Aktif Güzellik Peptitleri : ”Konuyla İlişkili” Sorunlar Biyoyararlanım ve Stabilitedir İncelemesi Keşfedildi
Fotoğraf: Peptitlerin, aktif kozmetik bileşenler olarak gitgide kullanımı artmaya devam ettikçe biyoyararlanımı (vücuda alındığında ya da uygulandığında vücuttaki etki gösterme durumu) ve stabiliteyi geliştirmek için yeni ve orijinal yöntemler ortaya çıkmaktadır.
Peptitler, bu aminoasit zincirlerinin biyoyararlanımını ve stabilitesini inceleme altında tutan aktif güzellik bileşenleri olarak giderek daha fazla kullanılmaktadır. Bu yönü geliştirmek için, şu anda birçok yeni kimyasal ve fiziksel metot test edilmektedir.
İtalya’nın Floransa Üniversitesi ve Polonya’nın Wroclaw’daki Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Kimya ve Biyoçeşitlilik alanında yazan araştırmacılar, biyoyararlanım ve stabilite problemlerinin üstesinden gelmek için kullanılan bilimsel araştırma ve patentlerden yaralanıp, yöntem ve teknolojiler belirleyerek kozmesötik peptitler piyasasını inceledi.
Peptitler enteresan ”biyoaktif kozmesötik bileşenlerdir”. Araştırmacılar, peptitlerin son yıllarda gittikçe artarak devam eden ilgiyi toplayan ”ilginç bir biyoaktif kozmetik bileşenler grubu” olarak göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtiyorlar. Ayrıca bu peptitlerin aktif olarak kullanıldıklarında, biyoyararlanım ve stabilite için ”hem ilaçlarda hem kozmetikte en önemli sorunlardan biri” olarak kaldığını eklediler.
”Geçtiğimiz beş yılda, kozmesötiklere ilişkin 200 e yakın inceleme makalesi PubMed veri tabanında bulunmasına rağmen, bunlardan sadece altısı aktif bileşen geçirgenliği problemine değiniyor.”
Uzun zamandır daha büyük moleküller için taşıyıcı olarak, şimdi ise kozmetik formülatörler tarafından hücresel süreçleri düzenlemek için kullanılan peptitler hakkında – ”çok iyi bilinen pentapeptit KTTKS gibi” – kozmetik alanında veri ve test eksikliği bulunuyordu.
Araştırmacılar ”Kozmesötik formülasyonlarda kullanılan peptitlerin bazıları farmakolojik olarak test ediliyorken, bir taraftan iddia edilen biyoaktiviteyi ispat etmek için insan derisine lokal olarak uygulandığında, peptitlerin biyoyararlanım ve stabilitelerine ilişkin yayımlanmış verileri bulmak diğerlerine nazaran nadirdir.” diye yazdı.
Güzellik endüstrisi, kozmesötik formülasyonlarda biyoyararlanım ve transdermal iletimi (cilt yoluyla iletim) geliştirmek için bir dizi yeni yöntemler de dahil olmak üzere, farmasötik kullanımda daha önce kanıtlanmış yaklaşımlar kullanarak, aktif peptitlerin biyoyararlanımını sıklıkla arttırdığını söyledi.
Kimyasal – Fiziksel Kıyaslaması : Peptit, Cilde Nüfuz Etme ve Stabiliteyi Arttırır
İnceleme sonucu bulgular, iki kategoriye ayrılabilecek bir dizi yeni yöntem olduğunu gösterdi: Stratum Corneum (epidermisin en dış tabakası) vasıtasıyla geçirgenliği arttıran yöntemler ve Dermal enzimlere karşı peptit stabilitesini arttıran yöntemler.
Araştırmacılar bunu başarmak için ya alkoller, serbest yağ asitleri veya yüzey aktif maddeler gibi kimyasal güçlendiriciler ya da mikro iğneler, ultrasonik dalgalar ve düşük elektrik akımı gibi fiziksel güçlendiriciler kullanılabileceğini söylediler. Ek olarak nanopartiküller, lipozomlar, nano yapılı sıvılar, mikro emülsiyonlar, hidrojeller ve polimer bazlı teknikler gibi sistemler de uygulanabilir.
