Dimitri Mendeleyev
Dimitri Ivanovich Mendeleyev 8 Şubat 1834’de Sibirya’nın Tobolska şehrinde doğmuştur. Lise müdürü olan babası Pavlovich Mendeleyev Dimitri’nin doğduğu yıl kör olmuş, bunun üzerine annesi Maria Dmitriyevma Konileva, Pavlovich’in daha önce işletiş olduğu fabrikayı yeniden açmıştır. Dimitri önce 13 yaşında babasını kaybetmiş, 15 yaşında ise işlettikleri fabrikanın yanması üzerine annesi ile St. Petersburg’a göç etmiştir. 16 yaşında babasının da daha önce eğitim almış olduğu kolejde öğretmenlik eğitimine başlayan Dimitri, kısa bir süre sonra annesini de kaybetmiş ve 1855’de kolejden mezun olmuştur. İlk öğretmenlik görevini Simferopol’da bulmuş fakat burada sadece 2 ay kalmış daha sonra St. Petersburg’a dönmüş ve burada yüksek lisans eğitimine, organik kimya üzerine çalışmaya, başlamıştır. Devletten ekonomik destek alarak iki yıllığına Heidelberg Üniversitesi’ne giden Dimitri, burada Robert Bonsen, Emil Erlenmayer ve August Kekule gibi tanınmış kimyacılar ile çalışmak yerine kendi dairesine bir laboratuar kurmuş ve çalışmalarına orada devam etmiştir. 1860’da atomik ağırlıklar, kimyasal semboller ve formüller gibi konuların tartışıldığı Uluslararası Kimya Kongresi’ne katılmıştır.(Karlsruhe). Burada özellikle ileriki çalışmalarında atomik ağırlıklar üzerine yazdığı makalesini bol bol inceleyeceği İtalyan kimyager Stanisleo Cannizzoro başta olmak üzere Avrupa’nın önde gelen kimyacıları ile tanışmıştır.
1861 yılında St. Petersburg’a dönen Mendelev, 1864’de Teknoloji Enstitüsü’nde profesörlük görevine başlamış, 1865’de ‘doktor’ daha sonra St. Petersburg Üniversitesi’nde ‘Kimya Profesörü’ ünvanını almıştır. 1867’de ise genel kimya profesörlüğüne başlayan Dimitri, 1890 yılına kadar burada görevine devam etmiştir.
Daha önce organik kimya üzerine kitap yayınlayan ve bu kitabı 1861’de Demidov Ödülü alan Dimitri, inorganik kimya dersi vermeye başladığında ihtiyaçlarını karşılayan bir kitap bulamaması üzerine yeni bir kitap yazmaya başlamıştır. Osnovy Klinimii (Kimyanın Temel İlkeleri) adını verdiği bu kitap kısa zamanda klasikleşmiş, birçok baskısı yapılmış ve birçok dile çevrilmiştir. Dimitri ilk cildin sonunda halojenler üzerine yazmaya başladığında bu element grubunun özelliklerini alkali metallerin özellikleri ile karşılaştırmıştır. Farklı özelliklere sahip bu iki grup içinde atom ağırlıklarının ilerlemesinde benzerlikler olduğunu fark etmiş bunun üzerine diğer element gruplarını da atom ağırlıkları yönünden incelemeye başlamıştır. Yaptığı çalışmalar ve son olarak alkali metalleri incelemesinden sonra Dimitri atom ağırlığı kavramının yalnızca grup içi sıralamalarda değil gruplar arası düzenlemelerde de kullanılabileceğini fark etmiştir. Elementlerin fiziksel ve kimyasal özellikleri üzerinde önemli etkiye sahip olan atom ağırlığı üzerine kapsamlı çalışmaları ile Dimitri periyodik yasayı keşfetmiştir. O zamanlar varlığı bilinen altmış beş elementi tek tek kartlara yazan ve atom ağırlığına göre sıralamaya başlayan Dimitri, periyodik tablonun desenini buluşunu şöyle anlatmıştır; “ Çalışırken uykuya dalmıştım, rüyamda tüm elementlerin olması gereken yere düştüğünü gördüm, uyandım ve bu yerleri hemen not ettim.”
Dimitri Mendelev periyodik tabloyu maddenin dört yönü üzerine kurmuştur. Bunlar; izomorfizm, elementlerin spesifik hacimleri, bileşik tuzlarının kompozisyonu ve elementlerin atom ağırlıkları arasındaki ilişkilerdir. Dimitri’nin bu buluşu 1869’da Rus Kimya Topluluğu tarafından ‘Atom numaralarına göre düzenlenen elementler belirli bir periyodik özellik sergiler.’ İfadesi ile ilan edilmiştir.
