Mersin’e dünyanın en büyük 5’inci güneş enerjisi santrali
Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, dünyanın 5. büyük güneş enerjisi santralinin Mersin’de kurulacağını söyledi.
Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, Mersin’deki düzcam fabrikalarının çatısına 6 megavat gücünde güneş enerjisi santrali kuracaklarını belirterek, “Bu yılın ilk çeyreğinde montaj çalışmalarının başlaması planlanıyor. Montaj tamamlandığında çatı üzerine monte edilmiş santraller arasında dünyadaki en büyük 5 projeden biri olacak. Böylece fabrikamız yenilebilir enerjiden elektrik üretecek.” dedi.
Kırman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1935 yılında kuruluşuyla birlikte Türkiye’de cam sanayinin de temelini atan Şişecam Topluluğu’nun bugün düzcam, cam ev eşyası, cam ambalaj ve kimyasallar olmak üzere 4 ana iş grubunda faaliyet gösterdiğini hatırlatarak, Türkiye’nin yanı sıra Almanya, İtalya, Bulgaristan, Romanya, Slovakya, Macaristan, Bosna Hersek, Rusya Federasyonu, Gürcistan, Ukrayna, Mısır ve Hindistan olmak üzere toplam 13 ülkede 44 tesisle üretim faaliyetlerini sürdürdüklerini söyledi.
Şişecam Topluluğu’nun, üretim kapasitesi açısından dünyada cam ev eşyasında en büyük 3’üncü, düzcam ve cam ambalajda ise en büyük 5’inci üretici olduğunu, kimyasallar alanında ise dünyanın en büyük 10 soda üreticisinden biri olan Şişecam’ın aynı zamanda krom kimyasallarda dünya lideri konumunda bulunduğunu belirten Kırman, topluluk olarak yılda 4 milyon tonun üzerinde cam, 2 milyon tonun üzerinde soda külü ve 3,5 milyon tonun üzerinde endüstriyel ham madde üretimi gerçekleştirdiklerini bildirdi.
Şişecam’ın bugün üretim süreçlerinde enerji tüketirken aynı zamanda enerji üreten bir topluluk olduğunu, enerji verimliliği ve geri dönüşüm çalışmalarının yanı sıra enerji tasarrufu sağlayan ürünlerle de ülke ekonomisine katkı sağladıklarını kaydeden Kırman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ergitme teknolojisinin kullanıldığı enerji yoğun bir sektör olan cam sanayinde genel olarak enerjinin üretim maliyetlerindeki payı yüzde 20 seviyesinde. Bu kapsamda topluluğumuz, 1980 yılından bu yana enerji verimliliği çalışmalarını ön plana çıkartırken, ülkemizde otoprodüktör olarak 1996’da kendi ihtiyacını karşılamak amacıyla elektrik üretimine başlayan ilk sanayi kuruluşlarından biri olmuştur. Bugün elektrik piyasasında hem üretici hem de tüketici olarak aktif bir oyuncuyuz.
Şişecam’ın yurt içinde iki elektrik üretim santrali bulunmakta. 32 megavat kurulu güce sahip olan Trakya Bölge Santrali, 1996 yılında Lüleburgaz bölgesindeki cam üretim tesislerine ulusal şebeke bağlantısı olmadan doğrudan bağlı nakil hatlarıyla kesintisiz ve kaliteli elektrik tedarik edilmesi amacıyla kurulmuştur ve halihazırda aynı misyonu yerine getirmeye devam etmektedir. 252 megavat kurulu güce sahip olan Mersin Kojenerasyon Santrali ise Soda Sanayii AŞ bünyesinde faaliyet göstermektedir. Soda külü üretim prosesinin ihtiyaç duyduğu sürekli ve yüksek miktardaki buharın yarattığı sinerji sayesinde santralimiz yüksek termik verimliliğiyle ülkemizin işletmedeki en büyük kojenerasyon santralidir.”
Şişecam Enerji’nin Faaliyetlerini Bulunduğumuz Her Coğrafyaya Yaymayı Amaçlıyoruz
Ahmet Kırman, ana faaliyet alanlarında dünyanın en büyük 3 üreticisinden biri olma vizyonları doğrultusunda, enerji maliyetlerinin azaltılması ve enerji sistemlerinin optimizasyonunun Şişecam’ın rekabet gücüne önemli katkı sağladığını, topluluğun enerji üretim ve tüketim büyüklüğünü tek elden yönetebilmek amacıyla 2014’te Şişecam Enerji AŞ’yi kurduklarını, bu şirketin faaliyetlerini bulunduklarını her coğrafyaya yaymayı amaçladıklarını kaydetti.