Araştırmacılar ”Hem kimyasal hem de fiziksel yöntemler, sadece aktif bileşenlerin biyoyararlanımını geliştirmek için değil, aynı zamanda genel olarak transdermal iletime zemin hazırlamak için de tasarlandı. Bu metotlar, üç ana mekanizmadan biri ya da birden fazlası ile hareket ederler :
1) Stratum Corneum lipit tabakasının distraksiyonu
2) Hücreler arası protein girişimi
3) İlacın yardımcı güçlendiriciler veya çözücüler tarafından elde edilen Stratum Corneum içinde geliştirilmiş şekilde bölünmesi” olarak belirttiler.
Aktif Peptidin Geleceği : Spot Işık Altında Mikro İğne Yeniliği
Görüş, mikro iğneleri kozmesötik endüstrisinin göz önünde bulundurması gereken ”özellikle yakından ilgilendiren” bir yöntem – molekül taşınımını sağlayan bir yol oluşturmak için cildin dış katmanının iğnelenmesi – olması yönündeydi.
Araştırmacılar ”Peptitler de dahil olmak üzere hidrofilik moleküllerin cilt geçirgenliğini geliştirmek için son zamanların en yeni metotlarından biri mikro iğnelerdir. Derinin üst tabakalarını yüzeysel delmek, terapötik (tedavi edici) formülasyonlarda aktif bileşenlerin emilimini ve geçirgenliğini önemli derecede kolaylaştırır.” yazdı.
Daha geleneksel mikro iğnelerin gövdeleri haricinde, 3D baskılı mikro iğneli göz bantları gibi yeni kavramların, bazı fare ve insan derisi çalışmalarında, testlerin iyi sonuçlandığını söylediler. Araştırmacılar, kendi kendine çözünen mikro iğnelerde olduğu gibi, peptitlerle kaplanmış mikro iğneler üzerinde de testler yapıldığını ”hidrofobik peptitler için ilginç bir çözüm” olarak belirttiler.
Aktif Güzellik Peptitlerinin Kimyasal Bozunumu ”Büyük Bir Sorun”
Kozmetik formülasyonlarda peptit stabilitesini göz önünde bulundurarak, araştırmacılar kozmesötik peptitlerin sayısının katlanarak arttığını, bu moleküllerin geliştirilmesi şu anda cilt geçirgenliği veya gelişmiş metabolik stabilite gibi karakteristik özelliklerinin özgün gelişimini hedeflediği için problemlerin oluşabileceğini söyledi.
Araştırmacılar, ”Kozmesötik peptitlerin kimyasal bozunumu, cildin her yerinde geniş ölçüde ve bol miktarda bulunan proteazlara, sınırlı biyoyararlanımlarının kaynağı olan yüksek hassasiyetlerine karşı en büyük problemlerden biri olmayı sürdürüyor.” diye yazdı.
Benzer biçimde peptitler, daha iyi bir cilt geçirgenliği için ek kovalent bağlarla modifiye edildiğinde, cilde özgü proteazlarda, enzimik aktiviteye daha duyarlı oldu. Dermal stabiliteyi arttıran ”yakın zamanda tanıtılan” modifikasyonları olmasına rağmen, incelemede, diğerleri arasında omurga modifikasyonları, dönüşsel peptitlerin kullanımı, peptit eşlenmeleri ve hatta askorbik asit eşlenmesi dahil olmak üzere mevcuttu.
Genel olarak derleme, endüstrinin ”yenilikçi teknolojik formülasyonların” gelişimine sürekli olarak olanak verecek girişimler – kozmetik formülasyonlarda aktif peptit stabilitesini ve biyoyararlanımı geliştirmek için (hem kimyasal hem fiziksel) – ve çeşitli yeni yöntemlerle deneylere ve kullanıma başladığına ulaştı.
Kaynak: cosmeticsdesign-europe.com