Karadeniz’de Yatan Milli Servet! Türk Profesör Duyurdu: Japonlar Uranyum Peşinde

Karadeniz'de Yatan Milli Servet! Türk Profesör Duyurdu: Japonlar Uranyum Peşinde

Dünyanın en büyük nükleer güç santraline yıllarca yetecek uranyum Karadeniz’den çıktı. Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Olgun Güven, Japonların milyonlarca dolar ödeyip ithal ettiği ve her yerde aradığı doğal madenin, dünya genelinde en çok Karadeniz’de olduğunu söyledi.Güven, “Dünya denizlerindeki homojen uranyum konsantrasyonu 3,3 ppb, Karadeniz’de bu oran 7 ppb. Biz doğal olarak dünyaya göre yüzde 100 daha zengin uranyum içeren bir suyla karşı karşıyayız. Herkesin yüzde 100 zenginleştirmek için uğraşacağı adımları tabiat bize vermiş durumda.” dedi.

Dünyanın en büyük nükleer güç santraline yıllarca yetecek uranyum Karadeniz’den çıktı.

Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Olgun Güven, Japonların milyonlarca dolar ödeyip ithal ettiği ve her yerde aradığı doğal madenin, dünya genelinde en çok Karadeniz’de olduğunu söyledi.

Çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulunan Güven, rüzgar türbini, güneş paneli gibi yenilenebilir enerji teknolojilerinin hızla geliştiğini belirterek, büyük enerji ihtiyaçları için bunların katkısının düşük olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Güven, nükleer enerjide sera gazı etkisinin bulunmadığını, nükleer teknolojilerin küresel boyutlara ulaşan enerji sıkıntısına büyük çözüm olabileceğini kaydetti.

Japonlar Uranyum Peşinde

Japonya’nın enerji bakımından yerleşik kaynağı olmadığını, dolayısıyla bu konudaki dışa bağımlılığını bitirmek için çeşitli çalışmalar yürüttüğünü aktaran Güven, Japonya’nın, deniz ve okyanuslarda bulunan uranyumu toplamak için yaptığı çalışmaların sonucunda bunu başardığını, bu çalışmaları yerinde incelediğini söyledi.

Denizler ve okyanuslardaki uranyum miktarının sabit olduğunu ve homojen yayıldığını anlatan Güven, 1 milyar su molekülü içinde 3 molekül uranyum bulunduğunu ve bu oranın 3,3 ppb olarak adlandırıldığını vurguladı.

Özel Üretim Kumaş Parçasıyla Milyarlarca Dolarlık Servet

Deniz ve okyanuslardaki uranyumun kazanımına dair en yoğun çalışmaların Takasaki İleri Radyasyon Araştırma Enstitüsünde yapıldığını dile getiren Güven buradaki bilim insanlarıyla yaptığı ortak çalışmalara ilişkin şöyle bilgi verdi:

“Oraya defalarca gittim. Kendi öğrencilerimi de gönderdim ve biz de bu çalışmalara katıldık. Nitekim çok yüksek oranda uranyum ve vanadyum tutan ‘adsorbent’ dediğimiz dokumasız kumaş geliştirdik. Bunlar, deniz suyuna salınıyor ve deniz suyundaki uranyumun yüzeyini tutuyor. Genellikle 20-30 gün deniz suyunda tutuluyorlar. Çıkarıldıktan sonra asit yıkaması dediğimiz bir yöntemle tutulan uranyum geri kazanılıyor. Böylelikle adeta denizlerde ve çevremizde var olan uranyumu sağmış, toplamış oluyoruz.”