Elektrik ve doğal gaz piyasalarındaki gelişmelerin yakından takip edilerek öncelikli olarak topluluğun enerji maliyetini azaltacak ve topluluğun cam ile soda külü üretimleriyle sinerji yaratacak projelerinin değerlendirilmesinin hedeflendiğini belirten Kırman, enerji alanında, enerjinin geri dönüşümü ve verimliliğinin artırılmasına öncelik verdiklerini söyledi.
Fabrikalarındaki atık ısıdan elektrik ürettiklerini anlatan Kırman, şunları kaydetti:
“Özellikle cam faaliyet alanındaki doğal gaz ısıtmalı ergitme fırınları atık ısının geri kazanılması için önemli fırsatlar yaratmaktadır. Bu anlamda 2013 yılından bu yana 30 milyon avro yatırım ile 4 fabrikamızda atık ısıdan elektrik üretim tesisi kurduk ve 16,5 megavat kurulu güce ulaştık. Enerji geri kazanım projelerinin genişletilmesi için diğer fabrikalarımızda da fizibilite çalışmaları yürütüyoruz. Atık ısıdan elektrik üretiminin mümkün olmadığı fırınlarımızda ise atık ısı kazanları sayesinde sıcak su ve ısınma ihtiyacı ek bir enerji tüketmeden karşılanıyor. Enerjinin verimli kullanımına yönelik projelerimiz de hız kesmeden devam ediyor. 3 yıllık süreçte fabrikalarımızda 859 adet yüksek güçteki motoru çok daha verimli motorlarla değiştirdik. Bu sayede yıllık enerji tasarrufumuzun 16 milyon kWh olmasını öngörüyoruz. Ayrıca, bu konuda gerçekleştirdiğimiz teknolojik global iş birlikleri sayesinde, IE5 standardındaki dünyanın en verimli motoru, ilk kez Şişecam fabrikalarında saha denemesine tabi tutulmakta. Süreçler tamamlandığında bu motorları da fabrikalarımızda devreye almayı planlıyoruz.
Enerji geri dönüşümü ve verimliliği çalışmalarımızın yanı sıra yenilenebilir enerji kaynaklarından da olabildiğince faydalanılarak, karbon ayak izimizi küçültme çalışmalarını sürdürüyoruz. Bu kapsamda Mersin’deki düzcam fabrikamızın çatısına 6 megavat gücünde güneş enerjisi santrali kuruyoruz. Bu yılın ilk çeyreğinde montaj çalışmalarının başlaması planlanıyor. Montaj tamamlandığında çatı üzerine monte edilmiş santraller arasında dünyadaki en büyük 5 projeden biri olacak. Böylece fabrikamız yenilebilir enerjiden elektrik üretecek.”
Binalardaki Isı Kayıplarının Yüzde 30’u Yalıtımsız Pencerelerden Kaynaklanıyor
Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Kırman, topluluk olarak bir yandan üretimde enerji tüketirken verimli olmak için çalıştıklarını, diğer yandan da günlük hayatta enerji tasarrufu sağlayan yeni ürünler geliştirdiklerini, bu kapsamda yenilikçi ürünleriyle hem enerji tasarrufu hem de yenilebilir enerji üretimine katkı sağladıklarını söyledi.
Türkiye’deki enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 30’unun binalarda gerçekleştiğini kaydeden Kırman, binalarda ısı kayıplarının yaklaşık yüzde 30’unun yalıtımsız pencerelerden kaynaklandığını, pencerelerdeki cam alanlarının, pencerenin yüzde 80-85’ini oluşturduğu düşünüldüğünde, camla yalıtımın öneminin bir kez daha ortaya çıktığını vurguladı.
Bugün düzcam ürünlerinin gün ışığından ödün vermeden, yazın güneş ısısı girişini kontrol ederek, kışın ise ısıyı içeride tutarak soğutma ve ısıtma masraflarını azalttığını belirten Kırman, standart çift cama göre ısı kayıplarını yaklaşık 4 kat azaltan ürünlerden yazın güneş ısısı girişini yüzde 50’ye varan oranlarda azaltan ürünlere kadar geniş bir yelpazede çözümler sunduklarını anlattı.
