Suriye’ye Atılan Kimyasal Silah; Sinir Gazı
Sinir gazı geri döndü. Doktorların raporlarına göre Suriye hükumeti, rejim karşıtı güçlerin bulunduğu Han Şeyhun bölgesine düzenlenen hava saldırısında sinir gazı olan sarin kullanmıştır. En az 70 kadın, erkek ve çocuk öldürülerek yüzlercesi yaralanmıştır.
Saldırının zamanlaması şaşırtıcı! Brüksel’de 70 ülkenin Suriye’nin finansmanının yeniden yapılandırılmasını ele aldığı toplantıdan sadece bir gün öncesi ve ABD üst düzey yetkilisinin, Suriye devlet başkanı Beşar Esad’ı görevden almak için yapılmış olan ABD çağrılarını reddetmesinin bir hafta sonrası! Bu saldırılar ile batılı müttefikler arasında anlaşmazlıklar yaratmayı veya bu rejime meydan okumasını göstermeyi hedeflemiş olabilir.
Fakat aynı zamanda halkı şiddet kullanarak yıldırmaya çalıştığı Esad rejimini (2013 yılında Uluslararası kimyasal saldırıları yasa dışı ilan etme paktını imzalamış ve depolanmış kimyasalların imha edilmesini kabul etmiş olmasına rağmen) geçtiğimiz bir kaç aydır arttırdığı kimyasal saldırılar ile sürdürüyor olabilir.
Kimyasal silahlar uzmanı Jean Pascal Zanders saldırının içerdiği kimyasalın ne olduğunun henüz kesinleşmediğini bildirdi. Saldırının gerçekleştiği alanda bulunan doktorlar, kazazedelerin göz bebeklerinin küçüldüğünü; çok sinirlendiğini; bilinç kaybı yaşadıklarını; kalp atış hızlarının yavaşladığını; nefes alıp vermelerinin zorlaştığını; kustuklarını; kas spazmı çektiklerini gözlemleyerek bu belirtilerin sinir gazı ile bağıntılı olduğunu savunmuşlardır.
Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü’nün (OPCW) eski danışmanı Ralf Trapp “Bu belirtiler sarine veya başka bir organofosfor kimyasala maruz kalınması ile bağdaşmaktadır.” demiştir. “Türkiye’ye göç eden kazazedeler sayesinde kanda moleküller ile reaksiyona giren sarin tarafından oluşturulan kimyasal bileşenleri tanımak için biyomedikal numuneler edinmek mümkün olabilir.”
Suriye hükumetinin baş müttefiği Rusya, Han Şeyhun bölgesindeki bu olayın konvansiyonel hava saldırılarının kimyasal silahların bulunduğu bir imalathaneye ya da mahzene isabet etmesi ile gerçekleştiğini iddia etmektedir.
Kuşkulanmak için bir sürü sebep var. Birincisi, sarin instabil bir maddedir ve Esad rejimi sarinin öncü kimyasalını depolamıştır. Bu öncü kimyasal sarini üretmek için öncesinde diğer kimyasallar ile karıştırılır.
Dahası, Suriye’deki hava saldırısı temsilcilere göre düşman bölgeye kazara gerçekleşti, ki bu saldırıların tesadüf olması imkansız, yönetime göre 24 saat içinde birbirinden bağımsız bölgelerde aynı şey gerçekleşti. Doktorların raporlarına göre önceki günlerde köyler civarında 2 saldırı meydana geldi, kayıplar vardı ayrıca belirtiler aynı.
Ve Suriye hükumeti geçtiğimiz aralık ayında Palmira’nın yakınlarında bir şehre saldırı düzenledi ayrıca sarinin belirtilerini gösteren birçok mağdura sebep oldu. Zanders, temsilciler uygun şartlarda numuneler alamadıkça kullanılan kimyasalı teyit edemediklerini söyleyerek uluslararası düzeyde bir tepki oluşturduklarından bahsetti.
Esad’ın bu erişime tekrardan izin vermesi imkansız gibi görünüyor. 2013’te Suriye hükumeti, Ghouta’nın yöre kenti Şamda rejim karşıtı güçlere büyük bir saldırı başlattı ve 1400 ölüm ile sonuçlandı. Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü’nün temsilcileri saldırı mevkini denetleyebildi ve sarin kullanıldığını tasdik etti.
Bunun sonucu olarak, içlerinde Rusya’nın da bulunduğu dünya güçlerinin arasındaki bir anlaşma, Esad hükumetini stok imha beyanını ve kimyasal silahları yasaklama anlaşmasını imzalamaya zorladı. Bu kimyasal silahları yasaklama örgütü, Esad’ın deklare ettiklerinin yüzde 94’ünün imha edildiğini doğruladı.
Zanders, “Fakat Irak’taki 1991 Körfez Savaşı sonrası birleşmiş milletler silah temsilcileri gibi, kimyasal silahları yasaklama örgütü tüm her şeyin mahvolduğunu bütünüyle kanıtlayamadı. Esad onların çalışmaları ile hiçbir zaman işbirliği yapmadı.” diyor.
Esad, kimyasallara duyduğu merakı hiç kaybetmedi 2014’te bile klor içeren varil bombalarını sivil alanlara atmıştır.
Klor saf suyun arıtımı için kullanıldığından ,silah yapımında kullanıldığı halde, kimyasal silahlar sözleşmesince yasaklanmamıştır. İngiltere İnsan Hakları İzleme Örgütü, şubat ayında klor saldırılarının artmış olduğunu bildirdi. Fakat klor sinir gazı olan sarinin belirgin göz bebeği küçülmesi ve diğer belirtilerini ortaya koymaz.
Kaynak: newscientist.com
