Dünya’nın Önde Gelen Kanser Araştırma Enstitüleri “Kanser İlaçları Fiyatları Düşmeli” Diyor
Üst düzey İngiliz ve ABD’li bilim insanları, ilaçlar için yüksek fiyatın savunulamayacağını söylüyor; bu yüzden daha ucuz bir yol geliştirilmesini öneriyorlar.
Kanser ilaçlarını geliştirerek , büyük ilaç şirketlerini devre dışı bırakacak yeni bir yol öneren dünyanın önde gelen iki kanser araştırma enstitüsü, yeni kanser ilaçlarının yüksek bedelinin savunulamaz ve sürdürülemez olduğunu söylüyor.
İngiltere’deki Kanser Araştırmaları Enstitüsü’nden önde gelen bilim insanları ve birçok önemli yeni kanser ilacının bulunduğu Teksas Üniversitesi MD Anderson Kanser Merkezi, Cell dergisindeki bir makalede; hayat kurtaran ilaçların hastalara sunulabilmesi ve uygun fiyatlı olması için net ve acil bir gereklilik olduğunu söylüyor.
ABD’de, kanser faturaları kişisel iflasın başlıca nedenidir; İngiltere’de ise, yaşamı uzatabilecek ilaçların kullanımı , NHS(Ulusal Sağlık Hizmeti) için fiyatları nedeniyle reddedilmektedir. Birlikte kullanılması zorunlu olan birçok ilaca yeni maliyet ekleniyor.Tedavisi ile birlikte yeni iki immünoterapi ilacı olan nivolumab ve ipilimumab 252,000 ABD doları tutarında. Ve bunun orta düzeyde bir ABD evinin değerinden (2016 yılında 240,000 dolar) daha fazla olduğunu yazıyorlar.
Dünyanın en başarılı akademik kanser ilaç buluş organizasyonu olan Londra’daki Kanser Araştırmaları Enstitüsünün başkanı Prof. Paul Workman, “Tedavi öncelikleri gereken kanser genomlarının sıralanması gibi olağanüstü bilimsel çalışmalar devam ediyor” diyor. Workman “Hastalar bu ilaçları karşılayamıyorsa, bu buluşun hiçbir anlamı kalmaz. Ve bu devam ettirilemez. Araştırmaya katılanlar için de, devam eden araştırmaların ve elde edilen başarıların hastalar için tedaviye dönüştürülmemesi rahatsız edici. Hastalar için ise bu korkunç bir durum. “dedi.
İlaç şirketleri, binlerce hastayı içeren yüksek maliyetli klinik araştırmalara işaret ederek fiyatlarını haklı çıkarmaya çalışıyorlardı. Artık bilim insanları, bunun her zaman gerekli olmadığını makalelerinde dile getiriyor. Yeni hedeflenen ilaçların, genetik bir biyolojik belirteç ile hastaların yanıt verip vermeyeceklerini test edilebilmesi gerekiyor. Bu, ilacın çok daha az insanda denenebileceği anlamına gelir. İleri akciğer kanseri için kullanılan drugcrizotinib, sadece 347 hastayı kapsayan bir araştırmanın ardından onaylandı. Trastuzumab (Herceptin), ilk önce ileri dönemdeki meme kanseri için, daha sonra erken dönemdeki meme kanseri için onay almış ve şirket için piyasayı yükseltmiş, ancak fiyat indirimi uygulanmamıştır.
Workman, bazı ilaçlar 50 veya 100 hastada test edilir ve yine de bu ilaçlar Nice’e (NHS’nin yeni bir ilaç alıp alamayacağına karar veren Ulusal Sağlık ve Bakım Enstitüsü Enstitüsü’ne) çok fazla fiyata neden olur ,diyor.
Workman, ABD ve Hollanda’daki meslektaşlarıyla birlikte, yeni ticaret ortaklarıyla, muhtemelen büyük ilaç firmaları değil, daha küçük biyoteknoloji ya da genel ilaç firmaları, ile olan ilişkilerini geliştirilmesi gerektiği gibi akademik buluş merkezlerini de öneriyor.Akademisyenler keşfettikleri ilaçlar üzerinde daha fazla kontrole sahip olmalı, tartışmalı ve ilaç piyasaya ulaştığında fiyatı kapatabilecek küçük şirketlerle birleşmelidir. Büyük ilaç firmalarının yaptığı gibi, büyük kâr marjı beklentisi olmayacaktır. Ancak ilaçların daha küçük popülasyonlarda test edildiği ve genetik testlerin etkili olma ihtimalinin yüksek olduğu bir dönemde büyük şirketlerin yaptığı gibi, gişe rekoru kıran üretimlerdeki başarısız girişimlerin hepsini “maliyet” altına almak zorunda olmazlar.
Workman, enstitünün daha küçük bir şirketle daha uygun fiyatlı kanser ilaçları geliştirmenin yeni bir yolunun olabilmesi konusunda zaten konuşmakta olduğunu söyledi. Diğer bilim adamlarının da fikirlerini makalelerinde destekleyeceğine inanıyor. Ve “Biz bunun nasıl yapılabileceği ve bir çözüm önerilmesi konusunda daha olgun ve açık bir görüşme çağrısı yapıyoruz” dedi.
Kaynak : theguardian.com
