Devrim: Bağırsak Mikrobiyomu

Devrim Bağırsak Mikrobiyomu

Fotoğraf : 2018 yılında yapılan primer aşamadaki son teknoloji mikrobiyoloji araştırması.

En yeni temel bilimsel gelişmeleri konu alan makale derlemeleri olan devrim serisinin bu yayınında  bağırsak mikrobiyomu ile ilgili bu alanda çığır açan gelişmeler derleniyor.

Eşsiz Hassasiyet – Biyobelirteçlerin Tespiti

Hepimizin içinde trilyonlarca mikroorganizma yaşadığının farkına varmak oldukça çarpıcı bir gerçek. Bu minik otostopçuların büyük çoğunluğu bağırsaklarımızda yaşıyor ve bağırsaklarımızdaki bakteri, arke, mantar ve virüslerin karışımı insandan insana farklılık gösterebiliyor.

Vücudumuzun bu büyük mikrobiyal topluluklara ev sahipliği yaptığı bir süredir biliyorduk, ancak bilim; bu organizmaların vücudumuzun çalışmasını sürdürmede oynadığı rolün boyutunu ancak son birkaç gerçekten açıklayabildi. DNA dizilimindeki ilerlemeler, araştırmacıların içimizde yaşayan türlerin çeşitliliğini daha önce hiç görülmemiş bir detayda çalışabilmesini sağlamıştır.

Bağırsak mikrobiyom araştırması hala ilk günlerinde sayılır dolayısıyla içimizdeki bakterileri etkili, güvenli ve verimli bir şekilde manipüle edebilmek için gitmemiz için çok uzun bir yolumuz var. Bununla birlikte, tüm vücudumuz ve zihnimizdeki bağırsak bakterilerine geniş erişim, yüzyılın en göze çarpan tıbbi keşiflerinden biri haline gelmiş durumda.

Bakterilerin sağlıklı kalmamızı sağlayan bazı önemli rolleri olduğu biliniyor ve mikrobiyoloji alanındaki geniş yelpazeli yeni araştırmalar da yeni tıbbi tedavileri geliştirmenin önünü açıyor.

Obezite Kaynaklı Depresyon ve Anksiyete

Beslenme biçimimiz ile bağırsak bakterilerimiz ve ruh halimiz arasında nasıl bir bağlantı var? Joslin Diyabet Merkezi’ndeki araştırmacılar tarafından yakın zaman önce yapılan bir çalışma bu ilişkiye ışık tuttu. Yüksek yağlı bir diyet uygulanan farelerin mikrobiyomlarında değişiklikler olduğunu ve antibiyotik tedavisi ile normale dönene kadar da farelerin daha depresif davranış sergilediğini ortaya koydu.

PTDS ve Alzheimer Arasındaki İlişki

Geçtiğimiz yıl yapılan iki çalışma, bağırsak mikrobiyomu, travma sonrası stres bozukluğu (PDTS) ve Alzheimer hastalıkları arasındaki bağlantıyı ortaya çıkartmaya çalıştı. Bu çalışmalarda mikrobiyomdaki değişikliklerin hastalıkların sebebi mi yoksa bir sonucu mu olduğunu anlamaya çalıştır. Bu durum tipik bir tavuk mu yumurtadan yoksa yumurta mı tavuktan paradoksuna benzetildi.

Otoimmün Hastalıkları Tetikleme

Yale Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, bağırsaktan vücudun diğer bölgelerine yayılan bir bakteri otoimmün hastalıkları tetikleyebiliyor. Bu çalışma, otoimmün karaciğer rahatsızlığı veya sistemic lupus gibi çeşitli otoimmün hastalıklarının tedavisinde bu özel bakteriyi hedef alan antibiyotik tedavisi veya aşılama kullanılabileceğini ortaya çıkarttı.

Tip 1 Diabet

Bir diğer otoimmün bozukluk olan tip 1 diabetin de bağırsak bakterileri tarafından tetiklenebileceği ortaya çıktı. Harvard Tıp Fakültesi’ndeki araştırmacılar bu duruma karşı koruma sağlayan oldukça güçlü bir koruyucu gen keşfettiler.

Gen Kontrolü ile Kanserin Önlenmesi

Babraham Enstitüsü’nde yürütülen ve geçtiğimiz yıl tamamlanan bir çalışmada, bağırsakta ortaya çıkan faydalı bakterilerin gen aktivitemizi kontrol ederek, kolorektal kanseri engellemeye yardımcı olabileceği ortaya kondu. Bu çalışma, kanser tedavisinde kullanılabilecek ilaçlar alanındaki gelecek çalışmalara ışık tutmakla beraber, bağırsak bakterilerinin genlerimizi nasıl etkileyebildiğini de vurguluyor.

