Erken Dünyanın Orta Koşulları Başka Bir Yerdeki Yaşam Olasılığını Yükseltiyor
Fotoğraf : Dünya’nın ilk zamanlarında, okyanus tabanı (bunun gibi volkanik çökeltiler dahil) karadaki hava şartlarında olduğu gibi ılıman sıcaklığın korunması için önemliydi.
Jeologlar, ilk birkaç yüz milyon yıllık Dünya tarihinin yanı sıra erken okyanustaki kimyada sıcaklıkları tartışmak için on yıl harcadılar. Yeni bir makale, bugün dünyaya benzer, göreceli ılımlılık için kanıt sağlıyor. Yazarlar, gezegenihayat ilk olarak görüldüğü zaman dengede tutan aynı güçlerin, diğer birçok dünyaya uygulanacağını ve evrenin yaşamla dolup olma ihtimalini arttırdığını düşünüyorlar.
Yıldızların evrimi üzerine bilgimiz Güneş’in 4 milyar yıl önce bugünden daha zayıf olduğunu gösteriyor. Bu, bazı bilim insanlarının Dünya’nın başlangıcında donmuş halde olduğunu düşünmelerine neden oldu. Ama ısınmaya neden olan gazlar muhtemelen daha fazlaydı ve 70ºC’nin üzerinde ortalama sıcaklık ölçümlerine neden oluyordu.
Washington Üniversitesi’ndeki yüksek lisans öğrencisi Joshua Krissansen-Totton, okyanus asitliği gibi bu tür tahminlerin dışında kalan faktörleri de içeriyor. Ulusal Bilimler Akademisi Bildiriler Kitabı’nda, Krissansen-Totton ve ortak yazarlar “Arkeen döneminde (4-2.5 milyar yıl önce) kıta ve deniz tabanının iklim koşullarının negatif geri dönüşleri (negative feedback) nedeniyle muhtemelen ılıman (0-50 ° C) olduğunu bulduk.” şeklinde yazdı.
Arkeen dönemi okyanusları muhtemelen biraz asidikti ve bu nedenle mercanlar gibi modern yaşam formları için uygun değildi. pH asla 6.6’nın altında değildi ve Arkeen döneminin sonuna gelindiğinde, asit ve alkali iyonlar arasında nötralite 7’ye ulaşmıştı.
Krissansen-Totten yaptığı açıklamada, “Elde ettiğimiz sonuçlar, Dünya’nın tarihinin neredeyse tamamı boyunca ılımlı bir sıcaklığa sahip olduğunu ve bunun da hava durumuyla ilgili geribildirimlere atfedilebildiğini- yaşanabilir bir iklimi sürdürmek için iyi bir iş çıkardığını gösteriyor.” dedi.
Elde edilen bulgular, yeryüzünü sıcaklıktan uzak tutmaya çalışan herhangi bir biyolojik kuvvetin olmadığını ve karbondioksit seviyelerinin yükseldiğini ve durumu dengede tutan bir aralıkta düştüğünü gösteren son zamanlardaki diğer çalışmalar ile tutarlılık göstermektedir.
Krissansen -Totton “Yeryüzünün havalandırması, Dünya’nın sıcaklığının düzenlenmesi için daha önemliydi, çünkü o zamanlar daha az kıta karasuları vardı, Dünya’nın iç kısmı daha da sıcaktı ve deniz tabanı kabuğu daha hızlı ayrılıyordu, bu yüzden de daha fazla kabuk iklimlendiriliyordu,” dedi.
Aynı kuvvetlerin, yıldızların yaşanabilir bölgelerindeki diğer gezegenler için, en azından radyasyon patlamalarının atmosferi ve okyanusları aşındırdığı kırmızı cücelerden ziyade Güneş’e benzer kütleli yıldızların etrafında rol oynayacakları muhtemel.
Önemli bir şekilde sonuçlar Krissansen-Totton, karbondioksitin volkanik salım hızı gibi bazı varsayımları, son derece imkansız derecelere kadar çeşitlendirene kadar fazla değişmedi, olası şeylerin güçlendirilmesi diğer dünyalarda da benzer olacaktır.
Fotoğraf : Önceki çalışmalar, Dünya’nın erken dönemlerinde hem sıcaklık hem de pH için çok çeşitli tahminler yürüttüler, ancak yeni bir çalışma çok daha ılımlı olduğu göstermektedir. Joshua Krissansen-Totton/University of Washington.
Kaynak : iflscience.com
