Ronald Percy Bell
Ronald Percy Bell İngiltere’nin en seçkin fiziksel kimyacılarından biriydi. Oxford’da ki Balliol Koleji’ne Kabul Öğretim Üyesi, Kıdemli Öğretim Görevlisi ve Müdür Yardımcısı olarak görev yapmıştır. 1967’de, 34 yıllık bir akademik üyelik ve hizmetten sonra Fahri Kardeşlik için seçildi.
Bell’in öğretmen olarak kendine özgü bazı fikirleri vardı. Fizikokimya eğitimlerinin ilk dönemi, basitçe söylemek gerekirse, korkunçtu. Her bir öğrenci, gümüşün atomik ağırlığının doğru tanımını belirleyebilmek için T.W. Richards tarafından kopyası çıkarılan bir dizi Victorian çalışmalarını kullanırdı. Bu egzersiz o kadar bunaltıcı derecede sıkıcıydı ki insanlar ya PPE’ye geçti ya da bu kimya dersini geçerek ne kadar dayanıklı olduklarını kanıtladılar. Bell bir kez kendi reaksiyon kinetiği alanında ilerlemeye başlayınca harika bir eğitmen oldu. O son derece zeki, soğukkanlı ve acımasız denebilecek kadar objektif bir kişiliğe sahipti.
Bell, oldukça büyük kulakları ve gözünde hoş bir pırıltı olan küçük bir adamdı. Sandalyesine oturarak haftalık makalelerde ki yazım hatalarını, matematiksel ilgisizlikleri veya mantıksal hataları ince altın bir kalemle değerlendirirdi. Onun “Anlamıyorum…” cümlesinde her zaman sessiz ve ölümcül bir nezaket vardı. Öğretmen ya da danışman olarak öğrencilerine hep eşit muamelede bulundu. Hugh Longuet-Higgins ile birlikte, boranın eğitiminde ki üçüncü yılında ortaya çıkmış olan bir yapı hakkında ünlü bir yazı yazdı.
Bell’in bilime en büyük katkısı, proton transfer reaksiyonlarının incelenmesi ve çözeltideki asitlerin ve bazların doğasının aydınlatılmasıydı. Proton transfer reaksiyonları ise her yerde bulunur; örneğin çoğu biyokimyasal dönüşümler, organik moleküllerin her zaman hidrojen atomlarından oluşan bir tabakaya sahip olmasından dolayı proton transferlerini içerir.
Çalışmaları, oldukça kuvvetli olan teorisinin yaratıcı ve yenilikçi deneylerle bir araya getirilmesiyle meydana geliyordu. Teknik olarak 1933’de kuantum teorisini, bir protonun enerji bariyerinin üstünden geçmek yerine bariyerin içerisinde bir tünel oluşturarak reaksiyon verebileceğini açıklamak için kullanan ilk bilim insanıydı. Ayrıca bir hidrojen atomunun ağır izotop döteryum ile değiştirildiği çalışmaları başlattı. Sonuçta meydana gelen reaksiyon hızındaki değişim reaksiyonun gerçekleştiği rotanın benzersiz ve ayrıntılı bir şekilde anlaşılmasını sağlar.
Bell’in deneysel zekâsı ile ilgili olan örnekler; verileri daha hızlı bir zaman ölçeğinde kaydetmek için bir teyp kaydedicisinin erken kullanımını, reaksiyonun yaydığı ısıyı ölçmek için küçük ev yapımı termokupl kullanarak reaksiyon oranlarının incelenmesini ve bromun çok düşük konsantrasyonlarını ölçmek için platin elektrotlar kullanılarak hızlı brominasyon çalışmalarını içerir.
1954 yılında Faraday Topluluğu, hızlı tepkimeler çalışması ile ilgili önemli bir tartışma toplantısı düzenledi. İlk gününde Bell, yalnızca 9 -10 saniye süren tepki oranlarını ölçebilen yeni bant kayıt tekniklerine değindi. Manfred Eigen, 1967’de hızlı kimyasal reaksiyonların ölçümü için teknikler geliştirmesi üzerine Nobel Kimya Ödülü’nü kazandı, ve belki de Bell’in talihsizliği, tek bir büyük ilerleme kaydetmiş olmak değil de daha çok bir ömür boyu sürecek bir teoriye ve ilgili deneylere katkıda bulunmasıydı.
