Serbest Dolaşan Yarasalardaki Genetik Toksisiteyi Değerlendirmek için, Etkili ve Kolay Uygulanabilir Bir Tekniğin Kullanımı Araştırılıyor
Her biyolojik organizmanın sağlıklı bir ekosistem oluşturmada önemli bir işlevi vardır, bu yüzden çevreciler her yerde biyoçeşitliliği korumaya teşvik eder. Ancak yaban hayatı sağlığının izlenmesi süregelen bir zorluktur.
Çevresel Toksikoloji ve Kimya dergisindeki yeni bir makaleye göre, değişen tarımsal faaliyet alanlarında serbestçe dolaşan yarasalarda genetik toksisiteyi (genotoksisite) belirlemek için “mikronükleus tespiti” olarak adlandırılan basit, ucuz ve etkili bir tekniğin kullanımı araştırılıyor.
Yarasalar, ekosistemimizde ve ekonomimizde doğal haşere kontrol ajanları, tohum dağıtıcılar ve polen taşıyıcılar olarak hayati bir rol oynarlar. Yarasalar, özellikle tarımsal arazilerin yakınlarında yiyecek ararlarsa ve kontamine olmuş haşereleri avlarlarsa tarım ilacına maruz kalmaya müsaittirler. Ayrıca tarım ilacı uygulamaları, genellikle yarasaların en aktif olduğu alacakaranlıkta gerçekleşir.
Tarım ilaçlarının yarasalar üzerindeki potansiyel etkilerini değerlendirmek için Natalia Ivone Sandoval Herrera ve meslektaşları, farklı seviyelerde tarımsal faaliyetlerle çevrili Meksika’da bulunan üç tünek mağarasındaki 35 yarasadan kan örneği aldılar.
Yarasalarda, mikronükleus frekanslarını ölçerek yarasa hücrelerindeki genetik materyalin (genotoksisite) oluşumunu ve büyüklüğünü incelediler.
Micronükleus frekansı, hücrelerin yaşam süresi boyunca biriken genetik hasarın bir göstergesidir, bu nedenle tarımın yoğun olduğu alanlarda yaşayan yarasa nüfuslarında daha yüksek frekans seviyeleri beklenir. Aslında araştırmacılar tam olarak bunu buldular. Tarım arazileriyle çevrili alanlara tüneyen yarasalar, daha az tarımsal faaliyete sahip yerlerde yaşayan yarasalara kıyasla daha yüksek mikronükleus frekansı gösterdiler.
Bu çalışma, kullanılan test metodunun ucuz, etkili ve kolay uygulanabilir bir teknik olarak hayvanlardaki genotoksisiteyi değerlendirmek ve yaban hayatı sağlığını izlemek gibi geniş çaplı uygulamalara sahip olabileceğini göstermiş oldu.
Biyoçeşitlilik dünya çapında azalmakta ve bu çoğunlukla insan kökenli faaliyetlerden kaynaklanmaktadır. Yaban hayatı nüfus sağlığını izlemek için bu tarz metotlara sahip olmak çok önemlidir, çünkü biyoçeşitliliği sürdürmek için koruyucu ve iyileştirici tedbirler almak, ölüm sonrası yapılan değerlendirmelerden daha iyidir. Micronükleus testi pahalı ekipman ve eğitim gerektirmez.
Ek olarak, genotoksisiteyi değerlendirmek için daha gelişmiş metotlar varken bu testin daha fazla hassas olmasına gerek yok. Bu test metoduna neden bu kadar önem vermeliyiz diye sorulduğunda Sandoval Herrera şöyle cevap verdi: “Çevreci STK’lar ve gelişmekte olan ülkelerdeki araştırmacılar gibi daha az finansal desteğe sahip kurumlar için kaynaklara erişim sınırlı olabilir. Genotoksik etkiler gibi erken uyarı biyobelirteçlerinin kullanımına, tarım ilaçları kullanımının yaygın ve biyoçeşitliliğin yüksek olduğu bölgelerde en çok ihtiyaç duyulmaktadır. Bu test, yaban yarasa nüfuslarında genotoksik etkileri biyolojik olarak izlemek için lojistik olarak basit, hassas ve sağlam bir metottur.”
Kaynak : news-medical.net