Periyodik tablo Dimitri’nin üretici zekâsı ve öngörü yeteneğinin bir ürünüdür. Bu ana keşfini otuz iki yıllık kimya çalışmalarının ve kimya kariyerinin bir sonucu olarak görmüş ve Karlsruhe Kongresi’nin atom ağırlığı – kimyasal özellikler üzerindeki çalışmaları için bir dönüm noktası olduğunu belirtmiştir.
Dimitri Mendeleyev’in periyodik tabloyu öne sürdüğü dönemde bilinen altmış beş element vardı, ölümünden bir yıl sonra ise, araştırmalar sonucu, bilinen element sayısı 86’ya yükselmiştir. Bu buluşların temelini Dimitri’nin periyodik tablosu oluşturmuş ve hiç yeni element keşfetmemiş olmasına rağmen, bilim dünyasına katkılarının bir karşılığı olarak Amerikalı fizikçiler tarafından sentezlenen 101 atom numaralı elemente, Dimitri Mendeleyev onuruna ‘Mendelevyum’ adı verilmiştir.
Dimitri Mendeleyev’in periyodik cetvel ile tanınmasının yanı sıra önde gelen bir kimyacı olmasını faaliyetlerinin çeşitliliği sağlamıştır. Dimitri’nin kimya alanına yaptığı çalışmalar şu şekilde sıralanabilir; izomorfizm üzerine yaptığı çalışmalar jeokimyanın gelişmesine katkı sağlamış, kritik kaynama noktasını bulması ve çözeltilerin hidrat teorisini geliştirmesi fizikokimyacı olarak anılmasını sağlamış, gaz hacminin basınç ile değişimini veren ve şuan Boyle – Marriotte yasası olarak bilinen formülü geliştirmiştir. 1880’lerde sıvıların ısıl genleşmesi üzerine çalışmış, 1871’de Kimyanın Temel İlkeleri adlı kitabının son cildini yayınlamış ve daha birçok çalışmanın altına adını yazdırmıştır. Bu çalışmaların yanı sıra Dimitri toplamı yetmişi bulan akademi ve bilim topluluğunun üyesi olmuştur. Kendi söylemi ile birinci görevi ilmi çalışmaları, ikincisi ise öğretmenlik olmuştur ve St. Petersburg’un birçok okulunda öğretmenlik yapmıştır.
1868’de Rus Kimya Topluluğu olan şimdi ise Mendeleyev Rus Kimya Topluluğu adı ile çalışmalarına devam eden topluluğun kurucularından olmuştur. Her zaman çok üretken bir düşünür ve yazar olan Dimitri’nin çalışmalarından birçoğu dergilerde yayınlanmıştır. Buna rağmen St. Petersburg Eyalet Üniversitesi’nde bulunan Dimitri Mendeleyev Müzesi ve arşivlerinde birçok yayınlanmamış el yazısı çalışmaları bulunmaktadır. Yayınlanan eserlerini ise 400 kitap ve makale oluşturmaktadır.
Bütün bunlara ek olarak Dimitri Mendeleyev gelir elde etmek için popüler bilim ve teknolojik gelişmeler hakkında, dergiler ve ansiklopedilerde yayınlanmak üzere 1859’un başlarında makaleler yazmaya başlamıştır. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin herkes tarafından erişilebilir olmasına karşı isteği Dimitri’nin kariyeri boyunca yazmasını sağlamıştır. 1860’lı yıllarda Rusya’nın tarımsal ve endüstriyel kaynaklarının geliştirilmesi konusu Dimitri’nin başlıca meşguliyetlerinden biri olmuştur. Donest Havzası’nda bir kömür enstitüsü oluşturmak üzerine projeler yazmış, petrol endüstrisi hakkında daha fazla bilgi edinmek için Bakü ve Pennsylvania’ya gitmiş ve 1890’lı yıllarda ‘Endüstriyel Bilgi Kütüphanesi’ başlıklı bir yazı dizisi başlatmıştır.
Yaşamını bilimsel çalışmalara, yeniliklere, laboratuarlara ve bilimin yayılmasına adayan Dimitri Mendeleyev 1907’de zatürreye yenik düşmüş ve hayatını kaybetmiştir.