Bu Çalışma, Hamile Kadınlarda ve Yenidoğanlarda Daha Önce Bildirilmemiş 55 Kimyasal Buldu
Kaynakları, kullanımları ve tüketici ürünlerindeki varlıkları önemli olan 42 “gizemli” bileşik de dahil olmak üzere hamile kadınların ve yenidoğanların kanlarında daha önce rapor edilmemiş 55 kimyasal maddenin tanımlanabilmesi için veritabanı taraması ve yüksek çözünürlüklü kütle spektrometrisi birleştirildi.
Kaliforniya San Francisco Üniversitesi’nden (UCSF) araştırmacılar, Kaliforniya Çevre Koruma Ajansı ve UC Berkeley’deki meslektaşları ile bir araya gelerek annelerin ve bebeklerinin kan örneklerinde polifloroalkil (PFAS) olmak üzere 109 kimyasal buldu.
İnsanlardan alınan örneklerin değerlendirildiği çalışmaların çoğu endojen bileşiklere odaklanmıştır ve bu, endüstriyel kimyasallardan oluşan kapsamlı bir veritabanını tarayan ilk çalışma gibi görünmektedir. Araştırmacılar, eşleştirilmiş 30 anneden alınan kan ve kordon örneklerinde yaklaşık 3500 endüstriyel kimyasal maddeyi taradı.
Perfloroundekanoat ve perflorodesil etanoik asit insanlarda daha önce keşfedilmemiş 55 kimyasal maddeden ikisidir ve polifloroalkilleri oluştururlar. UCSF’de doktora sonrası araştırmacı ve makalenin baş yazarı Dimitri Abrahamson, metil perfloroundekanoatın muhtemelen bir floropolimer üretiminde kullanılan perflorononanoik asidin bir safsızlığı olduğunu ve yüzeylerin korunması için daha önce yüzey aktif maddelerde kullanılan uzun zincirli florotelomer bazlı ürünlerin bir parçalanma ürünü olduğunu açıkladı. Bu arada, perflorodesil etanoik asidin büyük olasılıkla tekstiller, gıda ile temas eden malzemeler ve yüzey koruyucuları gibi uzun zincirli florotelomer ürünlerinden türetildiğini de ekledi.
Illinois, Northwestern Üniversitesi’nde polifloroalkiller (PFAS) üzerine çalışan ancak çalışmaya dahil olmayan kimyager Will Dichtel, “Yeni bulgu, bu kimyasalların vücudumuza girdiklerini ve sınıflandırılması gerektiklerini göstermektedir” diyor. Herhangi bir PFAS kullanılmadan önce, bu kullanımın kimya endüstrisinde gerekçelendirilebilmesi için ilgili kanıtların sunulması gerektiğini de belirtmiştir.
Daha önce ABD Ulusal Çevre Sağlığı Bilimleri Enstitüsü’nün başında olan toksikolog ve mikrobiyolog Linda Birnbaum da bu konudaki endişesini “Ya üreticiler bu kimyasalları ürünlerinde kullanıyorlardı ve biz bilmiyorduk ya da daha büyük polifloroalkillerin bozunma ürünlerinin bir parçası olarak oluştular” diyerek açıkladı. “Bunların nereden geldiğini şu an bilmiyoruz.”
İki PFAS bileşeninin dışında pestisit bis(2,2,6,6-tetrametilpiperidinyum-4-y) dekandioatı ve gıdaların ambalajlanmasında kullanılan 10 plastikleştiriciyi içeren insanlarda daha önce rapor edilmemiş 55 kimyasal bulunmaktadır.
Makalenin yazarları, “Anne ve kordon kanı örneklerinde kötü karakterize edilmiş kimyasalların büyük oranda bulunması, bu kimyasalların nereden gelebileceğinin ve insan sağlığını nasıl etkileyebileceğinin anlaşılabilmesi için daha fazla araştırmayı gerektirmektedir” sonucuna varmıştır.
East Carolina Üniversitesi’nde farmakoloji ve toksikoloji uzmanı olan Jamie DeWitt’e göre UCSF tarafından gerçekleştirilen bu çalışma, insanların ve gelişmekte olan bebeklerin maruz kaldığı kimyasalların daha iyi bir şekilde tanımlanmasında önemli bir adımdır. “Bu tür bir çalışma benim gibi toksikolog olan bilim insanlarının araştırmalarını yeni kimyasallara veya çok az veriye sahip kimyasal sınıflarına yönlendirmesini sağlamıştır.”
Birnbaum, “Hedefsiz izleme olarak da bilinen yaptıkları çalışma çoğumuzun istediği türden bir çalışmadır” dedi. “Dışarıda neler olduğunu gerçekten bilmiyoruz ve yalnızca bildiklerimize odaklandığımızda çok önemli şeyleri gözümüzden kaçırabiliriz.”
Kaynak: chemistryworld.com