Araştırmacılar, İlaç Geliştirmede Aranan Nadir Moleküllerin Sentetik Kodunu Kırdı
İsveç’teki Lund Üniversitesi’ndeki bir araştırma ekibi, Güney Kore’deki terk edilmiş bir madende, sadece aşırı derecede kirlenmiş atık sudan mikroorganizmalar tarafından oluşturulan iki molekül üretmeyi başardı. Geliştirilmesi dört yıl süren yöntem, yeni ilaç türlerinin önünü açabilir. Çalışma, Journal of the American Chemical Society’de yayımlandı.
Glionitrin A ve B, ilaç geliştirmede yararlı olmalarını sağlayan özelliklere sahip iki moleküllerdir. Ancak, bu molekülleri kullanmak isteyen araştırmacılar, neredeyse on yıl boyunca zorlu bir mücadeleyle karşı karşıya kaldılar.
Glionitrin A ve B doğal ürünlerdir ve terk edilmiş bir Güney Kore madeninden çıkan aşırı derecede kirlenmiş asidik atık suda bulunan bir mantardan üretilir. Mantar, molekülleri yalnızca aynı kanalizasyondan belirli bakteriler tarafından tetiklendiğinde oluşturduğundan, üretilmesinin zor olduğu kanıtlanmıştır.
Lund Üniversitesi kimya araştırmacısı Daniel Strand, dört yıldır bu sorun üzerinde çalıştıklarını, bir çözüm bulduklarını düşündüklerinde, moleküllerin onları çizim tahtasına geri gönderen beklenmedik özelliklerinin ortaya çıktığını belirtti.
Sorunun karmaşık doğasına rağmen, çözümün araştırmacıların düşündüğünden hem daha basit hem de daha etkili olduğu kanıtlandı. Daniel Strand ve meslektaşları, asimetrik olarak adlandırılan yeni bir organosatalitik reaksiyon geliştirerek moleküllerin en erişilemeyen kısımlarında başarılı oldular.
Sorunun çözüldüğünü düşündüklerinde, molekülün son bir sürprizi olduğunu, gerçek yapının başlangıçta glionitrin A olduğunu düşündükleri ayna görüntüsü olduğu ortaya çıktığını ve bunca zamandır bir molekülü kovaladıklarını ekledi, Daniel Strand.
Glionitrin A ve B gibi benzersiz özelliklere sahip karmaşık doğal ürünler geliştirmede önemli araçlardır.
Glionitrin A dirençli bakterilere karşı antibiyotik özellikleri gösterirken, glionitrin B kanser hücrelerinin göç etmesini daha az hale getirir. Molekülleri sentetik olarak üretebilmek, araştırmacıların sadece nasıl çalıştıklarını anlamalarına değil, aynı zamanda özelliklerini geliştirmelerine de yardımcı olur.
Özellikle dirençli bakterilerle mücadeleye katkıda bulunabilecek yeni antibiyotik türlere büyük ihtiyaç olduğunu, sonuçların temel sentetik kimyanın daha da geliştirilmesine ilham vermesini ve aynı zamanda ilaç geliştirmede kullanılmasını beklediklerini ekledi, Daniel Strand.
Kaynak: sciencedaily.com