Adli Kimyacılar Suç Mahallindeki Kişileri Ayırt Etmek için Ter Analizini Kullanılıyor
Fotoğraf : Sağdan; Jan Halámek ve öğrenciler Mindy Hair, Erica Brunelle ve Adrianna Mathis.
Cildin ortalama bir inç karesi 650 ter bezi içerir. Bu durum, ister telefon görüşmesi yapıyorken ister akşam yemeği yiyor ya da bir suç işliyorken; bedenlerimizin dokunduğumuz her şeye küçük miktarda ter bıraktığı anlamına gelir.
Jan Halámek, bu küçük ve genelde görünmeyen cilt salgılarını, araştırmacıların kendi avantajlarına kullanabileceklerine inanıyor.
Albany Üniversitesi’nde Kimya bölümünde profesör olan Halámek, Analytical Chemistry dergisinde, suç mahallinde geride kalan terleri analiz ederek, orada bulunan kişilerin sayısını belirlemeye yarayan bir yeni bir makale yayınladı. Bu analiz, olay yerinde kullanılabilir ve anında sonuç verebilir.
Halámek, “Bu yazıda iki kavrama bakıyoruz. Öncelikle, cilt salgılarımızın her biri farklıdır ve bu nedenle bize özgüdür. Tıpkı parmak izi gibidir. Ayrıca, seyahat ederken ve çeşitli eşyalara dokunduğumuzda gün boyunca küçük miktarlarda biriken terlemeyi sürekli olarak gizliyoruz. Bu kavramları birleştirerek, bir suç mahallinde geride bırakılan terin adli araştırmacılara yardımcı olabileceğini istatistiksel olarak gösterebildik” dedi.
Cilt sekresyonları çok sayıda aminoasit ve metabolit içerir. Bu nedenle Halámek, bir yüzeyde tespit yapılırken bu maddelerin analiz için hedef alınabileceğini söylüyor.
Halámek’ in ekibi bu metabolitlerden üçünü (laktat, üre ve glutamat) ölçüyor. Laktat, terlerimizin yüksek konsantrasyonlarında görülür ve kişinin yaşam tarzına göre büyük ölçüde değişir. Yine yüksek konsantrasyonda görülen üre ve glutamat da terimizin farklı bölgelerinde bulunur. Her üç metaboliti de aynı seviyede olan iki kişi olma şansı neredeyse sıfırdır.
Analizlerini test etmek için, Halámek’in ekibi 25 taklit ter örneği hazırladı ve gönüllülerin önkollarından 25 tane daha özgün ter örneği aldı. Elde edilen sonuçlar bu 50 numunenin tümünün de kolayca ayırt edilebildiğini gösterdi.
Bir sonraki adım gerçek olay yeri örneklerini test etmek olacaktır.
Halámek, “Müfettişler suç mahallinde bulunan teri gözden kaçırma eğilimindeler. Bu nedenle bizim çalışmamız bu ter analizinin değerli olduğunu kanıtlıyor. DNA analizlerin sonuçlanması günler veya haftalar alabileceği için, yeterli DNA kanıtı olmadan bir olay yerinde kaç kişinin bulunduğunu belirlemek zor olabilir. Ancak ter analizi ile bu bilgiyi çabucak toplayabiliriz.
Halámek, analizinin şu anda ter numunelerini kişilerle eşleştiremediğini söyledi. Bunun nedeni metabolitlerin, insanların yaşam tarzında oluşan değişikliklerden dolayı zaman içinde dalgalanma göstermesidir. Örneğin, bazı metabolit seviyeleri egzersiz veya diyete göre değişirken, diğerleri ise kişinin hastalanmasıyla değişebilir. Ancak laboratuarda uzun vadeli bir “ter profili” veritabanı oluşturma amacıyla, dalgalanmalardaki modelleri izlemeye başlıyorlar.
UAlbany Üniversitesi’nde lisans öğrencisi olan Mindy Hair makalenin ilk yazarıydı. Diğer öğrenci ortak yazarları ise kıdemli Adrianna Mathis ve yüksek lisans öğrencisi Erica Brunelle‘ dir. Ulusal Adalet Enstitüsü ise araştırmayı finanse etmiştir.
Halámek’in yeni makalesi, suçluları yakalamak için biyobelirteçlerin (kan ve ter) non-invaziv testini içeren, büyüyen bir araştırma portföyüne katkıda bulunuyor.
Kaynak: phys.org