Biyolojik Puzzle Çözülüyor: Stres Saç Beyazlamasına Nasıl Neden Olur?

Biyolojik Puzzle Çözülüyor Stres Saç Beyazlamasına Nasıl Neden Olur

Fotoğraf : Gri Saç

Bilim adamları, sinir sistemi ve pigmenti yeniden üreten kök hücreler arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarıyor. Marie Antoinette’nin Fransız Devriminde yakalandığı sırada, saçlarının bir gecede beyaza döndüğü, yakın tarihte, John McCain’in Vietnam Savaşı sırasında bir savaş esiri olarak ciddi yaralanmalar yaşadığı ve saçlarının renk kaybına uğradığı anektodlar arasında yer aldı.

Uzun zamandır, anekdotlar stresli deneyimleri saç beyazlaması olayı ile ilişkilendirmiştir. Şimdi, Harvard Üniversitesi bilim adamları sürecin nasıl işledini keşfetti: Stres, bağışıklık tepkisinin bir parçası olan sinirleri aktive eder, bu da saç köklerindeki pigment yenileyen kök hücrelerinde kalıcı hasara neden olur. Nature ‘da yayınlanan bir çalışma, bilim insanlarının stresin vücudu nasıl etkileyebileceği konusundaki bilgilerini ilerletiyor. Kıdemli yazar, Ya-Chieh Hsu, “Herkesin, özellikle cilt ve saçlarında, stresin vücutlarını nasıl etkilediğiyle ilgili paylaşmak için hikayesi vardır. Bu bağlantının doğru olup olmadığını ve eğer öyleyse, stresin çeşitli dokularda nasıl değişikliklere yol açtığını anlamak istedik. “dedi. Ekip önce stresin pigment üreten hücrelere bağışıklık saldırısına neden olduğunu varsaydı. Bununla birlikte, bağışıklık hücrelerinden yoksun fareler hala tüy beyazlaması gösterdiğinde, araştırmacılar kortizol hormonuna döndüler. Ama bir kez daha bu durum çıkmaz sokaktı. Hsu stresin her zaman vücuttaki kortizol hormon seviyelerini yükselttiğini, bu nedenle kortizolün rol oynayabileceğini düşündüklerini ancak şaşırtıcı bir şekilde, adrenal bezini farelerden çıkardıklarında kortizol benzeri hormonlar üretemediklerini ve tüylerinin hala stres altında griye döndüğünü belirtti.

Farklı olasılıkları sistematik olarak ortadan kaldırdıktan sonra, araştırmacılar vücudun bağışıklık tepkisinden sorumlu olan sempatik sinir sistemini geliştirdi. Araştırmacılar, stresin bu sinirlerin çevresindeki pigment yenileyici kök hücreler tarafından alınan kimyasal norepinefrini serbest bırakmasına neden olduğunu buldular. Hsu, “Bunu incelemeye başladığımızda, stresin vücut için kötü olduğunu umuyordum – ama stresin zararlı etkisinin hayal ettiğimin ötesindeydi. Sadece birkaç gün sonra, tüm pigment yenileyici kök hücreler kayboldu. Gittikten sonra artık pigmenti yeniden üretemezsin. Hasar kalıcıdır.” Dedi.

Temel Bir Soru Cevaplanıyor

Stresi saç beyazlaması ile bağlamak için, araştırmacılar bütün  vücut tepkisi ile başladılar ve aşamalı olarak bireysel organ sistemlerine, hücre-hücre etkileşimine ve nihayetinde moleküler dinamiklere kadar yakınlaştılar. Sistemin bu yol boyunca organları, sinirleri ve hücre reseptörlerini işletmek için metodlar içeren çeşitli araştırma araçlarına ihtiyacı vardı. Araştırmacılardan biri olan Zhang , en yüksek seviyelerden en küçük detaylara geçmek için çok temel bir biyolojik soruyu çözmek amacıyla farklı yaklaşım kombinasyonları kullanarak, birçok bilim adamı ile işbirliği yaptıklarını belirtti.

Ortak çalışanlar arasında Harvard Tıp Fakültesi’nde sinir ve bağışıklık sistemleri arasındaki etkileşimi inceleyen immünoloji profesörü olan Isaac Chiu vardı. Chiu ise “Periferik nöronların organ fonksiyonunu, kan damarlarını ve bağışıklığı güçlü bir şekilde düzenlediğini biliyoruz, ancak kök hücreleri nasıl düzenledikleri hakkında çok az şey biliniyor, bu çalışma ile nöronların kök hücreleri ve işlevlerini kontrol edebildiklerini ve stresi saç beyazlaması ile ilişkilendirmek için hücresel ve moleküler düzeyde nasıl etkileştiklerini açıklayabiliyoruz.” dedi. Bulgular, stresin çeşitli organlar ve dokular üzerindeki daha geniş etkilerini aydınlatmaya yardımcı olabilir. Bu anlayış, stresin zararlı etkilerini değiştirmek veya engellemek isteyen yeni çalışmaların yolunu açacaktır. Hsu, “Stresin pigmenti yeniden oluşturan kök hücreleri nasıl etkilediğini tam olarak anlayarak, stresin vücuttaki diğer doku ve organları nasıl etkilediğini anlamak için zemin hazırladık. Dokularımızın stres altında nasıl değiştiğini anlamak, stresin zararlı etkisini durdurabilen veya geri alabilecek nihai tedaviye giden ilk kritik adımdır. Bu alanda hala öğrenecek çok şeyimiz var.”diye belirtti.

Çalışma Smith Family Foundation Odyssey Ödülü, Pew Hayır Kurumları Vakfı, Harvard Kök Hücre Enstitüsü, Harvard / MIT Temel Nörobilim Hibeleri Programı, Harvard FAS ve HMS Dean Ödülü, Amerikan Kanser Derneği, NIH, Charles A. King Trust Postdoctoral Burs Programı ve HSCI genç öğretim üyeleri tarafından desteklendi.

Kaynak : sciencedaily.com

494 Kez Okundu

İnovatif Kimya Dergisi

İnovatif Kimya Dergisi aylık olarak çıkan bir e-dergidir. Kimya ve Kimya Sektörü ile ilgili yazılar yazılmaktadır.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!