Evrim, İnsanlarda İleri Kanser Gelişme Riskinin Yüksek Olmasından Sorumlu Olabilir
Fotoğraf: DNA illüstrasyon
İnsanlar, en yakın evrimsel kuzenleri olan şempanzelerle karşılaştırıldığında özellikle genetik yatkınlık veya tütün kullanımı gibi bilinen risk faktörlerinin yokluğunda bile prostat, meme ve kolorektal kanserleri içeren gelişmiş karsinomlar üretmeye eğilimlidir.
California Üniversitesi San Diego Tıp Fakültesi ve Moores Kanser Merkezi’ndeki araştırmacılar tarafından yürütülen yeni bir çalışma nedenini açıklamaya yardımcı oluyor. FASEB BioAdvances dergisinde 9 Aralık 2020’de yayınlanan bir çalışma, insanlara özgü evrimsel bir genetik mutasyonun kısmen suçlanabileceğini göstermektedir.
California Üniversitesi San Diego Tıp Fakültesi ve Moores Kan Merkezi’nde önemli profesörlerinden olan kıdemli yazar Ajit Varki, “İnsan evrimi sırasında bir noktada, SIGLEC-12 geni ve daha spesifik, bağışıklık sisteminin bir parçası olarak ürettiği SIGLEC-12 proteini kendi ve istilacı mikropları ayırt etme yeteneğini ortadan kaldıran bir mutasyona uğradı” dedi. “Ancak bu popülasyon tamamen ortadan kalkmadı. Görünüşe göre SIGLEC-12 proteinin bu işlevsiz formu belirsiz oldu ve şimdi onu üreten kişiler için bir sorumluluk haline geldi” dedi.
Aynı zamanda hem Glikobiyoloji Araştırma ve Eğitim Merkezi hem de Antropojeni Akademik Araştırma ve Eğitim Merkezi’nin ortak direktörü olan Ajit Varki, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde patoloji profesörü olan Nissi Varki ile çalışmayı yönetti.
Normal ve kanserli doku örnekleri üzerinde yapılan bir çalışmada, araştırmacılar SIGLEC-12 proteinleri üreten kişilerin yaklaşık %30’unun, SIGLEC-12 üretmeyen insanlara kıyasla, yaşamaları boyunca ileri bir kanser geliştirme riskinin iki katından fazla olduğunu keşfettiler
Normal olarak, bu tür işlevsiz proteinleri kodlayan genler zamanla vücut tarafından elimine edilir ve küresel insan popülasyonunun yaklaşık üçte ikisi SIGLEC-12 proteinini üretmeyi durdurmuştur. Bu genin hala insanlarda asılı olduğu yerlerde, uzun zamandır işlevsel bir öneminin olmadığı düşünülüyordu ve keşfedildiğinden bu yana yirmi yıl boyunca çok az sayıda takip çalışması yapıldı. Bu arada, şempanzeler hala işleyen SIGLEC-12 üretiyorlar.
Nissi Varki’nin ekibi, kanser olmayan doku örneklerinde proteine karşı antikor kullanan SIGLEC-12’yi tespit etmek için yola çıktığında, genetik bilgilerden beklendiği üzere örneklerin yaklaşık olarak %30’u pozitifti. Buna karşılık, aynı popülasyonlardan alınan gelişmiş kanser örneklerinin çoğu SIGLEC-12 proteini için testi pozitif çıkıyordu.
İleri evre koleraktal kanserli hastaların farklı bir popülasyonuna bakıldığında, araştırmacılar %80’den fazlasının SIGLEC-12 geninin formuna sahip olduğunu ve bu hastaların, onsuz hastaların azınlığından daha kötü bir sonuç aldığını buldular.
Nissi Varki, “bu sonuçlar, proteini hala üretebilen bireylerin azınlığının ileri bir kansere sahip olma riskinin çok daha yüksek olduğunu gösteriyor” dedi.
Araştırmacılar ayrıca SIGLEC-12 üretmek için tasarlanmış tümör hücrelerini tanıtarak farelerdeki bulgularını doğruladılar. Ortaya çıkan kanserler çok daha hızlı büyüdü ve SIGLEC-12’yi çalıştırmadan kontrol tümör hücrelerine kıyasla ileri düzey kanserlerde yer aldığı bilinen birçok biyolojik olaya yol açtı.
Ajit Varki’ye göre, bu bilgiler önemlidir. Çünkü ilerdeki teşhis ve tedaviler için kullanılabilir. Araştırmacı ekibi, disfonksiyonel proteininin varlığını tespit etmek için kullanılabilecek basit bir idrar testi geliştirerek hızlı bir başlangıç yaptı ve “kanser olmayan hücrelere, zarar vermeden işlevsiz proteini taşıyan tümör hücrelerine seçici olarak kemoterapi sağlamak için SIGLEC-12’ye karşı antikorları da kullanabiliriz” dedi.
Kaynak: sciencedaily.com