UV LED Işıklarının İnsan Koronavirüsünü Öldürdüğü Keşfedildi
Bilim insanları, UV ışık yayan diyotların (LED’lerin) insan koronavirüsü HCoV-OC43’ü hızlı bir şekilde etkisiz hale getirebildiğini keşfettiler. Gelecekteki çalışmalarda LED’lerin SARS-CoV-2’ye karşı da etkili olduğu görülürse, hastaneleri, endüstriyel ortamlarda yüzeyleri, havalandırma sistemleri ve su sistemleri dezenfekte etmede kullanılabileceği ön görülüyor.
Araştırmacılar, UV LED ışınlamasının HCoV-OC43’ü öldürdüğünü keşfetse de, Tel Aviv Üniversitesi basın bülteni, bu buluşun tehlikeli olduğunu ve evlerde kullanımını önermediğini belirtti. COVID-19’a neden olan virüs SARS-CoV-2’nin; solunum damlacıkları, burun, ağız ve göz salgıları ile kontamine olmuş yüzeyler yoluyla yayılabildiği bilinmektedir. Yapılan incelemelere göre SARS-CoV-2’ye, yetersiz havalandırılan veya kalabalık alanlarda da karşılaşmak mümkündü. Hastane odaları ve asansörler gibi alanlardan alınan hava örneklerinde mevcuttu.
SARS-CoV-2 için etkili dezenfeksiyon yöntemleri bulmaya acil ihtiyaç duyulması nedeniyle, İsrail’deki Tel Aviv Üniversitesi’nden araştırmacılar, Hayfa Üniversitesi, Oranim Akademi Koleji ve Tel HaShomer’deki Chaim Sheba Tıp Merkezi ile işbirliği içinde araştırmaya başladılar. UV LED kullanarak ışınlamanın insan koronavirüsünü etkisiz hale getirip getirmeyeceğini araştırdılar.
Bilim İnsanları UV LED’leri Teste Tabi Tuttu
Araştırma ekibi, SARS-CoV-2’nin yerine insan koronavirüsü HCoV-OC43’ü kullandı. Bu virüsü hangisinin etkisiz hale getireceğini görmek için nanometre (nm) cinsinden ölçülen, farklı dalga boyları yayan UV LED ampulleri test edildi.
Karartılmış tüplere yerleştirilen viral süspansiyonları UV LED ışığına maruz bıraktıktan sonra, 285 nm dalga boylarının virüsü inaktive etmede oldukça etkili olduğu ve koronavirüsün % 99,9’unu 30 saniyenin altında inaktive edildiği gözlemlendi. Çalışma sürdürülürken diğer virüslerin de bu dalga boylarına benzer hassasiyet gösterdiğini dolayısıyla bu teknolojinin SARS-CoV-2 dahil birçok insan koronavirüs tipine karşı faydalı olabileceğini fark ettiler.
Araştırmacılar, bu bulguların önemli olduğunu vurguladılar çünkü 285 nm UV LED ışığı koronavirüsleri dezenfekte etmekle kalmıyor, aynı zamanda ucuz ve kolay bulunabiliyor. Araştırmacılar SARS-CoV-2 yerine HCoV-OC43 kullandıklarından, gelecekteki çalışmalarının LED’lerin ve bunların kombinasyonlarının COVID-19’a neden olan virüs üzerindeki etkisini test ederek bu sonuçları doğrulamayı amaçlayacağını söylüyorlar.
Neden SARS-CoV-2 Virüsü Yerine HCoV-OC43 Virüsü Kullanıldı?
Çalışma yazarı Dr. Yoram Gerchman, “SARS-CoV-2, çoğaltılması Biyo Güvenlik Seviye 3 (BSL3) laboratuvarı gerektiren bir durumdur çünkü neden olduğu hastalık çok ağırdır. HCoV-OC43 virüsü için yalnızca Biyo Güvenlik Seviyesi 2’ye ihtiyaç vardır. Çalışma sırasında, Sheba hastanesinin viroloji merkezindeki BSL3 [laboratuvarı] yenileme altındaydı ve geciktirmek istemedik.” dedi. Çalışmada kullanılan HCoV-OC43, SARS-CoV-2 ile aynı betakoronavirüs cinsine aittir ve boyut ve yapı olarak çok benzerdir.
UV LED Dezenfeksiyonu Daha Güvenli Olabilir mi?
COVID-19 salgını, hem kamusal alanlarda hem de evlerde dezenfektanların kullanımının artmasına sebep oldu. Environmental Science & Technology Letters dergisinde yapılan araştırmalar sonucu, pandemi başladıktan sonra evlerden toplanan tozlarda kuaterner amonyum bileşiklerinin (QAC) sayısında artış olduğu gözlemlendi. QAC’ler, üreme ve solunum sistemine zarar veren ürünlerin temizlenmesi ve dezenfekte edilmesinde kullanılan kimyasallardır.
Environmental Research dergisindeki bir incelemeye göre, büyük miktarlarda dezenfektan kimyasalların kullanılması kentsel çevreye zarar verebileceği görülmektedir. Kimyasal yöntemlerin tehlikeleri nedeniyle, profesyonel olarak tasarlanmış UV LED dezenfeksiyon sistemleri; yüzeyleri, havayı ve suyu dezenfekte edebilen daha güvenli bir çözüm olabilir. Prof. Mamane, “Araştırmacılar normal ampuller gibi az enerji tüketen ve cıva içermeyen daha ucuz ve daha kolay bulunabilen LED ampuller kullanarak virüsleri öldürdüler. Bu tür LED ampulleri hayatımızın her alanında güvenli ve hızlı bir şekilde kullanma imkanı göz önüne alındığında, araştırmamızın ticari ve toplumsal olarak sonuçlar elde ettiğini görüyoruz.” dedi.
Kaynak : medicalnewstoday.com
