Küresel Havalarda İklim Sinyalleri Tespit Edildi
2019, Ekim ayında Utah’taki hava araştırmacıları şimdiye kadar Ekim ayında Amerika Birleşik Devletleri’nde(Alaska dışında) görülen en düşük sıcaklığı kaydettiler: -37.1oC. Bir önceki kaydedilen en düşük sıcaklık ise -35oC idi ve insanlar iklim değişikliğine ne olduğunu merak ettiler.
Şimdiye dek iklim araştırmacıları iklim ile havanın aynı şey olmadığını ifade ettiler. İklim, uzun vadede beklediğimiz bir şey iken hava, kısa vadede elde ettiğimizdir ve yerel hava koşulları oldukça değişken olduğundan, uzun vadeli küresel ısınmaya karşın kısa bir dönem için bir lokasyon oldukça soğuk olabilmektedir. Kısacası, yerel havanın değişkenliği küresel iklimin uzun vadeli eğilimlerini kamufle eder.
Paradigma Değişikliği
Öte yandan şu anda ETH Profesörü Reto Knutti öncülüğünde bir grup sıcaklık ölçümleri ve modellerinin yeni bir analizini yürütmüştür. Bilim insanları hava durumunun iklim olmadığı paradigmasının artık bu biçimde uygulanamayacağı sonucuna vardılar. Araştırmacılara göre iklim sinyallerinin -uzun vadeli ısınma eğilimlerinin- yer yüzeyine yakın hava sıcaklığı ve nemi gibi günlük hava tahmini verilerinde tam olarak fark edilebilir.
Basit bir dille bu, -küresel ısınmaya rağmen- ABD’de Ekim ayında rekor bir en düşük sıcaklık görülebildiği anlamına gelir. Sıcaklık eğer diğer bölgelerde eş zamanlı olarak ortalamadan daha sıcak ise bu sapma neredeyse tamamen ortadan kaldırılır. “Günlük hava koşularında iklim değişikliğinin ortaya çıkarılması, bölgesel değil küresel bir bakış açısı gerektirir,” demiştir Knutti’nin araştırma grubunda doktora sonra çalışan ve Nature Climate Change’de yakın zamanda yayımlanan bir çalışmanın baş yazarı olan Sebastian Sippel.
İstatistiksel Öğrenme Teknikleri, İklim Değişikliği Belirtilerini Seçiyor
Günlük hava durumu kayıtlarında iklim sinyallerini tespit etmek için Sippel ve çalışma arkadaşları, simülasyonları ölçüm istasyonlarından gelen veriler ve iklim modelleri ile bir araya getirmek için istatistiksel öğrenme tekniklerini kullandılar. İstatistiksel öğrenme teknikleri, iklim değişikliğinin parmak izini, çeşitli bölgelerin sıcaklıkları ve beklenen ısınma ve çeşitlilik oranının kombinasyonundan ayırt edebilmektedir. Model simülasyonlarını Sistematik olarak değerlendirerek, 2012 ilkbaharından itibaren herhangi bir gündeki küresel ölçümde iklim parmak izini saptayabiliyorlar.
Yerel ve küresel günlük ortalama sıcaklıkların değişkenliklerinin karşılaştırılması neden küresel bakış açısının önemli olduğunu göstermektedir. Yerel olarak ölçülen günlük ortalama sıcaklıklar geniş ölçüde dalgalanma gösterebilir iken(mevsimsel döngü ortadan kalktıktan sonra bile), küresel günlük ortalama değerler çok dar bir aralık göstermektedir.
1951 yılından 1980 yılına kadarki küresel günlük ortalama değerlerin dağılımı ile 2009-2018 arası değerlerin hemen hemen hiç örtüşmediği görülmektedir. İklim sinyalleri küresel değerlerde öne çıkar ancak yerel değerlerde gizlidir.
Hidrolojik Döngüye Uygulama
Bulguların iklim biliminde geniş etkileri olabilir. “Küresel seviyede hava durumu, iklim konusunda önemli bilgiler taşımaktadır,” demiştir Knutti. “Bu bilgiler örneğin soğuk hava dalgası gibi ağır hava şartlarının oluşma ihtimalini belirleyecek olan daha ileri çalışmalar için kullanılabilir.
Bu çalışmalar, model hesaplamalarına dayanır ve yaklaşımımız sonrasında bölgesel soğuk hava dalgaları sırasında yapılan gözlemlerde iklim değişikliği parmak izlerinin küresel bir içeriğini sağlayabilir. Bu da küresel ısınma bağlamında bölgesel hava olaylarının bağlantısı için yeni fırsatlar oluşturabilir.
Çalışma, ETH araştırmacıları ve ETH Zürih’in kardeş üniversitesi EPFL ile birlikte yürüttüğü İsviçre Veri Bilimi Merkezi (SDSC)’nin ortak ürünüdür. “Bu çalışma, veri bilimi metotlarının çevresel soruların yanıtlanmasında ne kadar kullanışlı olduğunun altını çizer ve SDSC bunda büyük bir katkısı vardır,” demiştir Knutti.
Veri bilim metotları, yalnızca araştırmacıların insan “parmak izinin” gücünü göstermesine olanak sağlamaz, aynı zamanda iklim değişikliğinin ilk adımda dünyanın neresinde daha belirgin ve açık olduğunu gösterir. Bu, günden güne çok büyük doğal dalgalanmaların olduğu hidrolojik döngüde çok önemlidir. “Gelecekte, geleneksel istatistiklerle tespit edilmesi zor olan yağış gibi diğer daha karmaşık ölçüm parametrelerinde insan kaynaklı modelleri ve eğilimleri seçebilmeliyiz, demiştir ETH profesörü.
Kaynak: sciencedaily.com