluyla alınmaları uygun olmadığından, araştırmacılar onları hayvanlara enjekte etmek zorunda kalmışlardır.

Araştırmacılar, bu verilerin günlük biyolojik saat hedefli etmenlerin çok az yan etki ile geniş bir kanser yelpazesini tedavi edebileceğini gösterdiğini söylüyor. Fakat insanlar üzerinde daha ileri güvenlik testleri ve denemelerin yapılması gerektiğini belirttiler.

Salk ekibi bu iki bileşiğin, hücrelerin istenmeyen hücresel bileşenleri parçaladığı bir süreç olan “otofaji” ve lipid üretimini inhibe ederek kanser hücrelerini öldürdüğünü tespit etti. Kanser hücreleri büyükmek ve çoğalmak için bu metabolik proseslerin her ikisine de ihtiyaç duymaktadır.

2012’de Thomas P. Burris önderliğindeki bir grup, sonrasında Florida’daki Scripps Araştırma Enstitüsü’nde ve şimdi St. Louis Üniversitesi’nde REV-ERB reseptörlerini etkinleştirmek için SR9009 ve SR9011’i tasarladı ve sentezledi. Bileşiklerin metabolik etkileri olduğunu gösterdiler. Günlük biyolojik saat ile kanser arasında önceden gözlemlenen ilişkilere dayanılarak, Sulli, Panda ve çalışma arkadaşları bu bileşiklerin kanser hücresi canlılığını da etkileyebileceğini düşünüyorlardı. Panda, bileşikler için patentlerin Scripps’e ait olduğunu ve “Salk’dan acil bir ticaret planının olmadığını” belirtti.

Burris, “Bunu ilk bulan biz olmamamıza rağmen, bu türden bir kanser karşıtı aktivite görmekten mutluluk duyuyoruz. ” dedi. “Gerçek test, faydalı olup olmadıklarını görmek için SR9009 ve SR9011 kullanılarak insan üzerinde denemeler yapılmasıyla olacak. Diğer kemoterapötik etmenlerle nasıl çalışacağını merak ediyorum çünkü direnç gelişmesini önlemek için kanser çoğu zaman birden fazla ilaçla tedavi altına alındı. ” diye ekledi.

Kaynak : acs.org

1.650 Kez Okundu

İnovatif Kimya Dergisi

İnovatif Kimya Dergisi aylık olarak çıkan bir e-dergidir. Kimya ve Kimya Sektörü ile ilgili yazılar yazılmaktadır.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!