Ölüm Ağı: Kanserle Mücadelede Moleküler Liflerle Yeni Bir Yöntem
Fotoğraf : Kanser hücrelerinin fiziksel yapıları, hücrelerin içinde oluşan ve kendi kendini yok etme mekanizmalarını harekete geçiren bir ağ tarafından bozulur.
Almanya Federal İstatistik Bürosu’na göre kanser, tüm ölüm vakalarının neredeyse % 25’ini oluşturan en sık ölüm nedenlerinden biridir. Kemoterapi genellikle bir tedavi olarak kullanılır. Ancak sağlıklı organlar için de yan etkilere neden olur. Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nün grup lideri David Ng ve etrafındaki bilim insanları, şimdi tamamen farklı bir yaklaşım denemeye çalışıyorlar: Kanser hücrelerinin yerel olarak bozulmasıyla yapısı hedeflenen kendi kendini yok etme mekanizması etkinleştirilebilir. Laboratuvar deneylerinde ilk başarılarını gösterdiler.
Kanser, hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğaldığı ve tümör büyümesine yol açan bir hastalıktır. Radyasyon tedavisine ek olarak, kanserle genellikle kemoterapi ile mücadele edilir: Uygulanan kimyasallar vücudun çeşitli biyokimyasal süreçlerini, özellikle kanser hücrelerini etkiler ve bir tümörün artık büyüyememesini ve yavaşça ölmesini sağlar.
Bununla birlikte kemoterapi vücut için zorlayıcıdır ve zamanla etkisiz hale gelebilir: Yan etkilere ek olarak, kanser bazen kimyasallara adapte olabilir, etkilerine direnebilir ve daha fazla büyümesine neden olacak yeni yollar yaratabilir. Max Planck Enstitüsü Polimer Araştırma Prof. Tanja Weil’in bölüm lideri Dr. David Ng, ” Biz şimdi farklı bir yaklaşımı benimsemeyi denedik ve biyokimyasal süreçlerle çatışarak kanseri etkilemeyi değil, doğrudan onun yapısına saldırmayı denedik” diyor.
Bilim insanları bu amaçla sentetik olarak bir tür moleküler lego tuğlası ürettiler ve bu tuğlalar, özel bir bağlantı aracılığıyla hem normal hem de kanser hücrelerine giriyor. Lego tuğlası tek başına zararsızdır, ancak kanser hücrelerinde bulunan benzersiz koşullar bir dizi kimyasal reaksiyonu harekete geçirir. Ng, “Kanser dokusunda ortam, normal dokudan çok daha asidiktir. Ayrıca, kanserin artan metabolik aktivitesi nedeniyle kanser hücrelerinde çok daha yüksek reaktif oksidatif moleküller bulunur ve biz bundan yararlanıyoruz” diyor.
Her iki koşul da sağlanırsa, bireysel lego tuğlaları bağlanabilir ve böylece büyük bir ağ benzeri bağlantı oluşturabilir. Kanser hücrelerinin içinde büyüyen bu ağ, son derece stabildir ve kanser hücrelerini içten dışa deforme eder. Fiziksel zorlukla baş edemeyen kanser hücresi, kendi kendini yok etme mekanizmasını harekete geçirir. Ng, “Bu nedenle kanser hücresine kendisini savunamayacağı bir şekilde saldırıyoruz” diyor.
Araştırmacılar şu ana kadar bir laboratuvar kültüründe kanser hücreleri üzerindeki yöntemi araştırdılar ve hücrelerin yaklaşık dört saat gibi çok kısa bir sürede öldüğünü kanıtlamayı başardılar. Gelecekte, yöntemleri muhtemelen kanser tedavisine bir alternatif oluşturabilir ve daha ileri çalışmaları devam etmektedir.
Bir bakış açısı olarak, Ng, Weil ve meslektaşları, kanser hücreleri öldükten sonra deformasyonun hassasiyetini artırmak ve ağın biyolojik olarak parçalanması üzerinde çalışmaya devam edecekler.
Elde ettikleri sonuçları ünlü Journal of the American Chemical Society’de yayınladılar .
Kaynak : scitechdaily.com