Michigan Eyalet Üniversitesi’nden Cilt Kanserinin Yayılmasını Önleyecek Yeni İlaç
Michigan Eyalet Üniversitesi’nde (MSU) araştırmacılar, cilt kanserinin en ölümcül formu olan melanomanın (tümorün) vücuda yayılmasını % 90’a kadar önleme potansiyeline sahip yeni bir ilaç keşfettiler. İlacın -2-5 yıl süre ile deneme testleri gerektirse de- sonuçları itibariyle haylı umut verici olduğu belirtiliyor.
İlacın görevini kısaca belirtmek gerekirse; içerisinde yer alan küçük moleküllü yapı, tümörde bulunan bazı protein ve RNA moleküllerini üreten genlerin bu yeteneğini sınırlandırarak kanserin yayılmasını önlüyor. Yapılan çalışmalar sonucu, MSU Farmakoloji ve Toksikoloji Bölüm Başkanı ve bu çalışmanın yazarı olan Prof. Richard Neubig, bu ilacın göğüs kanseri gibi diğer kanser türleri için de umut vaad edici olduğunu belirtti. Metastasın önemli ölçüde azaldığını gözlemlediklerini dile getiren Neubig, olağanüstü potansiyele sahip bu ilacın yapabilecekleri konusunda heyecanlı olduklarını ifade etti. Kısa bir süre önce de 10 yıllık bir çalışmanın ardından elde edilen bulgular kanser tedavileri üzerine kurulan Molecular Cancer Therapeutics dergisinde yayınlandı.
10 yıl önce cilt kanserine yakalan ve hastalığının ikinci evresinde zorlu iki ameliyat geçiren Flint yerlisi, MSU mezunu David Stanley, bu çalışmalardan son derece umutlu olduğunu, felaketlerin bazen iyi olaylara sebebiyet verdiğini kanserle olan savaşını anlattığı biyografi kitabında dile getirdiğini söyledi. Ayrıca, Stanley, “Büyük resime bakılırsa, işe yaradığı takdirde bu ilaç çığır açan bir buluş olarak bir çok hayatı değiştirecek” ifadesini kullandı.
On Yıllık Hazırlık
Cilt kanseri, en yaygın görülen kanser türü olmakla birlikte çeşitli formları mevcuttur. Amerikan Kanser Derneği’ne göre (American Cancer Society) melanoma, büyümeye, yayılmaya ve ölümcül özellik göstermeye oldukça eğilimli bir türdür.
Amerika’da, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (Centers for Disease Control and Prevention), 2013 yılında 71,943 insana melanoma teşhisinin konulduğunu ve 9,394 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Neubig ise hastalığın erken teşhisle ölüm riskinin % 2 oranında, daha geç farkedildiğinde ise % 84 oranında olabileceğini ifade etti.
Neubig ve arkadaşları, 10 yıl önce Michigan Üniversitesi’nde (UM) başladıkları çalışmada, melanomada üretilen zararlı hücrelerin çoğaldığı yolu kesmek için 2000 bileşik deneyerek doğru kimyasalı bulmaya çalıştılar. Çünkü piyasada bulunan ilaç ve türevleri bu görevi görmüyordu (örneğin Rho/MRTF olarak bilinen yolağı inhibe edemiyordu). Sonrasında, kullandıkları bir bileşiği fare üzerinde denediler ve maalesef hayli toksik özellikte olduğunu ve farenin melanomadan değil bu bileşikten dolayı öldüğünü farkettiler. Ardından toksisiteyi azaltma çalışmaları MSU’da da devam etti.
Sonraki Adım
Bazı melanoma hücreleri yolağı aktive etmekte, Neubig ve çalışma arkadaşları ise bloke etmeyi denediler, fakat yolağın hızlı bir şekilde aktive olduğunu gözlemlediler.
Hücrelerin büyüme testini içeren çalışmanın bir kısmını maddenin melanoma hücrelerinin göçmesini bloke edip etmeyeceğini görmek için petri kabında gerçekleştirdiler ve % 85-90 oranında bu göçün engellendiğini çalışmalarının sonunda tespit ettiler.
Ayrıca, araştırmacılar ilacın, insan melanoma hücreleri ile birlikte farenin akciğerlerinde bulunan tümörleri önemli ölçüde azalttığını gözlemlediler, bu durum onların hedef kanser hücrelerinde yeni yolağın bulunması konusunda fikir sahibi olmalarına yol açtı. Ancak, tüm hastalarda bu yolağın inhibisyonu aynı etkinlikte gerçekleşmeyeceği için araştırmacılar bir sonraki adımın hangi hastaların en çok yararı ne şekilde sağlayacağını bulma konusunda olacağını belirtti ve çalışma grubunda yer alan araştırmacı Dr.Appleton, bu aktiviteyi takip etmenin agresif melanomanın tanımlanmasında önemli bir yol olabileceğini ifade etti.
Kaynak : detroitnews.com
