Koronavirüs Kendi Genetik Materyalini Bizim Kromozomlarımıza Kopyalayabilir! Peki Bu Ne Anlama Gelmekte ?
COVID-19’dan iyileşen insanlar bazen daha sonra SARS-CoV-2 için pozitif çıkarlar, bu da immün sistemlerinin koronavirüs tarafından ikinci bir saldırıyı önleyemeyeceğini veya devam eden bir enfeksiyonu olduğunu gösterir. Yeni bir çalışma bulguları ise , virüsün vücudumuzda hiç de beklenmeyen bir yerde kendini sakladığını göstermektedir . Sadece önbaskısı yapılmış bir çalışmada şuanki pandemik patojenin, HIV ve diğer retrovirüsler gibi davranıp kendi genetik kodunun sadece bir kısmını insanların kromozomlarına entegre ettiğini öne sürüyor. Bu söylem eğer doğru ve yüksek sıklıktaysa yanlış aktif enfeksiyon sinyallerinden COVID-19 tedavi çalışmalarına kadar yanıltıcı değerlere neden olmasına kadar kötü sonuçlar yaratabilir.
Bahsedilen çalışma, bu entegrasyonu yalnızca laboratuvar ortamında gösterdi, ancak refere ettği bazı çalışmalardaki SARS-CoV-2 ile enfekte olmuş insanlardan yayınlanmış genetik dizi verilerinin de bu söylemle uyuştuğunu gösterdi . Fakat , SARS-CoV-2’nin HIV’in yaptığı gibi yeni kopyalarını hücre dışına pompalamaya devam etmek için insan hücrelerinde kalıcı bir genetik yerleşme oluşturduğu anlamına gelmediğini vurguluyor.
Diğer bilim insanları ise yeni çalışmanın önemiyle ve bu çalışmanın insan sağlığıyla ilişkisi konusunda sert bir şekilde olan eleştirileriyle ikiye bölünmüş haldeler. Çalışmayı yöneten Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) moleküler biyolog Rudolf Jaenisch, “Daha irdelenecek cevaplanmamış sorular bulunmakta ” diyor.
Yine de deneyimli birkaç retrovirolog bu çalışmayla büyülenmiş durumda. İnsan Virolojisi Enstitüsü’nün başkanı Robert Gallo “Bu çok ilginç bir çalışma ‘’ diyor . Science Dergisi ‘nin talebi üzerine yeni yayınlanan ön baskıyı inceledi . “Bunun tamamlanmış olduğunu düşünmüyorum … ama olduğu gibi, hoşuma gidiyor ve tahminime göre sonuçları doğru olacak.” diye ifade ediyor.
Tüm virüsler, kendi genetik materyallerini enfekte ettikleri hücrelerde tutarlar , fakat çoğunluklar konakçı hücrenin DNA’sından uzakta kalırlar . Jaenisch’in ekibi, iyileşmelerinde rağmen SARS-CoV-2 pozitif olan bireylerin sonuçlarından etkilenerek burun sürüntüsü gibi biyolojik örneklerden alınıp spesifik virüs dizilerini tespit eden polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yöntemiyle yapılan bir teste koyup doğruluğu yansıtıp yansıtmadığını merak ettiler .Bu yöntemi kullanırken virüslerin kapsidleri dışında sadece genetik materyali parçalı halde dursa bile yöntemin güvenilirliğinin yüksek olduğunu bilmekteydiler . MIT’den Richard Young’ın laboratuvarıyla işbirliği yapan Jaenisch, “Neden aktif enfeksiyon ortadan kalktıktan çok uzun sonra bile pozitiviteyi görmekteyiz?” diye meraklanmakta .
Araştırmacılar, SARS-CoV-2’nin kendi RNA’sının genomununun bizim kromozomlarımızdaki DNA’mıza entegre edip edip test etmek için RNA’yı DNA’ya dönüştüren bir enzim olan ters (reverse) transkriptaz (RT) için geni insan hücrelerine eklediler ve biyomühendislikle üretilmiş hücreleri SARS-CoV-2 ile kültüre ettiler. Bir deneyde, araştırmacılar HIV’deki bir RT geni kullandılar. Ayrıca eski retroviral enfeksiyonların kalıntıları olan ve insan genomunun yaklaşık % 17’sini oluşturan LINE-1 elementleri olarak bilinen insan DNA dizilerini kullanarak da RT sağladılar. Ekip, 13 Aralık’ta bioRxiv‘de yayınlanan ön baskılarında, enzimin herhangi bir şeklini oluşturan hücreler, bazı SARS-CoV-2 RNA parçalarının da DNA’ya dönüştürülmesine ve insan kromozomlarına entegre edilebileceğini gözlemlediklerini bildirdiler.
