Avustralya Hükümeti Toksik Yangın Söndürme Kimyasallarının Güvenilir Maruziyet Seviyelerini Düşürüyor

Avustralya Hükümeti Toksik Yangın Söndürme Kimyasallarının Güvenilir Maruziyet Seviyelerini Düşürüyor

Federal yönetim, havaalanları ve askeriyenin yakınlarında tespit edilen kirlenmeler yüzünden aylar süren tartışmaların ardından toksik yangın söndürme kimyasallarının güvenilir maruziyet seviyelerini önemli ölçüde düşürdü.

2000’li yılların başlarına kadar onlarca yıl boyunca yangın söndürme köpüklerinde kullanılan ancak şu anda toksik olduğu bilinen poli-floro alkil bileşiği(PFAS) kimyasallarının kabul edilebilir yeni günlük alım seviyeleri şu anda ABD standartlarına bağlı, fakat resmi merciler uzun dönemli maruziyetin etkilerinin bilinmediği konusunda uyardı.

Queensland’deki Townsville ve Oakey, Güneydoğu Avustralya’daki Williamtown ve Kuzey Toprakları’ndaki Darwin ve Katherine dahil olmak üzere birçok Avustralya havaalanı ve bir düzine kraliyet hava kuvvetlerinin yakınında güvenilir seviyenin 300 katı PFAS kirliliği tespit edildi.

Pazartesi yayınlanan bir tebliğe göre perflorooktan sülfonatın maksimum günlük alım seviyesi, kilogram vücut ağırlığı başına günlük 150 nanogramdan 20 nanograma düşürüldü. Perflorooktanoik asitin maksimum günlük alımı 160 nanogram olarak revize edildi.

Perflorooktan sülfonatın içme suyundaki maksimum günlük alımı için belirlenen standart litre başına 0,5 mikrogramdan 7,5 kat azaltılarak 0,07 mikrograma; perflorooktanoik asit için ise 5 mg’dan 0,56 mg’a düşürüldü.

Avustralya-Yeni Zelanda Gıda Standartları tarafından önerilen yeni kabul edilebilir seviyeler, haziran ayından beri yürürlükte olan geçici standartların yerini aldı. O dönemlerde ABD tarafından yalnızca bir ay önce hazırlanan, 78 kat daha düşük olan standartlar yerine Avrupa standartları ile uyumlu olması konusunda tartışmalar vardı.

Federal Sağlık Bakanlığı, önceki değerlerin de uygunsuz olmadığını ve her iki günlük alım seviyelerinin de toplum sağlığı için koruyucu olduğunu söyledi. Eski değerlerin hep değiştirilmek niyetinde olunduğu ve geçici tedbir olarak uygun oldukları söylendi.

Yetkililer yönetmeliklerin, araştırmaların devam ettiği sırada ihtiyati önlemler olduğunu, çünkü bu kimyasalların insan vücudunda düşük seviyeli birikiminin uzun dönemli etkileri konusunda tutarlı bir kanıt olmadığını vurguladı.

Poli-floro alkil bileşiklerinin etkileri üzerine yapılan araştırmaların büyük bir kısmı bu kimyasalların üretildiği yerlerdeki yüksek seviyelere olan maruziyetle ilgilidir.

Avustralya-Yeni Zelanda Gıda Standartları, danışman olarak federal yönetim tarafından anlaşmaya varıldı ve ayrıca gıda standartları için hangi düzenleyici seçeneklerin uygun olduğu konusu üzerine düşünülmesi istendi, fakat kesin kanıt ve bilgilerin yetersizliğinden ötürü doğrulanamadı.

“Dolayısıyla bu bir standart değildir ve gıda halen piyasada satılabilmektedir,” demiştir Kuzey Toprakları çevre sağlığı yöneticisi, Xavier Schobben.

Yetkililer ve hükümet, uzun süreli etkiler konusundaki bilimsel yetersizlik kadar kirlilik konusundaki belirsizliğin de etkilenen toplumlarda strese sebep olduğunu kabul etmektedir.

450’den fazla Oakey sakininin kirlilik konusunda Savunma Bakanlığı’na karşı toplu dava açtığı bildirildi ve federal mahkeme öncesi Williamtown sakinlerini temsilen bir başka dava daha açıldığı bildirildi.

Sağlık Bakanlığı, kirliliğin en kötü olduğu yerler olan Williamtown ve Oakey’de ruh sağlığı konusu da dahil olmak üzere danışmanlık hizmetleri ve gönüllü kan testi programlarına fon sağladı.

Kuzey Toprakları Sağlık Bakanı Natasha Fyles, bölgenin en kötü şekilde etkilenen Katherine sakinlerine benzer destek ve hizmet sağlamak adına hükümetin görüşmeler yaptığını açıkladı.

Fyles, kirlilik meselesi üzerine savunma bakanlığıyla çalışmanın süregelen bir mesele olduğunu, ancak işbirliği içinde olduğunu söyledi.

“Savunma bakanlığına bu meselede kuruluşumuza bilgi ve kaynak sağlama yönünden kesinlikle masada olmaları gerektiğini hatırlattık. Eminim ki oynayacakları rolü kabul ettiler,” demiştir.

Kuzey Toprakları’nda Avustralya Kraliyet Hava Kuvvetleri ve şehrin kıyısı arasında kirlilikten en kötü şekilde etkilenen yer olan Katherine’de kuyu suyuna bağımlı 40’tan fazla hanenin su ihtiyacı şişe içme suları ile sağlanmaktadır.

Yetkililer bu alanlar dışında, nehir suyu ya da nehir ve kuyu suyu karışımından sağlanan Katherine suyunun içmek için güvenilir olduğunu söyledi.

Kurak mevsimin sonunu takiben o sıralar yağan yeni yağmurlar nehri dolduruyor ve kontrol edilemez seviyelerde bakteriyi getirerek şehri %100 kuyu suyu kullanmaya zorluyordu.

Sağlanan suyu içmemeleri söylenen Katherine sakinlerine acil durum planının detayları konusunda hiçbir bilgi verilmedi, daha ileri test ve muayenelerden yola çıkarak bilgi verileceği söylendi.

Geçen hafta federal Labor muhalefeti, krize cevap verme konusunda yetersiz ulusal koordinasyonu için hükümeti eleştirdi.

Bir çevre koruma zirvesi Melbourne’de ulusal bir PFAS yönetim planı geliştirmek için seyir halindedir.

Kaynak : theguardian.com

805 Kez Okundu

Hacer Demir

27 Nisan 1993’te Bursa’da doğdu. Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü ve Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Marka İletişimi bölümü mezunu. UÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü'nde yüksek lisans yapıyor. İlgi duyduğu alanlarda eğitim ve programlara katılmayı, yeni şeyler öğrenmeyi ve kendini geliştirmeyi seviyor. Yenilikçi haberleri takip etmeyi ve çeviri yapmayı sevdiği için 2017 yılından bu yana İnovatif Kimya Dergisi ekibinde yer alıyor.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!