Tarımsal Atıktan Biyokütle Peleti Üretimi
Avrupa ve Asya’daki ülkelerde enerji üretimi ve evlerin ısıtılmasında fosil yakıtlara bir alternatif olarak -bitki ve ağaç kalıntılarından yapılan ürünler olan- biyoyakıt kullanımı artmaktadır. Bunun en yaygın şekli de küçük, parmak büyüklüğünde olan ve orman sanayisi ve çiftçilikten kaynaklanan atık malzemelerin sıkıştırılması ile üretilen biyopeletlerdir.
Son zamanlarda Saskatchewan Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen bir buluş, bu çevre dostu enerji kaynaklarını üretmek için önemli bir malzeme olarak ucuz ve bol miktarda bulunan tarımsal atıkların kullanımını hızlandırabilir.
Saskatchewan Üniversitesi Kimya ve Biyoloji Mühendisliği Bölümü’nde doktora adayı olan Tumpa Sarker, kanola unu, kanola kabuğu ve yulaf kabuğunu sıkıştırmadan önce ısıtmanın daha düşük nem içeriği ve hacmi ve daha yüksek enerji içeriği ve yoğunluğa sahip olan daha kaliteli bir pelet elde edilmesini sağladığını keşfetmiştir. Sarker, ortaya çıkan ürünün kömüre benzer bir ısı değerine sahip olduğunu bulmuştur.
Sarker, “Ormanlarda, bitki ve tarım kalıntılarında depolanan tüm bu karbona sahibiz” demiştir. “Enerji üretmek için fosil yakıtlar yerine bunların nasıl kullanılacağına bakıyoruz”.
Birçok çiftçilik yan ürünü, tarlalarda çürümeye bırakılmaktadır. Onlardan çıkan metan gazı, büyük miktarda sera gazı açığa çıkarmaktadır. Bitki malzemelerini küçük peletlere sıkıştırmak, yoğunluğunu 10 kata kadar artırarak taşıma ve depolamayı çok daha ekonomik hale getirmektedir.
Kanada şimdilerde Avrupa’ya yılda -büyük bir kısmı orman yan ürünleri kullanılarak üretilmiş olan- 4 milyona kadar biyopelet ihraç etmektedir. Bazı Saskatchewan firmaları tarımsal atıkları hayvan beslemede kullanırken hiçbiri bunları biyopelete dönüştürmemektedir.
“Bunun(biyoyakıt) için gerçekten büyük bir pazar var,” demiştir Biyoenerji ve Çevre Dostu Kimyasal İşleme’de Kanada Araştırma Başkanı olan ve Sarker’ın doktora danışmanı olan Dr. Ajay Dalai. “Dünyanın enerji üretimi ve ısınma için karbondioksit emisyonlarını azaltılmasına ve fosil olmayan yakıtların kullanımının arttırılmasına ihtiyacı vardır. Bu peletler mükemmel bir çözümdür. Düşük net CO2 emisyonlarına sahiptirler. Bu, (tarımsal) üreticiler için para getirebilir ve yerel istihdam yaratabilir.
Sarker ve Dalai’nin kullandığı ve torrefaksiyon adı verilen işlem, biyokütlenin inert (oksijen ve karbondioksitin olmadığı) bir ortamda 200-300 derece arasında sıcaklıklarda ısıtılmasını içermektedir. Çalışmalar Saskatchewan Üniversitesi’nde Kataliz ve Kimyasal Reaksiyon Mühendislik Laboratuvarlarında gerçekleştirilmiş ve Yapısal Bilimler Merkezi’nde test edilmiştir.
Dalai araştırmanın amacının yerli bir şirket tarafından alınıp sonra da enerji uygulamaları için yüksek kaliteli biyopeletler üretmek için kullanılabilecek bir teknoloji geliştirmek olduğunu söylemiştir.
“Avrupa, emisyonlarını azaltma konusunda çok atılgan,” demiştir Dalai. “Bu yüzden bu peletleri yapan ve yurtdışına ihraç eden yerli bir şirketimiz olursa büyük bir pazar imkanı olur.”
Dalai ve Sarker şimdi dikkatlerini peletleri daha sağlam ve taşıma sırasında neme karşı daha dirençli yapacak çevre dostu bir bağlayıcı madde bulmaya çevirmiş durumdalar.
Kaynak: techxplore.com