Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Örümcek Ağının Yapısını Müziğe Çevirdi – İzle ve Dinle
Fotoğraf: Bir örümcek ağının kesit görüntüleri (farklı renklerde gösterilmiştir) bu 3 boyutlu görüntüde birleştirildi ve müziğe çevrildi.
Hepimiz biliyoruz ki, örümcekler usta inşaatçılardır. İpek ipliklerini yuva ve avlanma yeri olarak hizmet etmesi için ustalıkla dokurlar. Bu 3 boyutlu (3D) ağlar oldukça karmaşıktır. Eğer insanlar örümceğin dünyasına girebilseydi ağ yapısı, eklem bacaklıların davranışları ve daha fazlası hakkında bilgi sahibi olabilirlerdi. Bilim insanları, daha gelişmiş 3D yazıcılardan türler arası iletişime ve diğer dünya müzik bestelerine kadar çeşitli uygulamalara sahip olabilecek bir web yapısını müziğe çevirdiklerini bildirdiler.
Çalışmayı sunan ve aynı zamanda projenin baş araştırmacısı olan Doktor (PhD) Markus Buehler, “Örümcekler, titreşen tellerden oluşan bir ortamda yaşıyor” dedi. “Çok iyi göremiyorlar, bu yüzden dünyalarını farklı frekanslara sahip titreşimler aracılığıyla hissediyorlar.” Bu tür titreşimler, örümceğin ağ örme sırasında bir ipeği gerdiğinde, rüzgar veya kapana kısılmış bir sinek, ağı hareket ettirdiğinde meydana geliyor.
Uzun zamandır müzikle ilgilenen Buehler, örümcek ağları gibi doğal malzemelerden insan kaynaklı olmayan ritimler ve melodiler çıkartıp çıkaramayacağını merak etti. “Örümcek ağları, olağan insan deneyiminden çok farklı, müzikal ilham için yeni bir kaynak olabilir” dedi. Buna ek olarak Buehler , Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ndeki (MIT) meslektaşları ve Studio Tomás Saraceno’daki iş ortakları Tomás Saraceno ile birlikte, görmenin yanı sıra işitme yoluyla da bir ağı deneyimleyerek, 3D mimarisi ve ağların örülmesi hakkında yeni bilgiler edinmeyi umdu.
Bu hedefler göz önünde bulundurularak, araştırmacılar 2 boyutlu kesitleri yakalamak için lazerle doğal bir örümcek ağını taradılar ve ardından ağın 3 boyutlu yapısını yeniden oluşturmak amacıyla bilgisayar algoritmalarını kullandılar. Ekip, örümcek ağının her bir ipeği için farklı ses frekansları atadı ve melodiler oluşturmak için ağın 3B yapısına dayalı kalıplarda birleştirdikleri notaları oluşturdu. Araştırmacılar daha sonra arp benzeri bir enstrüman oluşturarak dünya çapında çeşitli canlı performanslarda örümcek ağı müziği çaldılar.
Ekip ayrıca, insanların görsel ve işitsel olarak ağa girmelerini sağlayan bir sanal gerçeklik kurulumu yaptı. Buehler, “Sanal gerçeklik ortamı gerçekten ilgi çekici çünkü kulaklarınız, görebileceğiniz ancak hemen tanıyamayacağınız yapısal özellikleri algılayacaktır,” dedi. “Bunu aynı anda duyarak ve görerek, örümceğin yaşadığı ortamı gerçekten anlamaya başlayabilirsiniz.”
Araştırmacılar, örümceklerin nasıl ağ ördüğüne dair fikir edinmek için ağ örme sürecinde bir ağı taradılar ve her aşamayı farklı seslerle müziğe dönüştürdüler. Buehler, “Arp benzeri enstrümanımızın işlem sırasında çıkardığı sesler, örümceğin ağı oluşturma şeklini yansıtıyor” dedi. “Böylece, ağın nasıl oluşturulduğunun zamansal sırasını sesli bir şekilde keşfedebiliriz.” Bir örümceğin nasıl ağ oluşturduğuna dair bu adım adım bilgi, “örümceği taklit eden” karmaşık mikroelektronikleri oluşturabilen 3D yazıcıların tasarlanmasına da yardımcı olabilir. “Örümceğin ağı örme yöntemi dikkat çekici çünkü mevcut 3D baskı yöntemlerinde sıklıkla ihtiyaç duyulduğu gibi hiçbir destek malzemesi kullanılmamaktadır” dedi.
Araştırmacılar diğer deneylerde bir ağın sesinin, germe gibi farklı mekanik kuvvetlere maruz kaldığında nasıl değiştiğini araştırdı. Buehler, “Sanal gerçeklik ortamında, ağı ayırabiliriz ve bunu yaptığımızda tellerin gerilimi ve ürettikleri ses değişiyor. Bir noktada, teller kopuyor ve kırılma sesi çıkarıyorlar” dedi.
Ekip ayrıca örümceklerle, onların kendi dillerinde nasıl iletişim kurulacağını öğrenmekle de ilgileniyor ve bunun için örümceklerin ağ örmek, diğer örümceklerle iletişim kurmak veya kur yapma sinyalleri göndermek gibi çeşitli faaliyetlerini gerçekleştirirken üretilen ağ titreşimlerini kaydettiler. Frekanslar insan kulağına göre benzer gelse de yapay öğrenme algoritması sesleri doğru bir şekilde sınıflandırdı. Buehler, “Şimdi temel seviyede örümceğin dilini konuşmak için sentetik sinyaller üretmeye çalışıyoruz” dedi. “Onları belirli ritim veya titreşim kalıplarına maruz bırakırsak, yaptıklarını etkileyebilir miyiz ve onlarla iletişim kurmaya başlayabilir miyiz? Bunlar gerçekten heyecan verici fikirler.”
Kaynak: scitechdaily.com