Türk Bilim İnsanı Alzheimer’a Çareyi Zebra Balığında Arıyor
Türk bilim adamı Doç. Dr. Çağhan Kızıl, Alzheimer’ın tedavisinde önemli gelişmeler kaydettiklerini söyledi. Zebra balığının beynini yenilemesinden yola çıkan Kızıl, bu balıktaki bir maddenin insanın bağışıklık sisteminde de olduğunu ve bu proteinle Alzheimer’e karşı savaşılacağını söyledi.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden 2003 yılında mezun olduktan sonra, yüksek lisans için gittiği Almanya’da doktorasını tamamlayarak, bilimsel çalışmalarına devam eden Doç. Dr. Çağhan Kızıl, Alman Sağlık Bakanlığı’na bağlı Dresden’deki DZNE Laboratuvarı’nda, 8 kişilik ekibiyle araştırmalar yapıyor. Doç. Dr. Kızıl, “İnsan beyninde Alzheimer modellemesi ve onun nasıl tedavi edilebileceği’ üzerine deneysel araştırmalar yaptıklarını, üç boyutlu bir insan beyni modeli gerçekleştirdiklerini, buna ‘mini beyin’ dediklerini anlatarak, bu sistemle ilaç geliştirmenin daha etkili olabildiğini ifade etti. Doç. Dr. Çağhan Kızıl, “Daha etkin ilaçlar geliştirildiğinde, bu hastalığı tedavi edebileceğimizi düşünüyoruz. Tedavisi şu an olmayan bir hastalık. Fakat hücrelere, farklı organlara, farklı bölgelere baktığımızda tedavisini bulacağımıza inandığım bir hastalık bu. Umutlu olmamız gerekiyor. Birçok araştırmacı, bizim laboratuvarımızda olduğu gibi bu konuda çalışıyorlar. Dolayısıyla bilim, bu hastalığa bir çözüm bulacak. Mini beyin sistemimizin de buna katkı sunacağını düşünüyoruz” dedi.
Zebra Balığı, Beynini Yenileyebiliyor
Hastalığın, Alzheimer semptomlarının geç yaşlarda ortaya çıkmadan çok önce başladığını vurgulayan Doç. Dr. Kızıl, hücrelerin yavaş yavaş öldüğünü, ancak bunun geç algılandığını belirterek, “Bu ölen hücrelerin yerine yenisini nasıl getirebiliriz? Bunu da kök hücrelerini bir şekilde etkileyerek yapabiliriz diye düşünüyoruz. Belli organizmalar var. Örneğin zebra balığı, beynini yenileyebiliyor. Biz bu balık türünden, Alzheimer modeli oluşturarak, beynin nasıl kendini yenileyebileceğini öğrendik. Bunu insan modeline uyarladık ve Alzheimer semptomlarını azaltmakta başarılı olduk. Dolayısıyla bu iki modeli birleştirerek, kök hücrelerini aktifleştirerek, yeni sinir hücresi yaparak beynimizde ölen hücrelerin yerine yenisini getirebileceğimizi düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Kök Hücrelerini Aktifleştiriyor
Çalışmalarında tatlı sularda yaşayan ‘zebra balığını’ örnek aldıklarını belirten Dr. Kızıl, şunları söyledi:
Zebra balığının Bangladeş’in bir nehrinde yaşadığını, ancak petshop’larda her yerde bulunan bir balık türü olduğunu ifade eden Doç. Dr. Kızıl, 1982 yılında ABD’deki bir araştırmacının bu balığı ‘gelişim biyolojisi’ için kullanmaya başladığını, bu balığın herhangi bir organını, dokusunu yenileyebildiğini, beyninin bir kısmı çıkarıldığında yerine geldiğini ayrıca omuriliğinin de kendini yenilediğini anlattı. Doç. Dr. Kızıl, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Zebra balığı, omurgalı ve evrimsel olarak insana çok yakın. Bize öğretebilir. İnsan beyninin tamamını yeniden yaratmak mümkün değil. İnsan beyni çok kompleks, diğer canlılarla karşılaştırılacak gibi değil. Beynimizde kök hücreler var. Alzheimer’de kök hücreler çok erken aşamada bölünmeyi durduruyor, sinir hücresi yapmaktan vazgeçiyorlar. İşte biz, ‘Bu ölen hücreleri nasıl yerine koyabiliriz?’ diye zebra balığını örnek aldık. Şunu öğrendik, orada bulduğumuz bir madde, aslında bağışıklık sistemimizde olan bir protein, Alzheimer’e karşı savaşıyor. Aynısı insanda da var. Mini beyinlerdeki deneylerde gerçekten balıkta yaptığı şeyi yapıyor. Kök hücrelerini aktifleştiriyor. Daha fazla sinir hücresi yapılıyor. Bu sinir hücreleri daha sağlıklı oluyor. Biz bu mekanizmayı daha iyi anlamalıyız ki; ilaç geliştirelim. Biz bu mekanizmayı bulduğumuz için buradan bir ilaç geliştirme yoluna da gidiyoruz. Alzheimer’in ileri yaşlarda ortaya çıktığını düşünürsek, çoğu ilaç geç aşamada bilişsel kapasiteyi yerine getirmek için kurgulandı. Şu anda bizim bulduğumuz mekanizma, sistemi en temelden kurmayı hedefliyor. Çok daha erken müdahale edip, çok daha erken daha fazla sinir hücresinin yapılması amaçlanıyor. Tedaviden çok önleyip, ortaya çıkmasını engellemek istiyoruz. Bu hastalığın ilk aşamalarının 40’lı yaşlarda başladığını biliyoruz. İşte biz bu durumu daha o zaman teşhis etmek istiyoruz. Eğer bunu başarırsak, belki şu anki ilaçlar ile bile Alzheimer’i erteleyebiliriz.”
İlaç aşamasına ne zaman gelineceği konusunda belli bir süre vermenin zor olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kızıl, “Son 20 senede yapılan araştırmalar çok yavaş ilerledi. Son 5 senede yapılanlar ise ondan önceki 15 seneden daha fazla. Dolaysısıyla bir 10 sene içerisinde çok daha farklı bir yerde olacak ve biz Alzheimer hastalığını çok daha iyi anlayacağız. 20 sene içinde en azından bir çözüme ulaşabileceğimize inanıyorum” diye konuştu.
Kaynak : aydinlik.com.tr