Kansere Karşı Deniz Süngerinden İzole Edilmiş Doğal Ürünün Etkisi Test Edildi

Kansere Karşı Deniz Süngerinden İzole Edilmiş Doğal Ürünün Etkisi Test Edildi

Rus ve Alman meslektaşları ile beraber Uzak Doğu Federal Üniversitesi’nden (FEFU) bilim insanları, deniz süngerinden izole edilen biyoaktif molekülleri temel alarak sentezlenen antitümör bileşiklerini incelemeye devam ediyor. Bunlardan biri standart kemoterapiye dirençli kanser hücreleriyle savaşırken aynı zamanda ilgi çekici bir ikili etki mekanizmasına sahiptir. İlgili makale Marine Drugs dergisinde yayınlandı.

Bilim insanları bir deniz alkoloidi olan 3,10-dibromofascaplysin’in, standart dosetaksel kemoterapiye dirençli olanlar da dahil omak üzere bir kaç prostat kanser hücresi üzerindeki biyolojik etkisini test etti. Bileşik ilk olarak deniz süngeri Fascaplysinopsis reticulata’dan izole edildi ve hemen ardından kimyasal sentezi FEFU’da gerçekleşti. Bu içerik, tümör hücrelerini programlı hücre ölüm mekanizması aracılığıyla ölmeye zorlar. Bu işleme “apoptoz” denir ve kanser ilaçlarının en yararlı çeşidi olarak kabul edilir.

FEFU Doğa Bilimleri Okulu Biyolojik Aktif Maddeler Laboratuvarı ve ayrıca Ulusal Deniz Biyolojisi Bilim Merkezi (Vladivostok, Russia) farmakoloji laboratuvarında kıdemli bir araştırmacı olan Dr. Sergey Dyshlovoy şunları söyledi: “İncelenen bileşik, standart kemoterapiye dirençli olanlar dahil kanser hücrelerini öldürürken eş zamanlı olarak bu tümör hücrelerini koruyan bir enzimi (kinaz) aktive ediyor. Ama bu etkinin iyi mi yoksa kötü mü olduğuna karar verilemez. Bu sadece bir etki mekanizması ve bunu anlamak bize 3,10-dibromofascaplysin’i bu enzimlerin inhibitörleriyle birlikte uygulamamız gerektiğini gösterir.”

Bilim insanlarının aktardığına bakılırsa; sentezlenen bileşik kendi aktivitesine ek olarak birçok halihazırda onaylanmış kanser ilaçları ile kombinasyonlarında iyi çalışır ve antitümör etkisini geliştirir.

Bilim insanları bundan sonra 3,10-dibromofascaplysin’in kanserli olmayan hücrelerde nasıl etki gösterdiğini incelemeyi planlıyor.

FEFU Doğa Bilimleri Okulu’nda Organik Kimya Bölüm Başkanı olan Dr.Maxim Zhidkov ise konuya dair şunları ekliyor: “Fascaplysins kanserli olmayan hücreler için oldukça zehirli. Biz laboratuvarımızda, gerekli antitümör etkiyi korurken aynı zamanda normal hücreler üzerindeki sitotoksik etkiyi azaltmak için bu bileşiğin yapısını modifiye etmeye çalışıyoruz. Amaç, vücuttaki sağlıklı hücrelere karşı minimum yan etkiyle birlikte, hedeflenen tedavi için bir bileşim yaratmak.” 

Kullanıma hazır ilacın geliştirilmesi için zamana ihtiyaç olduğunu açıklayan bilim insanları, uzun ön çalışma ve daha ileri klinik testlerin zorunluğu göz önüne alınarak ufukta henüz 10-15 yıl göründüğünü söylüyorlar.

Çalışmada yer alan uzmanlar ise şu şekilde listelenmiştir: Uzak Doğu Federal Üniversitesi A.V. Zhirmunsky Ulusal Deniz Biyolojisi Bilim Merkezi (RAS, Vladivostok), Martini Kliniği (Almanya), Hamburg-Eppendorf Üniversitesi Tıp Merkezi (Almanya), V.N. Orekhovich Biyomedikal Kimya Araştırma Enstitüsü (Rusya Bilimler Akademisi), V.A. Engelhardt Moleküler Biyoloji Enstitüsü (RAS, Moskova). 

“Dünya Okyanusu” FEFU’da yürütülen öncelikli araştırmalardan biridir. Üniversite’deki bilim insanları, deniz kökenli biyoaktif moleküller üzerinde araştırma yapıyorlar ve Arktik buz platformları (minerallerin keşfi ve üretimi), su altı robotikleri, buz altı iletişimi ve benzeri başlıklar için mühendislik çözümleri geliştiriyorlar.

Kaynak: news-medical.net

770 Kez Okundu

Kardelen Uzundağ

2017 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya bölümünü kazandım. Şu an 3. sınıf kimya öğrencisiyim. Kimyaya olan ilgim alanın çok geniş olması ve aradığım bir çok soruya cevap bulmamla başladı. İlaç kimyası, organik kimya, kozmetik kimyası, biyokimya başta olmak üzere kimyanın tüm alanlarına karşı merakım var. İnovatif Kimya Dergisi'ne kimya ile ilgili güncel haberleri takip etmek ve bunu diğer insanlara aktarmak amacıyla katıldım.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!