Önemli Bilim İnsanlarının Onuruna Adlandırılan 5 Element
Küriyum ve Nobelyum, periyodik tablodaki, onları keşfeden bilim insanlarının adını taşıyan elementlerden sadece birkaçıdır.
Şu anda, periyodik tabloda 118 element bulunmaktadır. Yeni bir element keşfedildiğinde, onu adlandırmak birkaç unsur içermektedir. Elementler, nasıl elde edildiklerine, niteliklerine, izole edildikleri bileşiğe ve keşfedildikleri yerlere göre adlandırılabilir. Bununla birlikte, onları bulan kişilerin adını da alabilirler. On beş element bilim insanlarının adını almıştır. İşte bunlardan beşi:
Küriyum (Cm)
Küriyum, her ikisi de radyoaktivite alanında öncü bilim insanı olan Marie Curie ve kocası Pierre’in adını almıştır. Doğada bulunmayan radyoaktif bir metal olan Küriyum, bir nükleer reaktörde Plütonyumun nötron bombardımanı ile üretilir.
İlk olarak 1944’te, savaş zamanı, Chicago Üniversitesi’ndeki metalurji laboratuvarındaki bilim insanları tarafından bulunan Küriyum, elektrik enerjisine dönüştürülebilir ısı enerjisi üreten izotoplara sahiptir. Uydu ve geçici kalp pili için kullanılmıştır ancak sonunda lityum piller onların yerini almıştır. Amerikyum ile küriyum’un keşfi çok bir gizli proje olan Manhattan Projesi ile ilgiliydi, bu yüzden İkinci Dünya Savaşı sona erene kadar hiçbir duyuru yapılmamıştır.
Fermiyum (Fm)
Bilim insanları, 1952’de fermiyumu keşfettiklerinde Bikini Mercan Adası’ndaki ilk hidrojen bombası testinden kalan enkazı inceliyorlardı. Bu element dünyanın ilk nükleer reaktörünü yaratan ve dünyanın ilk kendi kendine devam eden, kontrollü nükleer zincirleme reaksiyonunu üreten fizikçi Enrico Fermi’nin adını almıştır.
Çalışmaları atom çağına ve nükleer silahların yaratılmasına yol açtı. Fermiyuma ek olarak, bilimsel olarak bununla ilgili diğer birçok şey Fermi’den sonra adlandırılmıştır. Bunlar arasında bir parçacık hızlandırıcısı ve birkaç nükleer reaktör / enerji santrali bulunur. Amerika Birleşik Devletleri Atom Enerjisi Komisyonu’nun en yüksek onuru Fermi Ödülü’dür. Bu ödülün geçmiş alıcıları arasında Robert Oppenheimer ve Edward Teller bulunmaktadır.
Meitneriyum(Mt)
Bir geçiş metali olarak bilinen meitneriyum, atomun nükleer fisyonunu / bölünmesini anlamada ve açıklamada çok önemli bir rol oynayan bilim insanı Lise Meitner’in adını almıştır. İşlemin üretebileceği muazzam miktardaki enerjiyi fark etmiş ve gelecekteki potansiyeli öngörmüştür.
48 Nobel ödülüne aday gösterilmesine rağmen (kimya ve fizikte), Meitner ödülü reddetti – ve böylece ödül onun yerine sadece meslektaşı Otto Hahn’a verildi. Araştırma bulgularını açıklayabilecek olan Hahn değil, Meitner olmasına rağmen, makale yayınlandığında adını makaleden çıkardı. Önemli katkısını hiçbir zaman kamuoyuna açıklamadı ve bunu Nobel komitesi de yapmadı.
Nobelyum (No)
Nobelyum (Alfred Nobel’in onuruna adlandırılmıştır) biraz tartışmalı bir tarihe sahiptir. İsveç’teki Nobel Fizik Enstitüsü’ndeki bir ekip ilk olarak 1957’de bu elementin bir izotipini yarattı ve ekip bunun10 dakikalık bir yarı ömre sahip olduğunu iddia etti. Ancak diğer araştırmacılar tarafından yapılan sonraki deneyler, tam izotopu yeniden üretemedi. Bir radyasyon laboratuvarı, Berkeley’de benzer bir izotop üretti ve daha sonra bu izotop Rusya’daki bir nükleer araştırma enstitüsünde çoğaltıldı. Bu bilim insanları başlangıçta buna kimyager Frédéric Joliot-Curie’nin adını verdiler.
İsveçli araştırmacılar daha sonra 10 dakikalık bir yarı ömür hakkındaki raporlarını geri çekmek zorunda kalsalar da, 1992’de Uluslararası Saf ve Uygulamalı Kimya Birliği (UIPAC), literatürde on yıldır kullanıldığı için nobelyum adını bu elemente resmen verdi.
Oganeson (Og)
Yuri Oganessian, süper ağır kimyasal elementler alanında dünyanın önde gelen araştırmacısı olarak kabul edilen bir Rus nükleer fizikçisidir. 60 yılı aşkın araştırmasında, atom numarası 107 ile 118 arasında yer alan elementlerin sentezlenmesinde yer almıştır. Periyodik tablodaki konumu, oganeson’u soy gazlar grubuna yerleştirir ancak bir gaz veya asil (reaktif olmayan anlamına gelir) olduğuna inanılmamaktadır.
Şimdiye kadar yaratılmış en ağır element, bir milisaniyeden daha az yarılanma süresiyle inanılmaz derecede kısa bir yarı ömre sahiptir ve bu da kimyasal yöntemler kullanılarak incelenmeyi imkânsız kılar. Bunun yerine, bilim insanları oganesson’un özelliklerini belirlemeye çalışmak için hesaplamalar kullandılar. Elektronlarının dengeli bir şekilde dağıldığını ve belirli orbitallerle sınırlı olmadığını buldular. Hesaplamalar ayrıca elementin aslında bir katı olduğunu öngördü.
Kaynak: discovermagazine.com