Tüberyal Bezler: İnsan Vücudunda Yeni Organ Keşfedildi
Fotoğraf: Bu illüstrasyon, yeni tanımlanmış tüberyal bezlerin yerini göstermektedir.
Amsterdam Üniversitesi ve Hollanda Kanser Enstitüsü önderliğinde yürütülen yeni bir araştırmaya göre, vücudumuz önceden gözden kaçmış ve klinik olarak ilgili bir çift nazofarinjeal tükürük bezi içeriyor. Radyoterapi alan hastalarda, “tüberyal bezler” adı verilen bu yeni tanımlanmış bezleri korumak, onların yaşam kalitesinin gelişimine olanak sağlayacak bir fırsat olabilir.
İnsan tükürük bezi sistemi, mayor ve minör bezler olarak iki gruba ayrılabilir.
Parotis, submandibular ve sublingual bezler mayor bezlerdir. Minör bezler ise üst solunum ve sindirim yolu mukozasında yüzlerce gruba ayrılırlar.
Bu bezler mastikasyon, yutkunma, sindirim, tatma ve ağız hijyeni için gerekli salyayı salgılar.
Hollanda Kanser Enstitüsü Baş Boyun Onkolojisi ve Cerrahisi Bölümü’nde ve Amsterdam Üniversitesi Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Bölümü’nde ağız ve çene cerrahı olan baş yazar Doktor Matthijs Valstar ve Hollanda’dan meslektaşları, “son zamanlarda piyasaya sürülen pozitron emisyon tomografisi / bilgisayarlı tomografinin prostata özgü membran antijenine (PSMA1 PET/CT) radyo etkiketli ligandlar ile moleküler görüntüleme yöntemi, tükürük bezlerini yüksek hassasiyet ve özgüllük ile görselleştirebilir” dediler.
“Şaşırtıcı bir şekilde, PSMA PET / BT’nin ayrıca bilinen ana tükürük bezlerine benzer ligand alımı ile nazofarenkste arka tarafta bilinmeyen bir bilateral yapıyı gösterdiğini gözlemledik.”
“Bildiğimiz kadarıyla, bu yapı önceki anatomik tanımlamaya uymuyordu.”
Araştırmacılar, 100 hastanın (99’u erkek ve 1’i kadın olmak üzere; medyan yaş 69,5; aralık 53-84) PSMA PET/CT taramalarında ve iki insan vücudunun dokusunda tüp bezlerinin varlığını doğruladılar.
Doktor Valstar, “keşfedilen iki yeni bölgenin de tükürük bezlerinin diğer özelliklerine sahip olduğu ortaya çıktı” dedi.
“Biz, onların anatomik lokasyonlarına atıfta bulunarak onlara tüberyal bezler diyoruz.”
Bilim insanları, tüberyal bezlerinin fizyolojik fonksiyonunu nazofarenks ve orofarinksin nemlendirilmesi ve yağlanması olduğunu varsayıyorlar.
Hollanda Kanser Enstitüsü Nükleer Tıp Bölümü ve Radyasyon Onkolojisi Bölümü’nde radyasyon terapisti olan kıdemli yazar Doktor Wouter Vogel, “radyasyon terapisi tükürük bezlerine zarar verebilir, bu da komplikasyonlara neden olabilir” dedi.
“Hastalar yemek yemekte, yutmakta veya konuşmakta problem yaşayabilir ve bu gerçek bir yük olabilir.”
“Bu yeni bezlerin radyasyon tedavisi de bu komplikasyonlarla el ele gidebilir.”
Radyasyon ekibi, radyasyon tedavisi gören 723 hastanın verilerini analiz etti ve bu bölgeye uygulanan radyoterapi dozunun komplikasyonlar (kserostomi ve disfaji) ile ilişkili olduğunu buldu.
Bu, keşfin sadece şaşırtıcı olmadığı, aynı zamanda kanser hastalarına fayda sağlayabileceği anlamına geliyor.
Dr. Vogel, “çoğu hasta için, tükürük bezi sisteminin bu yeni keşfedilen lokasyonuna radyasyon göndermekten kaçınmak teknik olarak mümkün olmalı, tıpkı bilinen bezleri kurtarmaya çalıştığımız gibi” dedi.
“Bir sonraki adımımız, bu yeni bezleri hangi hastalarda ve en iyi nasıl koruyabileceğimizi bulmak.”
“Eğer bunu yapabilirsek, hastalar tedaviden sonra genel yaşam kalitelerine fayda sağlayacak daha az yan etki yaşayabilir.”
Ekibin makalesi 23 Eylül 2020’de “Radyoterapi ve Onkoloji” dergisinde çevrimiçi olarak yayınlandı.
Kaynak: sci-news.com
