Bir Pigmentin Kimyasal Değişimi, Boyalı Sarı Bir Gülü Parlaklığından Mahrum Etti
Fotoğraf-1 : Düz, cansız sarı bir gül, Abraham Mignon’un ‘Çiçekler ve Bir Saat ile Natürmort’ resminde sarsıcı bir unsurdur.
Arsenik bazlı bir boyanın bozulması, bir natürmort çiçeğinden gelen gölgeleri ve ışığı ortadan kaldırdı.
Bir zamanlar canlı olan sarı bir gülün solması, zamanın ve kimyasal değişimlerin tahribatının bir resmin görsel gücünü nasıl azaltabileceğini ortaya koyuyor.
Abraham Mignon’un 17. yüzyıla ait ‘Çiçekler ve Bir Saat ile Natürmort’ tablosundaki çiçeklerin çoğu tuvalden fırlamış gibi görünüyor. Ancak arsenik sülfür bazlı orpiment pigmenti ile boyanmış bir sarı gül, düz, sarsıcı bir elementtir. Mignon’un amacı bu değildi. Science Advances dergisinde 8 Haziran’da raporlanan araştırmaya göre: Gül, orijinal parlak pigmentinin bir kısmının renksiz kurşun arsenatlara kimyasal dönüşümü nedeniyle parlaklığını kaybetti.
Amsterdam’daki Rijksmuseum’dan resim konservatörü Nouchka De Keyser ve meslektaşları, gülü X-ışını floresan görüntüleme ve X-ışını toz kırınımı gibi invaziv olmayan teknikler kullanarak analiz ettiler. Ekip, ilk olarak, Mignon’un ışık ve gölgeden neredeyse üç boyutlu bir gül oluşturmak için boyayı nasıl dikkatlice katmanlaştırdığını ortaya çıkarmak için boya katmanlarındaki arsenik, kurşun, kalsiyum ve diğer kimyasal elementlerin kalıcı izlerini haritaladı.
Analizler ayrıca gül üzerinde hem kurşun hem de arsenik içeren iki yeni kristal ortaya çıkardı. Mimetit ve schultenite olarak adlandırılan kristaller, bir dizi kimyasal reaksiyonun ürünüdür. İlk olarak, orpimentin ışıkla reaksiyonu, arsenolit adı verilen oldukça hareketli bir arsenik türü yarattı. Harekete geçirilmiş bu arsenolit daha sonra alttaki kurşun beyaz boya tabakasına doğru yolunu buldu ve onunla kimyasal olarak reaksiyona girerek mimetit ve şültenit oluşturdu. Kristaller orpimentin parlak renginden yoksundur – bunun yerine renksizdirler ve çiçeğin görünümünü düzleştirirler.
Fotoğraf-2 : Bu sarı gül (solda), ‘Çiçekler ve bir Saat ile Natürmort’’ resminde bugün çıplak gözle göründüğü şekliyle gösterilmektedir. X-ışını floresan görüntüleme, geçmişin daha usta bir hayaletini ortaya çıkarır. Resim (sağda), gülde kalan arseniğin elementel dağılımını göstermektedir. Başlangıçta arsenik sülfür bazlı parlak sarı bir pigmentle boyanmış, ışıkla ve diğer boya katmanlarıyla kimyasal reaksiyonlar zamanla çiçeğin görünümünü matlaştırmıştır.
Bilim, gülün eski ihtişamını geri kazanmak için kimyasal dönüşümünde saati geriye alamaz – bu tek yönlü bir yoldur. Ancak De Keyser, yeni çalışmadakine benzer teknikler kullanılarak yapılan dijital rekonstrüksiyonların birçok fayda sağlayabileceğini söylüyor ve bu fayda sadece bilim insanları ve sanat tarihçileri için değil. Bu tür rekonstrüksiyonlar sadece diğer resimlerdeki artık solmuş unsurları ortaya çıkarmakla kalmaz, aynı zamanda müzelerde de görünebilir ve ziyaretçilerin bir resmin gerçek geçmişine hayalet gibi bir bakış atmasına olanak tanır.
Kaynak: sciencenews.org