İlaç Tedavileri

Bağırsak bakterileri kanser tedavisinde dolaylı yoldan da yer alıyor. Bir ilacın bir birey için işe yarayıp yaramadığını anlamaya yarayacak bir dizi önemli faktör, bağırsak bakterilerinin bir denklemi cinsinden ifade edilebiliyor. 2017 yılı içerisinde yapılan birkaç çalışma, bağırsak mikrobiyomunun farklı hastaların kanser tedavileri esnasında nasıl bir değişim gösterdiğine dair çarpıcı detaylar ortaya koyuyor.

Otizm Semptomlarının İyileştirilmesi

Arizona Üniversitesi’ndeki bilim insanları, 18 otistik çocuktan oluşan bir gruba, sağlıklı gastrointestinal sistemli donörlerden fekal transplantasyon uyguladıkları bir çalışma gerçekleştirdi. Bu prosedür sadece bağırsak florasının “yeniden dengelenmesine” yardımcı olmakla kalmadı, aynı zamanda hastaların davranışlarını iyileştirerek bağırsak bakterileri ve otizm arasında gizemli bir ilişki olduğunu düşündürdü.

Salmonella ile Mücadele

Stanford Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar, belirli bir bağırsak bakterisi tarafından üretilen bir molekülün Salmonella enfeksiyonlarından doğal koruma sağlayabileceğini ortaya koymuştur. Bu sonuçlar, potansiyel yeni tedavi stratejilerine işaret etmenin yanı sıra, keşif bazı insanların neden patojenden daha hızlı olduğunu açıklayabilir.

Kilo Kaybı

Araştırmacılar bir süredir, invazif olmayan derin Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (dTMS) ve azalan gıda istekleri arasında bağlantı gösteren çalışmalar yürütüyorlar. Geçen yıl yapılan araştırmalar, dTMS’nin bağırsak mikrobiyota bileşimini temel olarak değiştirdiğini, hem kilo kaybına hem de diğer metabolik ve hormonal faktörlerde genel iyileşmelere neden olduğunu gösterdi.

Kilo kaybı konusunda, Mayo Clinic’teki araştırmacılar tarafından yapılan yeni bir çalışma, bazı insanların aynı egzersiz ve kalori kısıtlama rejimine bağlıyken neden diğerlerinden daha fazla kilo verebileceğine ışık tutabilir. Araştırma, bağırsak bakterilerinin vücudumuzun karbonhidratları ne kadar etkili bir şekilde metabolize ettiğini araştırıyor.

Felç Riskinin Azaltılması

Ketojenik diyet geçen yüzyılda şiddetli epilepsili çocukları tedavi etmek için geliştirildi, ancak aslında nasıl çalıştığı yeterince değildi. UCLA’daki araştırmacıların bu yılın başlarında yayınladıkları heyecan verici bir çalışma, diyetin nöbet geçirme riskini azaltmak için belirli nörotransmitterleri etkileyen spesifik bağırsak bakterilerinin düzeylerini yükseltebileceğini düşündürüyor.

Düzenli Egzersiz Yapmak Bağırsak Mikrobiyomuna Ne Fayda Sağlıyor?

Probiyotikler, mikrobiyomunuzu daha iyi bir şekilde değiştirebilmenin tek yolu değildir. Illinois Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, bağırsak bakterisinin bileşiminin sadece egzersizle değiştirilebileceğine dair ilk açık kanıtı geçtiğimiz yıl buldu. Egzersizin etkilerini bağırsak bakterilerini etkileyebilecek diğer faktörlerden izole edecek şekilde tasarlanan bu çalışmalar, bir kişinin bağırsak mikrobiyomunun davranışını belirlemede egzersizin rolünü ortaya koymaktadır.

Bağırsak Bakterisi Tedavisinin Geleceği Tuvalet mi?

King’s College London tarafından sunulan bir varsayımsal gelecek senaryosu, akıllı tuvaletlerimizin ya da akıllı tuvalet kağıdımızın, postbiyotik profilimizin anlık görüntüsünü sunan akıllı tuvalet kağıdımız olabileceğidir. Bu şekilde, dışkı ve bağırsak mikrobiyomumuz tarafından hangi kimyasal metabolitlerin etkili bir şekilde üretildiğine dair içgörü kazandırabilir.

Kaynak : newatlas.com

477 Kez Okundu

Melike Oya Oral

İzmir’de 1988 yılında doğdu. İzmir Atatürk Lisesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü’nü bitirdi. Dokuz Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği ve İzmir Ekonomi Üniversitesi Executive MBA programlarında yüksek lisanslarını tamamladı. Temel ilgi alanı malzeme bilimleri. 2012’den beri özel sektörde beyaz eşya, yapı malzemeleri ve tekstil sektörlerinde ArGe ve yeni ürün geliştirme bölümlerinde görev almakta. Hali hazırda Sun Tekstil ArGe Merkezi’nde çalışıyor.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!