Martin Heinrich Klaproth
1789-uranyum ve zirkonyum, 1803-seryumu keşfeden Alman kimyager.
”Acı ve umut.” 1765 yılında Klaproth bu kelimeler ile gençliğinin esasını yakaladı. Johan Julius Klaproth’un üçüncü oğlu olan Klaproth’un din adamı olması düşünülmüştü. Ancak on beşinci yaş gününden kısa bir süre sonra tatsız bir olay onu Wernigerode Latin Okulu’nu bırakmasına neden oldu. Muhtmelen doğa bilimlerine olan ilgisi sebebiyle eczacılık ile ilgilenmeye karar verdi. 1759’da Quedlinburg’da bir eczanede çıraklık yapmaya başladı. Ustası onu fazlaca çalıştırıp ona çokca teorik eğitim verip kendisine daha az zaman ayırmasına müsaade etti. 1766’da, kalfa olduktan iki yıl sonra, aynı statüdeki Hannover’a taşındı, sonunda eczaneden çıkma şansını yakaladı. Kimyayla ilgilenmeyi seçerek J. R. Spielmann ve J.F. Cartheuser metinlerini okudu, bir çok küçük araştırma yürüttü. Hannover’daki iki yılın ardından iki buçuk yılını Berlin’de, birkaç ayını Danzig’de geçiren Klaproth 1771’de tamamen Berlin’e yerleşti. İlk on yıl bir kimyager olan Valentin Rose’un hayatını kaybettmesi nedeniyle onun eczanesini işletti. 1780’de nihayet kendi kendine yeterlilik sağlayıp A.S. Marggraf’ın zengin yeğeni ile şanslı bir evlilik de yaparak kendi dükkanını açabildi.
Bu esnada Klaproth kimyayı takip etmeye devam ediyordu, çalışmalarını tek başına değil Marggraf ile birlikte yürütüyordu. 1776’da bir arkadaşı onu ”copal’in” (tropik bir reçine) kimyasal özellikleri üzerine bir kitaba bir bölüm katkıda bulunmaya ikna edince ilk kez baskıya cüret etti.
1780 yılına geldiğinde ”Medical Surgical Collage”(tıp-cerrahi koleji) himayesinde kimya alanında konferans verme izni istemek için yeterli bilgiye sahip olduğunu düşündü. Üniversite profesörlerinden öğrenciler için ücretlerin rekabete yol açacağını düşünenler tarafından bu reddedildi. 1782’de kimyasal konularla ilgili birkaç makale yayınlayıp Masonik Kardeşler’in de desteğini de elde ettikten sonra Klaproth daha güçlü bir konumdaydı. O yıl Prusya’nın en önemli sağlık kurulunda ikinci eczacı koltuğuna getirildi ve kısa bir zaman sonra da ders vermesine izin verildi. Böylece idari ve akademik kariyerine otuz dokuz gibi geç olduğu düşünülen bir yaşta olsa da başladı.
Klaproth yıllar içinde denetçiden (1782-1797) konsey üyesine (1979-1799), yüksek meclis üyesine (1799-1817) kadar Prusya tıbbi bürokrasisinde yükseldi. Bu sırada Tıp Cerrahi Koleji’nde özel öğretim görevlisi olarak (1782-1810) görevde bulundu. Madencilik okulunda kimya öğretmeni (1784-1817); G.F. von Tempelhoff Topçu Okulu ve Ardılları, Kraliyet Topçu Akademisi ve Genel Savaş Okulu’nda kimya profesörlüğü ve Berlin Üniversitesi’nde kimya profesörlüğü yaptı. 1800’de Klaproth Berlin Akademisi’ne kimya temsilcisi olarak F.K. Achard’ın yerine atandı. Artık eczane dükkanına daha fazla ihtiyacı yoktu, dükkanı karlı bir biçimde sattı ve 1803’te akademinin yeni laboratuvar-konut kompleksine taşındı.
Bergman’ın entelektüel halefi olarak görüldüğü 1780’lerin sonlarından Berzelius’un yavaş yavaş yerine geçtiği 1800’lerin başına kadar Klaproth Avrupa’da gerçekten önde gelen bir kimyagerdi. Dünyanın her kısmında mineraller ile çalışarak zirkonyum, uranyum, titanyum, stronsiyum, mellitik asit ve seryumu keşfetti veya bunlara başkaları ile ortak keşiflerde bulundu. Ayrıca tellür ve berilyumun keşiflerine katkıda bulundu. Bu spesifik bilgilerden daha önemli olan sonuç ise Klaproth’un yeni teknikleriydi, örneğin; kolay çözünmeyen mineralin ince toz haline getirildikten sonra karbonat ile kaynaştırılarak çözülmesi. Klaproth öğrencisi ile beraber silikatların ayrışmasında baryum nitratın kullanımını tanıttı. Cihazlardan ve reaktiflerden kirlenmeye kaçınma ve bunun için önlem alma gerekliliğine dikkat çekti. En önemlisi analitik çalışmalarda küçük kayıpları göz ardı etme ve ağırlık artması geleneğini kırdı. Bunun yerine hatalı ve eksik analizleri tespit edebilmek için tutarsızlıklarda yüzde kullandı. Bir mineral analizi prosedüründen memnun olduktan sonra onun, tutarsızlıklar (hatalarla) da dahil olmak üzere, sonuçlarını bildirdi. Bu uygulama daha sonraki analistlerin de kullanacağı bir düzen haline geldi.
Klaproth analist olarak etkisinin yanında bazı Almanların Lavoisier tesirini kabul etmesinde de rol oynamıştır. Arkadaşı S.F. Hermbstäadt’ın Lavoisier’in ”Traité ‘sinin” el yazması eserlerini inceledikten ve bazı ana deneyleri tekrarladıktan sonra antiflojistik sisteme verdiği desteği açıklamıştır. 1793 yazında Lavoisier’in deneyinin doğruluğunu reddeden F.A.C Gren ve diğer flojistik sistem destekçileri gözden düşürdüler ve böylece Almanyadaki antiflojistik devrimin başarısının yolunu hazırladılar. Bununla birlikte hayatının geri kalan yıllarında kimyanın teorik gelişinde etkin bir rol oynamadı.