Yapay kimyasallar sağlığımızı tehdit ediyor

yapay kimyasallar sagligimizi tehdit ediyor

Çevre için Hekimler Derneği’nin hazırladığı Kalıcı Organik Kirleticiler (KOK) ve Sağlık adlı kitap basın toplantısı ile tanıtıldı. Dernek Başkanı Prof Dr Ali Osman Karababa, ‘Yapay kimyasallar çevrede birikerek, kullanıldıkları yerlerden binlerce kilometre öteye taşınarak, sağlığı ve ekolojik yaşamı tehdit ediyor’ dedi

Çevre için Hekimler Derneği Başkanı Prof Dr Ali Osman Karababa ‘Kalıcı Organik Kirleticiler (KOK) ve Sağlık’ adlı kitabını tanıttı. Kitabın hazırlanmasında yardımcı olan Raika Durusoy ve Hür Hassoy da basın toplantısına katıldı. Araştırma kitabının çevre hekimlerine, milletvekilleri ile bakan ve cumhurbaşkanlığına ücretsiz olarak gönderileceğini belirten Karababa, insan eliyle üretilen yapay kimyasalların yüz bin civarında olduğunun bunların doğaya etkilerinin ise ancak yüzde 7’sinin bilindiğine işaret etti. Yapay kimyasalların çevrede birikerek, kullanıldıkları yerlerden binlerce kilometre öteye taşınarak, uzun vadede sağlığı ve ekolojik yaşamı tehdit ettiğine işaret eden Karababa, ‘Bu kimyasal maddelerin, özellikle kalıcı organik kirleticiler (KOK’lar) olarak adlandırılan bir sınıfı endişe uyandırmaktadır. Bu maddeler insan sağlığı ve çevre için ciddi tehdit oluşturma özelliğine sahiptir’ dedi.
KOK’ların doğada yok olmadığını söyleyen Karababa, bu maddeler ile her yerde karşılabildiğini belirterek:
‘KOK’lar ya bir tarım ilacı ya da endüstriyel kimyasal olarak karşımıza çıkarlar. En iyi bilinen KOK olan DDT, sivrisinekler aracılığıyla bulaşan sıtma, tifüs gibi hastalıklarla mücadele amacıyla kullanılmıştır. Bunların dışında kalan ise istemsiz olarak üretilenler, yani bir üretim sırasında yan ürün olarak çıkanlardır. Alev geciktirici olarak, plastik, lastik ve elektrik ekipmanlarında, transformatörlerde ısı alış verişi için sıvı olarak, boya katkı maddesi, karbonsuz kopya kağıtları, izolasyon maddeleri ve plastiklerde, yangın söndürme köpüğünde, fotoğraf görüntülemede, hidrolik sıvıların içinde kullanılmaktadır. KOK’lar metallerin geri dönüşümü, kağıt hamuru yapımı ve kağıt beyazlatma süreçlerinde serbest kalabilmektedir. Otomobil egzozu, sigara dumanı, odun ve kömür dumanında da bulunmaktadırlar’

KOK’lar bertaraf edilmeli

Karababa, KOK’ların mücadele edilmesi gereken kimyasal maddeler olduğu söyleyerek bunların tespit edilip doğada serbest gezinmesi engellenmeli dedi. Karababa, bunun için: Yaşayan tüm canlılar için alınacak asıl koruyucu önlemler, dünyamızda KOK’ların üretilmesi ve kullanımının durdurulması ve mevcut KOK’ların zararlı olmayacak şekilde yok edilmesidir. Bunun sağlanabilmesi için uluslararası sözleşmelerin tüm devletler tarafından ve doğaldır ki ülkemizde de eksiksiz uygulanması için politik iradenin ortaya konması gereklidir. Devletlerin hızla kendi mevzuatlarını söz konusu sözleşmelere uygun hale getirmeleri de gerekmektedir. Sözleşmelerin gereğinin yapılabilmesi için sıkı denetimlerin yapılması, kaçak veya uygunsuz kullanımı saptanan KOK’larla ilgili yaptırımların uygulanması, tespit edilen KOK’ların uygun bertaraf yöntemleriyle, çevreye ve insan sağlığına zarar vermeden ortadan kaldırılması gerekmektedir’

