Bilim İnsanları Tarafından Tanımlanan Yeni Süperiletken Türü

Bilim İnsanları Tarafından Tanımlanan Yeni Süperiletken Türü

Fotoğraf: Malzeme 1,4 kelvinde, kendi süperiletken geçişi boyunca soğurken, rezonans ultrason spektroskopisi üzerinden gönderilen çeşitli ses dalgalarına yanıt veren stronsiyum rutenatın bir kristal örgüsünü gösterir. Vurgulanan deformasyon materyalin yeni bir tip süper iletken olabileceğini düşündürmektedir.

Bugüne kadar, süper iletken malzemeler iki tür olarak tanımlanmıştır:  s-dalgası ve d-dalgası. Şimdi ise, Cornell araştırmacıları — Brad Ramshaw, Sanat ve Bilim Bölümünde Dick&Dale Reis Johnnson Yardımcı Doçent liderliğinde —  olası bir üçüncü tip keşfettiler: g-dalgası

“Sr2RuO4‘ta İki Bileşenli Süperiletken Düzen Katsayısı İçin Termodinamik Kanıt” başlıklı makaleleri Nature Physics dergisinde, 21 Eylül 2020’de yayınlandı. Baş yazar, doktora öğrencisi Sayak Ghosh’tur.

Süperiletkenlerdeki elektronlar,  Cooper çiftleri olarak bilinen şekilde birlikte hareket ederler.  Bu “eşleşme” superiletkenlere en ünlü özelliğini sağlar–elektrik direnci yok– çünkü, direnç oluşturmak için, Cooper çiftlerinin parçalanması gerekir, ve bu enerji gerektirir.

S-dalgası süperiletkenlerde – genellikle kurşun, kalay ve civa gibi geleneksel maddeler- Cooper çiftleri, net açısal momentum olmadan, her ikisi de birbirlerine doğru hareket eden, yukarıyı gösteren  bir elektron ve aşağıyı gösteren bir elektrondan oluşur. Son yıllarda, yeni bir egzotik malzeme sınıfı, Cooper çiftlerinin iki kuanta açısal momentuma sahip olduğu, d-dalgası süperiletkenliği olarak adlandırılan şeyi sergiledi.

Fizikçiler, sözde bu iki “singlet” durumu arasında üçüncü bir süperiletken türünün varlığını kuramladılar: bir p-dalgası süperiletken, bir kuanta açısal momentumlu, ve elektron çiftleri antiparalel spinler yerine paralel spinli. Bu spin-üçlü süperiletken, kuantum hesaplama için büyük bir atılım olacaktır, çünkü kendi karşı parçacığı olan yegane parçacık olan Majorana fermiyonlarını oluşturmak için kullanılabilir.

20 yıldan fazla bir süredir, bir p-dalgası süperiletkeni için önde gelen adaylardan biri stronsiyum rutenat (Sr2RuO4) olmuştur, ancak son araştırmalar bu düşüncede oyuklar açmaya başlamıştır.

Ramshaw ve ekibi, stronsiyum rutenatın son derece arzu edilen bir p-dalgası süperiletkeni olup olmadığını kesin olarak belirlemek için yola çıktı. Yüksek çözünürlüklü rezonans ultrason spektroskopisi kullanarak, malzemenin potansiyel olarak tamamen yeni bir süperiletken türü olduğunu keşfettiler: g-dalgası.

Ramshaw, “Bu deney gerçekten daha önce hiç düşünmediğimiz bu yeni tip süperiletken olasılığını gösteriyor” dedi. “Bir süper iletkenin ne olabileceği ve kendini nasıl gösterebileceği konusunda gerçekten olasılıklar alanını açıyor. Süper iletkenleri kontrol etme ve bunları, yarı iletkenler ile sahip olduğumuz hassas ayarlı kontrol türüyle teknolojide kullanma ile başedeceksek, bunların nasıl çalıştıklarını ve hangi çeşitlilikleri ve tadları içerdiklerini gerçekten bilmek istiyoruz.”

Önceki projelerde olduğu gibi, Ramshaw ve Ghosh, Almanya’daki Max Planck Katıların Kimyasal Fiziği Enstitüsü’nde ekip arkadaşları tarafından olgunlaştırılmış ve hassas bir şekilde kesilmiş bir stronsiyum rutenat kristalindeki süperiletkenliğin simetri özelliklerini incelemek için rezonans ultrason spektroskopisi kullandı.

Ancak, önceki girişimlerin aksine, Ramshaw ve Ghosh deneyi yürütmeye çalışırken önemli bir sorunla karşılaştılar.

Ghosh, “Rezonans ultrasonu 1 kelvin’e (-457 0F= -271,60C)  soğutmak zor ve bunu başarmak için tamamen yeni bir cihaz yapmamız gerekiyordu” dedi.

Cornell ekibi yeni tasarımlarıyla, malzeme 1.4 kelvinde  (-457 0F= -271,60C) süperiletkenlik geçişi boyunca soğurken, kristal’in esneklik sabitlerinin —  esasen malzemedeki sesin hızı—   çeşitli ses dalgalarına tepkisini  ölçtü.

Ramshaw, “Bu, şimdiye kadar bu düşük sıcaklıklarda alınmış, açık ara en yüksek kesinlikte rezonans ultrason spektroskopi verileridir” dedi.

