Raporlar; Plastiklerin İnsan Sağlığına Tehdit Oluşturduğunu Gösteriyor
Fotoğraf: Çöp sahasında buldozer
Plastikler insan sağlığını tehdit eden endokrin-bozucu kimyasallar (EDCs) dahil sızan tehlikeli kimyasalları içerir. Uluslararası Kirleticileri Önleme Ağı (IPEN) ve Endokrin Topluluğu’ndan “Plastikler, EDCs ve Sağlık” adlı güvenilir bir rapor, EDCs’in sağlık üzerindeki etkilerini uluslararası araştırmanın bir özeti olarak sunuyor ve plastiklerdeki EDCs’den genel olarak kontaminasyonun telaşlandıran sağlık üzerindeki etkilerini açıklıyor.
EDCs; vücudun hormonal sistemine zarar veren, çocuk ve fetüs gelişiminin nörolojik olarak zayıflamasına, diyabete ve kansere sebep olan kimyasallardır. Rapor doğrudan hastalıkları destekleyen kanıtların zenginliğini tanımlar ve endokrin sisteme özel sağlık etkileri ve plastiklerde toksik kimyasal katkı maddeleri arasında bağlara etkisini açıklar.
Tahminler; bugün EDCs olarak kullanımda 1000’den daha fazla üretilmiş kimyasalları işaret ettiğini gösteriyor. İnsan sağlığını tehdit eden ve plastikten sızdığı bilinen EDCs; bisfenol A ve ilgili kimyasallar, alevleme noktasını arttıranlar, ftalatlar, per-ve polifloroalkil içerenler (PFAS), dioksinler, UV-stabilizatörleri, kurşun ve kadmiyum gibi zehirli metalleri içerir. EDCs içeren plastikler kapsamlı ambalajlama, döşeme, inşaat, gıda üretimi ve paketlemesi, tencere, sağlık, çocuk oyuncakları, eğlence ürünleri, mobilya, ev elektroniği, tekstil otomobil ve kozmetik alanlarında kullanılır.
Raporda anahtar bulgular şunları içerir;
- İnsan sağlığına zararlı olduğu bilinen 144 kimyasal ya da kimyasal grup; plastikleştirici, UV-stabilizatörleri, çözücü, antimikrobiyal aktiviteden renklendiriciye kadar çeşitli işlevler için etkin olarak kullanılır.
- Maruz kalma; üretim sürecinden müşteri temasına, geri dönüşüm, atık yönetimi ve imha etme, plastik ürünlerin tüm yaşam süresi boyunca bulunur.
- EDC maruziyeti, genel bir problemdir. İnsanlarda yapılan testler, vücutlarında neredeyse tüm insanların EDC’s olduğunu gösteriyor.
- Mikroplastikler, mikroplastikten sızabilen kimyasal katkı maddeleri içerir ve popülasyon maruz kalabilir. Ayrıca kör yapabilir ve toksik bileşenler için taşıyıcı olarak görev alan ve çevreleyen ortamdan zehirli kimyasalları biriktirir.
- Bioplastikler ya da biyobozunur plastikler, sıradan plastiklere benzer kimyasal katkı maddeleri içerir ve endokrin bozucu etkiye sahiptir.
Raporun baş yazarı, Urbana’da Champaign’de bulunan IIIinois Üniversitesi’nde Ph.D Jodi Flaws, “Çoğu plastiği her gün evde kullanıyoruz ve çalışma, endokrin-bozucu kimyasalların zararlı kokteyline maruz bırakır.”İnsan sağlığını ve çevremizi bu tehditlerden korumak için global seviyede kararlı eylemlere ihtiyacımız var.
İsviçre Çevre Büyükelçisi Franz Xavier Perrrez; ” “Plastikler, EDCs ve Sağlık”; EDCs ve plastik alanındaki bilimi açıklıyor. Geleceğimizi ve halk sağlığını tehdit eden zararlı plastiklerdeki EDCs olarak bulunan açık kanıtları yön vermek için halk politikalarını yasallaştırmak bizim ortak sorumluluğumuzdur” açıklamasında bulunuyor.
Mayıs ayında, İsviçre Hükümeti Stockholm Anlaşması kapsamında ilk UV-Stabilizatör olan plastik katkı maddesi UV-238’i sözleşmede listeleme teklifinde bulundu.UV Stabilizatörler, plastiğe ortak katkı maddesi ve bu raporda tanımlanan EDCs’in alt kümesidir.Stockholm Anlaşması; gezegen üzerinde en zehirli kimyasal maddelerin kontrolü, tanımlama ve değerlendirme için tanımlayıcı bir global araçtır.
Plastiklerdeki EDCs’den halk sağlığını korumak için etkili halk politikası ihtiyacı, endüstrinin dramatik büyüme tahminleri dikkate alınınca daha acil olduğu görülüyor. Pamela Miller, IPEN Eş Başkanı,”Bu rapor, gelecek altı yıl içerisinde %30-36 oranında artması tahmin edilen, plastik üretimindeki mevcut artış endokrin hastalıklarının küresel çapta artışını ve EDCs’e maruz kalmanın büyük ölçüde arttıracağı konusuna açıklık getiriyor. Yakma ve plastik atık, plastik geri dönüşümünden maruziyeti zaltmak ve plastikten EDCS’i ayırmak -azaltmak için global politikalar zorunludur. Plastiklerdeki EDCs; uluslararası sağlık sorunudur.” İfadeleriyle açıklamasını yapıyor.
Ortak yazar olan , İsveç, Stockholm’de Karolinska Enstitüsü’nde Ph.D, Pauliiina Damdimopoulou ” Endokrin-bozucu kimyasal maruziyeti, bügün sadece küresel bir sorun değildir fakat gelecek jenerasyon için ciddi bir tehlike teşkil ediyor.Hamile bir kadın maruz kaldığında, EDCs; nihai torunlar ve çocuklarının sağlığını etkileyebilir. Hayvan çalışmaları EDCs’in karşılıklı gen değişimi olan DNA modifikasyonuna sebep olabileceğini gösteriyor”diyerek açıklamasını sonlandırıyor.
Kaynak: sciencedaily.com