Gribin Hücrelere Nasıl Sızdığını Tanımlayan Genetik Tarama Aracı

Gribin Hücrelere Nasıl Sızdığını Tanımlayan Genetik Tarama Aracı

Chicago üniversitesindeki araştırmacılar grip virüsünün, insan akciğer hücrelerini enfekte etmesine izin veren iki temel faktörü tanımlayan bir genetik tarama aracı geliştirdiler.

Bu teknik herbiri farklı bir genden yoksun, değiştirilmiş hücrelerden oluşan bir kütüphane oluşturmak için yeni gen düzenleme araçlarını kullanır, buda bilim insanlarının hangi değişimlerin onların gribe karşı verdiği tepkiyi etkilediğini görmelerine izin verir. Bu da antiviral ilaçlar için potansiyel hedefleri belirleyebilir. Chicago üniversitesinde mikrobiyoloji alanında yüksek lisans öğrencisi Julianna Han:’’ Şu andaki tedavilerimiz grip için sınırlıdır. Aşıların değişken etkinliği vardır ve virus antiviral ilaçların işe yarayamayacağı şekilde mutasyon eğilimine sahiptir. Bir sonraki antiviral tedavi dalgası, kısmen konağa doğru yönlendirilecek bu yüzden bizim çalışmalarımız grip virüsü tarafından hangi protein ve yolların kullanıldığının daha iyi anlaşılmasına yardım ediyor’’ demiştir.

Han ve Chicago üniversitesi mikrobiyoloji bölümünde yardımcı professor Balaji Manicassamy, belirli genleri yok etme veya devre dışı bırakılmalarını sağlayan CRISPR/Cas9 gen düzenleme araçlarını kullandı. Onlar değiştirilmiş insan akciğer epitel hücrelerinden bir kütüphane oluşturdular. Bu hücreler, grip virüsü tarafından enfekte olan ilk hücrelerdir. Her bir hücrenin farklı bir gen eksikliği vardı ve yaklaşık 19.000 farklı genetik varyasyonu oluşturuyorlardı. Araştırmacılar, sonra hücreleri kuş gribi olarak bilinen bir grip A virüsü olan H5N1 maruzuna bıraktılar.

Virüs , konak hücrelerden birini enfekte edip öldürebiliyorsa, bu hücrenin ürettiği gen ve proteinlerin virüsün çoğalma yeteneğinde etkili olmadığı anlamına gelir. Hücre hayatta kalsa, bu onun değiştirilmiş genomu, bir şekilde virüse karşı dirençli hale getirdiği anlamına gelir. Hücreleri 5 kez H5N1 virüsüne maruz bıraktıktan sonra Han ve Manicassamy gribe oldukça dirençli olan bir dizi hücre bıraktı. Dayanıklı olanların ortak özellikleri incelendiğinde iki gen kendini gösterdi. SLC35A1, grip için bir reseptör oluşturmaya yardımcı olan bir protein kodlar. Eğer SLC35A1 i etkisiz hale getiriyorsak, virüsün konağa takılıp onu enfekte etmesi için bir sebep yoktur. İkinci gen daha ilgi çekicidir. Doğuştan gele bağışıklık sisteminin negative bir düzenleyicisidir. Yani hücrenin yabancı istilacılara karşı immün cevabını durdurmaya yardım eder.  CIC kapatıldığında, antiviral ve yangısal yanıtlar üreten diğer genlerin ateşlenmesine ve virüsleri püskürtmesine izin verilir. Ama CIC gibi griple savaşan bir gen kalıcı anlamda etkisiz hale getirilemez. Vücudun bir enfeksiyon bittiğinde immün sistemi kapatacak bir sisteme ihtiyacı vardır. Aksi taktirde, bu vücudun kendi hücrelerine zarar verir buda otoimmün bozukluklarda olan durumdur. Diğer bir taraftan belirli kanserler , CIC gibi negatif bir düzenleyiciyi tümör hücreleri yayılırken bağışıklık tepkilerini bastırmak için kullanılabilir.

Manicassamy: ‘’CIC’nin kapatılmasıyla, şu an grip enfeksiyonuna yanıt verebilen antiviral genlerin ifadesine izin veriyoruz’’demiştir. Ama bu muhtemelen otoimmünite ve bazı kanserlerdeki gen ifadesinide düzenliyor. H5N1 yanıtıyla 2 anahtar genin tanımlanmasıyla , Han ve Manicassamy daha fazla ortak nokta yakalamak amacıyla hücreleri patojenlere maruz bıraktı. CIC,  grip ve birkaç RNA virüsleri yada RNA genomu içeren virüsler içinde önemlidir. Bunlar CIC genlerinin etkilerini belirten, solunum ve solunum yolu olmayan virüsleri içerir. Yeni genetik tarama işlemi akciğer epitel hücrelerini enfekte eden farklı virüslerle ilgili diğer konak genleri bulmak için kullanılabilir ve sonradan araştırmacılar bu yolları hedefleyen mevcut ilaçlara bakabilir ve antiviral tedavi olarak kullanılabilir olup olmadıklarını görebilirler. Sonuç olarak Han CIC’ nin diğer antiviral ve inflamatuvar genleri nasıl düzenlediğini tam olarak anlaşılması için çalışıyor. Han:’’ Mutasyonlar ya CIC’ nin kendisiyle yada anormal düzenlemeyle olur. Eğer neyin içerildiğine dair daha fazla veri elde edibilirsek, kanser ve otoimmün hastalıklarda CIC’nin nasıl yanlış düzenlendiğini çözebiliriz’’ demiştir.

Kaynak : phys.org

589 Kez Okundu

İnovatif Kimya Dergisi

İnovatif Kimya Dergisi aylık olarak çıkan bir e-dergidir. Kimya ve Kimya Sektörü ile ilgili yazılar yazılmaktadır.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!