Siyanür Nehri Ergene
Edirne’de Ergene Nehri üzerinde yapılan son ölçümler, suda oluşan kirliliği gözler önüne serdi. Alınan numunelerde 1 litre suda 30 mikrogram siyanür tespit edildi.
Trakya’nın en önemli su kaynaklarından biri kabul edilen Ergene’den zehir akmaya devam ediyor. Uzunköprü Belediyesi tarafından yaptırılan son “Ergene Nehri Su Kalitesi” raporuyla yaşanan durumun vehameti bir kez daha gözler önüne serildi. Ergene nehrinin Uzunköprü’den geçen kısmından alınan su numunelerinde 1 litrede 30 mikrogram siyanür tespit edildi. Ölçümlerde yağ ve gres oranı 1 litre suda 10 mikrogram tespit edilirken, sülfat oranı ise litrede 124 mikrogram olarak belirlendi.
İleri Arıtma Yok
Ergene Platformu Sözcüsü Avukat Bülent Kaçar kirliliğin geldiği boyut için “felaket” değerlendirmesinde bulunarak şunları söyledi:
“Çerkezköy’den, Uzunköprü’ye kadar uzanan bölgede deri, kimya, organize sanayi, tekstil ve ilaç olmak üzere 2 bin 100 civarında sanayi tesisi var. Uzunköprü Belediyesi’nin akredite laboratuvarlarda yaptırdığı analizlerde Ergene Nehri’nde siyanür tespit edildi.
Ölçüm sonuçları belediyenin internet sitesinde yayınlanıyor. Çevre istismarcılığının daniskası Ergene Nehri’ni kirletenlerdir. Sermaye seviciliğinin doruk yaşadığı ülkemiz ekonomik ve siyasal düzeninde Ergene’yi kirletenlerin güya kurdukları ve çalıştırdıkları iddia olunan arıtma tesisleri ileri arıtma sistemleri değildir. Yeni kurulmakta olan Organize Sanayi Bölgesi ortak arıtma sistemlerinin de var olan kirliliği kaynağında engellemekten uzak biyolojik arıtma olduğu ÇED raporlarında açıkça yazılı.
Ergene nehrinden akan sıvıda fosfor, krom, kurşun, toplam siyanür, kadmiyum, demir, florür, bakır, çinko, sülfat ve azot bulunduğu Uzunköprü Belediyesi’nin Ergene analizlerinde görülmekte. Dördüncü sınıf çok kirli su niteliğindeki Ergene nehri içinde bulunan kadmiyum bir ağır metal olup yönetmeliğe göre çok tehlikeli maddelerden biridir. Siyasi iktidar Ergene nehri kirliliğine hiçbir çözüm getirmedi.”
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı eski Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman İnci de, Trakya’da siyanürün telaffuz edilmesinin kabul edilemez bir durum olduğunu belirterek, “Yapılan ölçümlerde siyanür maddesine rastlanmış ise bu çok ciddi ve insan yaşamına kastetmek anlamına gelen bir durumdur. Siyanür tüm dünyanın bildiği ileri derece toksik bir maddedir.
Ergene’ye siyanür bırakan kaynak neresidir? Hangi tesis bu suçu işliyorsa mutlaka bulunmalıdır. Siyanürün miktarı ne olursa çok ciddi sağlık riski ve ölüm anlamına gelir. Yapılan ölçümlerden şunu anlıyoruz; Trakya’da sanayi öylesine başı bozuk bir hal almış durumda ki, ağır metallerin yanı sıra siyanür bile suya karışır hale gelmiş. Kuyu ve sualtı kaynakları bile sanayi tesislerin atıkları nedeniyle kirlenmiş durumda. Trakya’nın suyu ölüm suyu haline geliyor.”
Kendi kendini temizleyemez
Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Füsun Ekmekyapar, Ergene Havzası’nda ağırlıklı olarak tekstil, kimya ve deri sanayi başı çekse de kimya, çelik ve tarım ilaçları üreten tesisler de bulunduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti:
“Siyanürün özellikle su kaynaklarına karışması altın ve gümüş madenciliği yapılan bölgelerde görülecek bir durum. Trakya’da bizim bildiğimiz kadarıyla altın, gümüş madenciliği yapılmıyor. Ancak çelik üretimi, tarım ilacı ve kimya tesislerinden kaynaklı bir siyanür salınımı söz konusu olabilir. Siyanür, suda çözünür hale geldiğinde yani suya karıştığında toksit oranı artıyor. Siyanür bulaşan su kaynağı kendi kendini temizleyemez, arıtamaz hale geliyor. 1 litrede 50 miligram tek doz siyanür, bir insanın direkt ölümüne yol açar.”
Kaynak : milliyet.com.tr