Ronald Percy Bell 1907’de doğdu ve 1924’te Balliol Koleji’ne, oldukça saygı duyulan ve korkulan Sir Harold Hartley’in yanında kimya bölümünü okumak üzere burslu olarak geldi. 1928’de en iyi kimyager alanında Gibbs Ödülü’nü kazandı ve bunun sonucunda Hartley’e Balliol ikramiyesini ne zamana kadar alabileceğini soran bir yazı yazdı.
1933’ten 1967’ye kadar Bell’in bir akademi üyesi olduğu yıllarda, ilk isteği büyük ölçüde yerine getirildi. 1928-1932 yılları arasında Kopenhag’da Danimarkalı fiziksel kimyacı J.N. Bronsted ile çalıştı. Bell’in, biraz kötü tanınan aktörlerden oluşan bir tiyatro topluluğuna düştüğüne dair bir söylenti ortaya çıktı ve öyle ki Bell, Bronsted’in cihazının üzerinde kendisinin üç aydır görülmediğinden dolayı Bronsted’in kendisinin İngitere’ye döndüğünü varsaydığını söyleyen bir not buldu. Bronsted, Hartley’e “Bay Bell’in alışılmadık derecede parlak ve güçlü bir genç adam olarak kendisini gösterdiğini söylemek beni çok memnun etti.” yazdığı için çok da kırgın olamazdı. Bell, 1932’de Balliol Kimya bölümünde Bedford öğretim görevlisi olarak, doktora yapmadan başarılı oldu ve çalışma hayatının çoğunda sadece basitçe Bay Bell olduğu için övündü.
Çalışmaları pek çok şekilde onurlandırıldı. 1944 yılında Kraliyet Cemiyeti’ne seçildi ve bu cemiyetin konseyinde görev yaptı. 1972’de Birleşik Devletler’de Ulusal Akademi’nin yabancı bir ortağı oldu. 1956’da Faraday Topluluğu’nun Başkanı ve 1958’de Kraliyet Kimya Cemiyeti’nin Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı.
Ronnie Bell sahip olduğu dereceleri hiç önemsemedi ve tamamen gösterişsiz bir insandı. Fakat serin kanlı bir mantık adamı olduğu kadar hayatta ki iyi şeylere karşı da her zaman ılımlı değerlendirmelere sahipti. Müziği seviyordu ve Balliol konserlerinin yılmaz bir destekçisiydi. Havana purolarını içerdi ve bu sebeple de laboratuvarının her zamankinden çok daha tatmin edici bir havası olurdu. Göller Bölgesi’nde ki (Kuzeybatı İngiltere’de dağların ve göllerin bulunduğu bir bölge) Buttermere’de bulunan yazlık kır evinden oldukça memnundu. Bütün bu nitelikler aslında onu 1964’te yapılan Balliol yöneticiliği seçimleri için uygun bir aday yapıyordu ancak sonunda seçilen kişi Christopher Hill oldu.
1967’de Bell, Stirling Üniversitesi’nde ki ilk kimya profesörü olmaya ikna oldu. En şık laboratuvarın tasarım ve yapım sürecine başkanlık etti ve Üniversite Mahkemesi’ne ve Akademik Konsey’e hizmetlerde bulundu. 1975’te emekliye ayrıldığında, protonlara ve Balliol’e olan ilgisi devam etti. Örneğin son zamanlarda Balliol arşivcisi Dr. John Jones’a, İkinci Dünya Savaşı sırasında Chatham House tarafından kolejin nasıl işgal edildiğini anlattı.
Edwin Alfred Bell ve Beatrice Annie Bell’in en büyük çocuğu olarak Willowfield, Courthouse Road, Maidenhead, Berkshire’de dünyaya gelen Ronnie Bell, 9 Ocak 1996’da hayatını kaybetti. Bell’in bir erkek kardeşi ile üvey bir kız kardeşi vardı. Ebeveynleri ilkokulda öğretmendiler. Annesi 1929 yılında ve babası da 1954 yılında vefat etmiştir.