Havuz Kimyasalları Nelerdir ve Yüzücüler Bunlardan Nasıl Korunur?
Klor, havuzlarda mikropları öldürür, ancak saçlarınızı yeşerttiği için onu suçlamayın.
Celia Henry Arnaud
İnsanlar temiz suya dalmaktan zevk almalarına rağmen havuzlarda kullanılan klordan şikayetçi olmaktan vazgeçmezler. Çünkü klor ve klor bazlı bileşikler cildi kurutabilir, gözlerde kızarıklığa neden olabilir ve havuzda keskin bir koku yaratabilir.
Öte yandan, klor sayesinde suda sindirim problemlerine neden olabilecek Escherichia coli gibi mikroplardan arınabiliriz. Havuz operatörleri, klor gibi dezenfektanlara ek olarak, suyun pH, alkalite ve sertliğini kontrol etmek için kimyasal maddeler de eklerler.
Havuzları dezenfekte etmek için kullanılan klor, nadiren elementel klor (Cl2) olarak bulunur. Ulusal Yüzme Havuzu Vakfı’nın CEO’su Thomas M. Lachocki, tipik olarak hidrojen ve oksijen içeren hipokloritler, karbon, azot ve oksijen içeren izosiyanürat gibi daha karmaşık moleküllerin bir parçası olarak eklendiğini açıklıyor. Bu bileşikler suya ilave edildiğinde, spontan olarak hipoklorus asit oluştururlar, ki bunlar genellikle havuz dili kelimesinde serbest klor olarak adlandırılan dezenfekte edici maddelerdir.
Lachocki, konut havuzu sahiplerinin en çok triklor veya trikloro-S-triazinetrione olarak bilinen kloru kullandıklarını, çünkü bunlarda klor içeriğinin çok yüksek olduğunu ve klorun yavaş çözündüğünü söylemektedir. Ayrıca bunları kullanımının da rahat olduğunu açıklamalarına ekliyor. Dezenfektanın konsantrasyonunu doğru olması gerekmektedir. Yüzücüler için rahat olması için dezenfektan konsantrasyonunun yeterince düşük olması gerekir. Siyanürik asit gibi bir dengeleyici ilavesi, hipokloröz asitin güneş ışığındaki bozunumdan korunmasına yardımcı olacaktır.
Klorlu bileşikler ilk çıkan dezenfektanlar için tercih edilen ilk bileşen değildi. Hipobromöz asit üreten, brom içeren bileşikler kullanılmaktaydı; bunlar patojeni yok etmek için de kullanılabilir. Ancak sıcak küvetlerde, yüzme havuzlarındaki kullanımına göre daha sık kullanılırlar, çünkü yüksek sıcaklıklarda brom küvette kullanılan klora göre daha kararlıdır.
Yeni havuz hijyen sistemleri, bağırsak enfeksiyonlarına neden olabilecek klora dirençli mikropları öldürmek için ek adımlar atmaktadır. Standart donanım ve belgelendirme kuruluşu olan NSF International’ da su arıtma kimyasalları ve filtrasyon medya genel müdürü Blake Stark, mikrobu klorla yok etmeyi zorlaştıran koruyucu bir katın bulunduğu Cryptosporidium için bazı dinlendirme tesislerinde muameleye tabi tutuluyor.
Bu tür amaçlarda kullanılmak üzere, filtrasyon sisteminde morötesi radyasyon popüler hale gelmiştir. Lycocki, Cryptosporidium’ u inaktive etmek için özellikle iyi olmasına rağmen, UV’nin tek başına iyi bir dezenfektan oluşturmadığını belirtiyor. ‘Suda kalıntı bırakmaz ve UV odasında sadece inaktive olur ve oksitlenir’ diye açıklamada bulunmuştur. Bu durumda kullanılan tek yöntem UV ise, yüzücüler tarafından suya getirilen mikropların etkili bir şekilde yok edilememektedir.
Ancak UV su arıtma kullanıldığı takdirde havuzlarda yer alan ve rahatsız edici olan ‘klor’ kokusu engellenmektedir. Yüzücülerin de bu koku oluşumuna birtakım katkıları bulunmaktadır. Bu koku, klorin ile ürenin reaksiyona girmesiyle meydana gelir, ayrıca ter ile birleştiği takdirde ise trikloroamin meydana gelir. UV ışını bu bileşikleri indirgeyebilir.
Havuzdaki dezenfektanlar, su pH’ ı 7.2 ile 7.8 arasında olduğunda optimum düzeyde çalışır. Lachocki, havuz operatörlerinin bu pH aralığını korumak ve hipokloröz asit ile hipoklorit iyonları arasındaki dengeyi, daha iyi bir dezenfektan olan aside doğru itmek için başka bir sınıf bileşik eklemeleri gerektiğini söylüyor. Kullanılan tipik kimyasallar muriatik asit (hidroklorik asidin eski adı), sodyum bisülfat, karbondioksit, sülfürik asit ve sodyum karbonattır. Sodyum bikarbonat da işe yaramakla birlikte, sudaki toplam alkalite pH üzerinde olduğundan daha fazla etkiye sahiptir.
Yüzme havuzu ve SPA endüstrisi ile ilgili verileri toplayan bir pazar araştırması şirketi olan Pkdata’ ya göre, ABD’de Alaska ve Hawaii’ yi içermeyen 8.5 milyondan fazla konut havuzu var. Havuzları doldurmak için 719 milyar L su ıslah edilmelidir. Sonuç olarak, bu muamelede kullanılan kimyasalların pazarı kabaca 2 milyar dolardır.
Havuz kimyası kesinlikle bir sürü Amerikan doları üretiyor ve bazen yeşil bir havuz bile üretiyor. Rio de Janeiro’ daki 2016 Yaz Olimpiyatları’ ndaki dalış havuzunda zümrüt gölgesi oluştuğunda, muhtemelen yosun oluşumu ya da bakır içeren bir yosun aşı fazlası yüzünden olduğundan şüphelenilmektedir. Asıl sebep ya da suçlu kesin olarak bilinmeyecek, çünkü Olimpiyat yetkilileri, kimyasal testler yapmadan havuzu boşaltmışlardır ve temiz bir şekilde geri doldurmuşlardır.
Bazen, havuz kimyası da yeşil saça neden olduğu konusunda suçlanıyor. Kentsel efsaneler, klorun istenmeyen yeşil vurgulara neden olduğuna inanmanızı isterdi. Ancak renk tonunun değişimi, havuzun doldurulması için kullanılan suda bulunan bakır içeren yosun öldürücüler veya bakır sayesinde gerçekleşir. Bazen bakır korozif sıhhi tesisattan kaynaklanır.
Neyse ki, millet, çevre koruma ajansı tarafından ABD’de düzenlenen havuz kimyasal etiketleri üzerine talimatları uygularsa, bu felaketler genellikle engellenebilir. Veya suyun bakır bakımından test edilmesinin vakti gelmiş olabilir.
Kaynak : acs.org