Verilere dayanarak, stronsiyum rutenatın, iki bileşenli bir süperiletken olarak adlandırılan şey olduğunu belirlediler, yani elektronların birbirine bağlanma şekli çok karmaşıktır, tek bir sayı ile tanımlanamaz; onun aynı zamanda bir yöne ihtiyacı vardır.

Önceki çalışmalarda, stronsiyum rutenatın ne tür bir dalga materyali olabileceği konusunda olasılıkları daraltmak için nükleer manyetik rezonans (NMR) spektroskopisi kullanılmış ve p-dalgası bir seçenek olarak etkin bir şekilde ortadan kaldırılmıştı.

Malzemenin iki bileşenli olduğunu belirlemekle, Ramshaw’ın ekibi, yalnızca bu bulguları doğrulamakla kalmadı, aynı zamanda stronsiyum rutenatın geleneksel bir s-veya d-dalga süperiletkeni olmadığını da gösterdi.

Ramshaw, “Rezonant ultrason gerçekten içeri girmenize izin veriyor ve tüm mikroskobik ayrıntıları tanımlayamasanız bile, hangilerinin göz ardı edildiğine dair geniş açıklamalar yapabilirsiniz” dedi. “O halde, deneylerin tutarlı olduğu tek şey, daha önce kimsenin görmediği bu çok, ama çok garip şeylerdir. Bunlardan biri g dalgasıdır, bu da açısal momentum 4 anlamına gelir. Hiç kimse bir g dalgası süperiletkeninin olacağını dahi düşünmemişti. ”

Artık araştırmacılar, bu tekniği,  potansiyel p dalgası adayları olup olmadıklarını bulmak için  diğer materyalleri incelemede kullanabilirler.

Ancak, stronsiyum rutenat üzerindeki çalışma henüz bitmedi.

Ramshaw, “Bu materyal, yalnızca süper iletkenliği için değil, birçok farklı durumda son derece iyi incelenmiştir” dedi. “Ne tür bir metal olduğunu, neden bir metal olduğunu, sıcaklığı değiştirdiğinizde nasıl davrandığını, manyetik alanı değiştirdiğinizde nasıl davrandığını anlıyoruz. Öyleyse, neden burada başka herhangi bir yerden daha iyi bir süperiletken halini aldığına dair bir teori inşa edebilmelisiniz.”

Kaynak: scitechdaily.com

571 Kez Okundu

Nil Sırımoğlu

Ege Üniversitesi, Kimya Fakültesi, Biyokimya ve Mühendisliği Bölümü 1981 mezunuyum. 1983'de Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Kimyası dalında master programını tamamladıktan sonra, Petkim-Aliağa'da iş hayatına başladım. 25 yıl Petkim Kalite Kontrol ve Teknik Servis Müdürlüğünün Genel Kimya Laboratuvarlarında İçme suyu, atık su analizleri, daha sonra Polimer Laboratuvarlarında hammadde-ürün kalite kontrolü, polimer tanımlama testleri, teknik servis, müşteri talep ve şikayetlerinin değerlendirilmesi gibi çeşitli birimlerde görev aldım. Çok yorucu, ağır koşullarda, her türlü kimyasalla muhatap, ama keyifli bir iş yaşamım oldu. Doya doya kimyaya, teknolojiye bulaştım. Her yıl lise ve üniversitelerden gelen stajyer öğrencilerimizin eğitimi de ayrı bir renk katardı. Biz de ISO 9000, Akreditasyon, Zaman Yönetimi, İlk yardım, Teknik Emniyet, cihaz kullanımları, bilgisayar vb bir çok eğitimler aldık. Bilgisayar deyince, ilk yıllarda koca binada az sayıda masaüstü bilgisayar vardı. DOS' ta, o kara ekranlarda sırayla çalışırdık diye hatırlıyorum. Windows işletim sistemi sonradan çıktı. İş arkadaşlarımla iyi bir ekiptik. Spektroskopinin babası, değerli hocam Prof. Dr. Şeref Güçer'in hep aklımda olan şu sözlerini yaşamım boyunca ilke edindim. "Tek başımıza hiç bir şeyiz, ekibimizle varız!" Bir de en bezgin olduğum dönemlerde Prof. Dr. Gürel Nişli hocamızın yaşam enerjisini hatırlamak bana hep ışık olmuştur. İş hayatımı noktaladıktan sonra mesleğimi erteleyerek ailemle emekliliğin tadını çıkarmayı seçtim. On yılı geçmişiz. Kimyayı nasıl da özlemişim. Epeydir İnovatif Kimya Dergisini takip ediyorum. Gençlerin ev-okul- iş yaşamlarından kalan dar vakitlerinde dergi için nasıl fedakarca çalıştıklarını, ne muhteşem yazılar paylaştıklarını görünce, ben de katkıda bulunmaya karar verdim. Benim için de keyifli bir çalışma olacak. Yeni aramızdan ayrılan değerli Prof. Dr. Osman Yavuz Ataman hocamızın dediği gibi… MADEM GELDİK DÜNYAYA, ÇALIŞALIM KİMYAYA". 100 yaşına kadar tüm yaşamını kimya bilimine ve ülkesine adamış olan, Hocaların hocası Prof. Dr. Ali Rıza Berkem'i de saygıyla analım. Bu dünyadan iz bırakarak geçmiş, bilime ve insana gönül vermiş, değerli bilim insanları, hepsi ışıklar içinde olsunlar...

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!