Denizden Çıkarmak Daha Ekonomik

Kara parçalarında var olan uranyumun çıkarılmasının çok zahmetli ve çevre açısından zararlı yöntemler olduğuna dikkati çeken Güven şunları kaydetti:

“Önemli olan bunu ekonomik olarak çıkaracak bir düzeye gelmek. Nitekim o ekonomiye de gelindi. Bu hususta en çok çalışan ikinci ülke olan Amerika Birleşik Devletleri’nde çok meşhur bir laboratuvar vardır, Oak Ridge National Laboratory. Oradaki araştırmacılar, artık ekonomik anlamda bütün yol ve yöntemlerini belirlemiş durumda. Şimdi artık bu bir gerçek yani karalardan çıkarılan uranyumun bedeli ile deniz suyundan çıkan uranyumun bedeli neredeyse birbirine yakın hale gelmiştir.”

Karadeniz’de Onlarca Yıl Yetecek Uranyum Var

Prof. Dr. Güven, denizler ve okyanuslarda yer alan uranyumun, kurulacak tesisler sayesinde kolaylıkla çıkarılabileceğini belirterek “Dünya denizlerindeki homojen uranyum konsantrasyonu 3,3 ppb’dir, Karadeniz’de bu oran 7. Biz doğal olarak bütün dünyaya göre yüzde 100 daha zengin bir uranyum içeren suyla karşı karşıyayız. Herkesin yüzde 100 zenginleştirmek için uğraşacağı adımları tabiat bize vermiş durumda.” şeklinde konuştu.

Akkuyu’nun Kaynağı Karadeniz’de

Türkiye’nin nükleer enerjinin kullanımına dair ciddi adımlar attığına dikkati çeken Güven, “Yakında Akkuyu’daki santralimiz çalışmaya başlayacak. Bir süre sonra bize yakıt ihtiyacı söz konusu olacak. Bu uranyum için de ne yazık ki yurt dışına bağlı olacağız. Halbuki Karadeniz’de, açılacak nükleer santrallerle birlikte onlarca yıl yetecek kadar uranyum var.” diye konuştu.

Geliştirdikleri sistemi doğrudan Karadeniz’de denemediklerini, ancak tüm koşulları sağlayan laboratuvar ortamında çalıştıklarını vurgulayan Güven şöyle devam etti:

“Biz laboratuvarda deniz suyunu sentetik olarak hazırlayıp o kompozisyonlarda bunun üzerinden tutmaları gerçekleştirdik. Fikri Japonlardan aldığımızı söylemek durumundayım. Çünkü onların yıllardır üzerinde çok büyük ekiplerle çalıştığı bir konu. Benim onlarla olan yıllardır beraberliğim sonucunda da bu konuya ilgi duydum. Özellikle de Karadeniz’deki bu zenginliği duyunca bu bizim geleceğimiz için önemli diye düşündüm. Çünkü önünde sonunda biz nükleer santralleri işletmek durumundayız ve ihtiyacımız var.”

Milli Servet: Olmazsa Olmaz

Yaptıkları çalışmayı yayımladıklarını ve bunun uluslararası 20’den fazla bilimsel dergide yer aldığını aktaran Güven, “Benim ümidim bizim laboratuvar altyapısı olarak geliştirdiğimiz bu malzemeleri, en azından bir pilot tesis olarak Karadeniz’de uygulayabilmemiz.” dedi.

Prof. Dr. Güven, Karadeniz’deki uranyum oranından kaynaklı olarak avantajlı bir konumda olunduğunu belirterek “Ama bir pilot tesiste çalışma yapmadan bunun ekonomik fizibilitesi hakkında bir şey söylemem mümkün değil. Ancak şu çok önemli, biz santrallerimizi kurduktan sonraki enerji ihtiyacımız meydanda. Uranyum, olmazsa olmaz olan bir şey. Yurt dışındaki kaynaklardan alacağımıza kendimiz bunu kesinlikle çok stratejik bir madde olarak geliştirebiliriz.” açıklamasında bulundu.

Kaynak : turkiyegazetesi.com.tr

488 Kez Okundu

İnovatif Kimya Dergisi

İnovatif Kimya Dergisi aylık olarak çıkan bir e-dergidir. Kimya ve Kimya Sektörü ile ilgili yazılar yazılmaktadır.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!