2003 yılından bu yana güneş enerjisi sektörüne yönelik olarak güneş kolektörleri ve güneş panellerinin en üst katmanı olan cam malzemesini ürettiklerini ve güneş enerjisi sistemleri üreticilerinin kullanımına sunduklarını ifade eden Kırman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üretilen camların geçirgenlik değerlerinin yüksek olması güneş enerjisi sistemlerinin verimliliğine katkı sağlamaktadır. Yüksek performanslı anti-reflektif (AR) kaplama ile cam yüzeyindeki yansıma kaynaklı ışınım kayıpları minimize edilerek daha çok ışığın güneş hücrelerine ulaşması sağlanmakta, böylece güneş panelleri daha fazla elektrik üretebilmektedir. Söz konusu AR kaplamalı güneş paneli camlarını yoğun Ar-Ge faaliyetleri sonucu 2015 yılında geliştirerek pazara sunduk. Böylece Türkiye’de güneş paneli üreticilerinin en son teknoloji ürünü camları kullanarak maksimum performansta ve dünya standartlarında panel üretimi yapmalarının da önü açılmıştır. İlave ışık geçirgenliği sunarak gün ışığından maksimum fayda sağlayan AR kaplamalı ürünlerimizle, güneş ışığı girişi yüzde 95 seviyesine kadar yükseltiliyor, güneş panelleri daha fazla elektrik üretebiliyor. Böylece panellerin performansı artırılarak panellerden maksimum verimlilik elde edilmiş oluyor. Otomotiv camlarına yönelik olarak ise güneşin ısı ve ışık etkisini azaltma, ayrıca camları hafifletme çalışmalarımızla otomotivde yakıt ve enerji tüketiminin azaltılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Cam ambalajda da şişelerin dayanıklılığını koruyarak daha hafif ve ince camlardan üretilmesi için Ar-Ge çalışmaları yürütüyoruz. Böylece müşterilerimizin nakliye ve yakıt tüketimi masraflarını düşürmelerine katkıda bulunmayı hedefliyoruz.”
Cam, Yüzde 100 ve Sonsuz Kere Dönüştürülebilir
Ahmet Kırman, camın yüzde 100 ve sonsuz kere dönüştürülebildiğini, geri dönüşüm özelliğiyle enerji tasarrufu da sağladığını söyledi. Camın geri dönüşürken hiçbir kalite kaybına uğramadığını belirten Kırman, “Bir adet cam şişe üretmek için girdi olarak bir adet cam şişe atığı kullanmak yeterlidir. Bir adet cam şişeyi geri dönüştürerek bir bilgisayarı 25 dakika, bir televizyonu 20 dakika çalıştırmaya yetecek kadar da elektrik tasarrufu sağlamak mümkün.” dedi.
Kırman, “Cam Yeniden Cam” projeleri kapsamında, 22 ilde 145 ilçe belediyesiyle iş birliği geçekleştirdiklerini, 16 bin 700 cam kumbarasının belediyelere hibe edildiğini, 220 binin üzerinde ilköğretim öğrencisine farkındalık eğitimi verildiğini ve farkındalık aktiviteleriyle 2,5 milyon kişiye ulaşılarak cam geri dönüşümünün öneminin anlatıldığını bildirdi.
Kırman, “Tüm bu çalışmalar sonucunda 670 bin ton camın çöpe gitmesi önlendi. Üretimde cam kırığı kullanım oranı yüzde 8’den yüzde 19’a çıktı. 28 bin 500 konutun ısınma ve sıcak su ihtiyacını karşılayacak seviyede enerji tasarrufu sağlandı. 244 bin otomobilin trafikten çekilmesine eş değer karbondioksit salımı engellendi. 20,6 milyon ağacın temizlediği havaya eş değer karbondioksit salımı önlendi.” diye konuştu.
Haziran 2016’da Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile Türkiye’de cam geri dönüşüm sektörüne sanayileşme yolunda büyük ivme kazandıracak dünyada bir ilk olan önemli bir ortaklığı hayata geçirdiklerini hatırlatan Kırman, Şişecam ve EBRD’nin, Şişecam Çevre Sistemleri AŞ adıyla kurdukları yeni şirket sayesinde, cam atığı toplama ve geri dönüşüm firmalarının modernizasyonunu hızlandıracak finansman desteğinin yanı sıra sektöre know-how transferi sağlayacağını kaydetti.
Kırman, “Önümüzdeki 5 yıllık dönemde cam geri dönüşüm oranının yüzde 19’dan yüzde 45 seviyesine, geri dönüşen cam miktarının ise 3 katına çıkartılmasını hedefliyoruz. Sürdürülebilir bir cam geri dönüşüm sistemi inşa edilmesiyle sera gazı etkisi yaratan karbon salımı azalacak, sağlanacak enerji tasarrufuyla da ülke ekonomisine yapılan katkı katlanarak artacak.” dedi.
Kaynak : aksam.com.tr