Gıda maddelerini kontrol edin

Raika Durusoy ise KOK’ların salınımı konusunda en büyük etkilerden birinin şehir içinde ya da doğa içersinde bulunan çimento fabrikalarından kaynaklandığına işaret etti. Durusoy, çimento fabrikalarını atık yakma yetkisinin bu duruma neden olduğunu belirterek, ‘Çimento fabrikalarının bacalarından da istemsiz olarak salınıyor. Havayoluyla da bunlara maruz kalıyoruz. Bu tip yeni tesislerin açılmasına ya da bu lisansı almalarına karşı olmalıyız’ dedi. Durusoy tüketiciyi de uyararak, tüketim maddeleri içersinde KOK’un olup olmadığına bakmak gerektiğini söyledi. Tekrar söz alan Karababa ise, ‘Yaşamımızdan bu kimyasalları çıkarmamız lazım. Başarılabilir. 1940’lara kadar doğada, bizim bildiğimiz, herhangi bir tarım ilacı yoktu. Demek ki tarımsal üretim geçmişte onlar olmaksızın da yapılabiliyormuş. Gıda alanında GDO ve tarım ilacı açısından bir bahane olamaz’ dedi.

En çok Ege’de kullanılıyor

Tarımda en çok kimyasal maddenin kullanan bölgenin Ege olduğunu işaret eden Karababa, doğanın artık bir kırılma noktasında olduğunu ve bundan sonrası için dönüş olmadığını söyledi. Bunun sebep olduğu iklim değişimi neticesinde iklim mültecilerinin açığa çıkacağını da söyleyen Karababa şunları söyledi: Doğa artık kırılma noktasında. Doğanın kendi kendini kurtarabilmesi söz konusu olmayacak. Bu, bilim insanlarının ortak söylemi. Çok acil ve radikal önlemler alınmak zorunda. Bangladeş’te 17 milyon insanın yaşadıkları yerden daha yüksek yerlere taşınacak. Bunlara iklim göçmenleri denmiş. İklim göçmenlerinin sayısının en az 300 milyon olacağı söyleniyor. Türkiye’nin her yeri yangın yeri. Her gün her saat dakika başı bir çevre haberi geliyor’ diye konuştu.

KOK’ların ortak özellikleri

1. Tüm canlılar için yüksek düzeyde zehirlidirler.
2. Doğal parçalanma ve yok olma süreçleri oldukça uzundur (en az 20 yıl), bu nedenle zehirleyici etki süreleri de çok uzundur.
3. Buharlaşıp su ve hava yoluyla uzak mesafelere taşınırlar,
4. Yağ dokusunda birikirler ve yoğunlaşırlar, bu nedenle besin zincirinin en üstünde yer alan insan ve benzeri canlılarda en yüksek düzeyde bulunurlar.

KOK’ların sağlığa etkileri

1. Anneden plasenta yoluyla ve emzirme döneminde anne sütüyle bebeğe geçerler ve davranışsal gelişme bozukluğuna yol açarlar.
2. Kandaki bağışıklık hücrelerini azaltarak bağışıklık sisteminin baskılanmasına neden olurlar.
3. Kalp ve damar sistemini etkiler.
4. Tiroid bezinin çalışmasını olumsuz etkilerler.
5. Metabolik sorunlara, kemik hastalıklarına neden olurlar.
6. Hormon bozucu etkileri nedeniyle doğumsal bozukluklara ve düşüklere yol açarlar.
7. Başta meme kanseri olmak üzere farklı kanserlere neden olurlar.

Kaynak : haberekspres.com.tr

668 Kez Okundu

İnovatif Kimya Dergisi

İnovatif Kimya Dergisi aylık olarak çıkan bir e-dergidir. Kimya ve Kimya Sektörü ile ilgili yazılar yazılmaktadır.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!