LINE-1 dizilerinin doğal olarak insan hücrelerinde RT yaptığı gözlemlenirse , SARS-CoV-2 entegrasyonu COVID-19 olan kişilerde gerçekleşebilir. Bu durum , SARS-CoV-2 ve HIV ile birlikte enfekte kişilerde de ortaya çıkabilir. Her iki durumda da PCR’ ın artık gerçek bir enfeksiyonu olmayan kişilerde kalan koronavirüs genetik materyalinin izlerini tespit etmesini açıklayabilir . Vücuttaki bulaşıcı SARS-CoV-2 miktarındaki değişikliklerini dolaylı olarak ölçmek için PCR testlerine dayanan COVID-19 tedavileri ile ilgili çalışmaların olumsuz olarak sonuçlamasına sebep olabilir .
Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nde, RT ‘yi keşfetmedeki rolüyle Nobel Ödülü kazanan bir virolog olan David Baltimore, yeni çalışmayı “etkileyici” ve bulguları “beklenmedik” olarak nitelendiriyor, ancak “Koronaviral genomun tüm parçaları olduğu için, bulaşıcı RNA veya DNA’ya yol açamaz ve bu nedenle muhtemelen biyolojik olarak bir çıkmazdır” diyor. “İnsanlarda ters transkriptleri barındıran hücrelerin uzun süre yaşayıp yaşamadıkları da net değil. Çalışma birçok ilginç soruyu gündeme getiriyor. ” diye de ekliyor.
Gladstone Viroloji ve İmmünoloji Enstitüsü’nde HIV üzerinde çalışan virolog Melanie Ott, bulguların “oldukça provakatif” olduğunu ancak kapsamlı bir takip ve onay gerektirdiğini söylüyor. Ott, “Ters transkripsiyonun in vitro ortamda optimize edilmiş koşullarda olabileceğinden şüphem yok,” diyor. Ancak SARS-CoV-2 RNA replikasyonunun sitoplazmadaki özelleşmiş kompartlmanlarda gerçekleştiğine dikkat çekiyor. “Enfekte olmuş hücrelerde olup olmadığı ve… hücre çekirdeğinde önemli entegrasyona yol açıp açmadığı başka bir sorudur.”
Tufts Üniversitesi’nden retrovirolog John Coffin yeni çalışmayı “inandırıcı” olarak nitelendiriyor ve sağlam kanıtların LINE-1 RT’nin viral materyalin insanlara entegre olmasına izin verebileceğini gösteriyor , ancak henüz alışık olduğumuz bir durum değil diye de ekliyor. Coffin, insanlardaki SARS-CoV-2 sekanslarındaki kanıtların “daha net olması gerektiğini” söylüyor ve Jaenisch’in ekibi tarafından yapılan in vitro deneylerde görmeyi isteyeceği kontroller de yok değil . Coffin, “Sonuç olarak, yazarların spekülasyonlarına rağmen bu olayın biyolojik olarak etkisinden şüpheliyim ” diyor.
Pittsburgh Üniversitesi’nde retrovirolog olan Zandrea Ambrose, bu tür bir entegrasyonun gerçekten olursa “son derece nadir” olacağını ekliyor. İnsan genomundaki LINE-1 elementlerinin nadiren aktif olduğunu belirtiyor. “SARS-CoV-2 ile enfekte olmuş ilk hücre hatlarındaki aktivitenin ne olacağı net değil” diyor.
Ağır bir eleştirmen olan , retrovirüsler konusunda uzmanlaşılmışbir laboratuvardaki doktora sonra (postdoc) araştırmacı, önbaskıdaki sonuçlar için “ güçlü, tehlikeli ve büyük ölçüde desteklenmeyen iddia.” Jaenisch, makalenin yazarların olduğunu düşündüğü entegrasyonun bulaşıcı SARS-CoV-2 üretimine yol açmayacağını açıkça belirttiğini vurguluyor. Jaenisch, “Bu eleştirileri tamamen çözebileceğimizi varsayalım ki yapmaya çalışıyorum,” diyor Jaenisch. “Bu endişelenmemesi gereken bir şey olabilir.”
Kaynak : sciencemag.com