Bilim İnsanları Kot Pantolon Boyaları için Çevre Dostu Bir Yol Geliştirdi

Bilim İnsanları Kot Pantolon Boyaları İçin Çevre Dostu Bir Yol Geliştirdi

Fotoğraf: Kot boyama işlemi, moda endüstrisindeki en önemli kirlilik kaynaklarından biridir. Yeni araştırma daha çevre dostu bir alternatif buldu.

İspanyol veya dar kesim, eskitilmiş veya asitle yıkanmış olsun hepimiz kotlarımızı severiz. Ancak bu sevilen kot parçalarının çevreye çok fazla zarar verdiğini biliyor muydunuz?

Bu sorundan yola çıkan Georgia Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, gezegende var olan yeni ve daha iyi bir indigo boyama teknolojisi geliştirdiler. Yeni teknik, su kullanımını azaltıyor ve boyama işlemi sırasında çevreye çok fazla zarar veren zehirli kimyasalları ortadan kaldırıyor. Ve üstüne üstlük, bu teknoloji hem süreci kolaylaştırıyor hem de geleneksel yöntemlerden daha fazla renk sağlıyor.

Çalışmanın sorumlu yazarı ve Aile ve Tüketici Bilimleri Üniversitesi’nde Georgia Power Fiber ve Polimer Bilimi Profesörü Sergiy Minko, ”Tekstil endüstrisi klasik bir çevre kirleticisi örneğidir ve endüstrideki kirliliğin başlıca nedenlerinden biri renklendirmedir” dedi. Orjinalinde, tekstilleri boyamak için doğal indigo kullanılır. 1700’lerde sömürgelere tanıtılan indigo, kolonileşen Amerika için önemli bir ihracat ürünüydü. Ancak sentetik indigo üretim yolunun keşfi, doğal indigo pazarını neredeyse tamamen haritadan sildi.

Indigo suda çözünmediği halde giysileri boyamak için kullanılmadan önce toksik kimyasallarla indirgenmelidir. Denim endüstrisi, indirgeyici madde olarak 84.000 tondan fazla sodyum hidrosülfit ve 53.000 ton kostik ile birlikte yılda 45.000 tondan fazla sentetik indigo kullanıyor.

Toksik Kimyasalların Ortadan Kaldırılması

Sadece bir kot pantolonu boyamak için 50 ila 100 litre su gerekiyor. Ve zehirli kimyasallarla dolu olan bu su bir yere gitmek zorunda. Şu anda ABD tesislerinin bu atık suyu bir şekilde arıtmasını sağlayan düzenlemeler olmasına rağmen, endüstri bunu onlarca yıl boyunca çevreye salarak nehirlere ve okyanusa giden kanalizasyon borularını yıprattı. Şimdi bile, kimyasallarla kirlenmiş su, özellikle de üretimin sıklıkla dış kaynaklı olduğu gelişmekte olan ülkelerdeki endüstriyel fabrikalarda kaçınılmaz olarak yerel su yollarına akıyor.

Green Chemistry dergisinde yayınlanan makalede geçen yeni boyama yöntemi, doğal indigo kullanıyor (aerodinamik işlemde sentetik kullanılmasına rağmen) ve böylece geleneksel yöntemlerde kullanılan zararlı kimyasalların kullanımını tamamen ortadan kaldırıyor. Ayrıca bu metot, rengin %90’ından fazlasını sabitlemek için yalnızca bir kat indigo gerektiriyor, bu da kumaşı boyamak için gereken su miktarını önemli ölçüde azaltmış oluyor. Geleneksel yöntemler, boya solüsyonunda maksimum sekiz defa daldırma gerektirdiği gibi su miktarının da neredeyse %70-80’ini korurlar.

Yeni yöntem, kumaşta aynı kalınlık, ağırlık artışı ve esneklik seviyelerini koruyarak konfordan da ödün verdirmez. Kolaylaştırılmış bu süreç sayesinde, her daldırma arasında birden fazla daldırma ve oksidasyon süresi ihtiyacını ortadan kaldırarak işçilere zaman ve enerji tasarrufu sağlar.

Minko, “Bu süreçte indigoyu ne azaltıyorsunuz ne de onu eritiyorsunuz” dedi. “Sadece nanoselüloz fibrilleriyle karıştırıp tekstilin yüzeyinde biriktiriyorsunuz. Bu sayede karışıma eklenen indigo parçacıklarının miktarıyla mavinin tonunu değiştirebilirsiniz.”

Nanoselüloz, normalde kağıt endüstrisinde kullanıldığı bilinen odun hamurundan oluşan nispeten yeni bir oluşumdur. Yeni teknoloji, indigo mavisi parçacıkları nanofiberlerle karıştırıyor ve ardından bunları tekstil yüzeyinde biriktiriyor, direkt olarak rengi yapıştırıyor.

Endüstride Artan Sürdürülebilirlik

Tekstil endüstrisi uzunca bir süredir dünyanın en önemli kirlilik kaynaklarından biri olarak biliniyor. Esasen 20. yüzyılda, dünya nüfusu hızla arttığında, seri üretilen tekstillere olan ihtiyaç da arttı ve zaten kötü olan kirlilik sorununu daha da kötüleştirdi.

Levi Strauss, 1873’te ilk kot pantolonun patentini aldığında kot pantolon kısa sürede modanın temeli haline geldi. Şimdi her yıl milyarlarca çift satılıyor ve bu, 90 milyar doları aşan bir piyasa hacmine sahip.

Yeni teknoloji hala ticarileştirilme ihtiyacında olmasına rağmen, daha sürdürülebilir denim endüstrisi için uygun bir seçenek.

Minko, “Denim ve kot üretimi büyük bir pazar, bu nedenle sektördeki küçük değişikliklerin bile büyük etkileri olabilir” dedi. “Çevre dostu yöntemlerle üretilmiş ürünler arayan topluluklar var. Düzenlemeler zorlaştıkça endüstrinin de buna uyum sağlaması gerekecek.”

Kaynak: phys.org

1.062 Kez Okundu

Kardelen Uzundağ

2017 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya bölümünü kazandım. Şu an 3. sınıf kimya öğrencisiyim. Kimyaya olan ilgim alanın çok geniş olması ve aradığım bir çok soruya cevap bulmamla başladı. İlaç kimyası, organik kimya, kozmetik kimyası, biyokimya başta olmak üzere kimyanın tüm alanlarına karşı merakım var. İnovatif Kimya Dergisi'ne kimya ile ilgili güncel haberleri takip etmek ve bunu diğer insanlara aktarmak amacıyla katıldım.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!