Araştırmacılar, İkinci Dünya Savaşı Sonrasında Kaybedilen Hızlı Etkili Alman Böcek İlacını Yeniden Keşfetti
Fotoğraf : Optik mikroskopta görülen bir DDT monofloro analoğu. Kredi: Xiaolong Zhu ve Jingxiang Yang, NYU Kimya Bölümü.
Amerikan Kimya Derneği Dergisi’ndeki yeni bir çalışma, hızlı etki gösteren bir böcek ilacı olan DFDT’nin kimyasını ve endişe verici tarihini araştırıyor.
New York Üniversitesi’nde kimya profesörü olarak görev yapan ve çalışmanın kıdemli yazarlarından biri olan Bart Kahr “Az bilinen bir insektisidde -böcek ilacı- kristallerin büyümesini incelemek için yola çıktık ve 20. yüzyılda II. Dünya Savaşı sırasında birincil böcek ilacı olarak kullanılan DDT’nin (DFDT değil) seçimi üzerindeki etkilerini de içeren şaşırtıcı tarihini açığa çıkardık” dedi.
DFDT’nin Katı Biçimlerini Keşfetmek
İki yıl önce Kahr ve yine New York Üniversitesi’nde kimya profesörü Michael Ward, meşhur böcek ilacı DDT’nin yeni kristal şeklini keşfetmelerini sağlayan kristallerin büyümesini incelediler. DDT, çevre ve doğal hayat üzerindeki zararlı etkisiyle tanınır. Ancak Kahr ve Ward tarafından geliştirilen yeni formun böceklere karşı daha etkili olduğu bulundu. Ek olarak daha küçük miktarlarda kullanılmasının yeterli olması çevresel etkileri potansiyel olarak en aza indirecektir.
Böcek ilaçlarının kristal yapısını keşfetmeye devam eden araştırma ekibi, klor atomlarının değiştiği DDT’nin florlu formlarını incelemeye başladı. Monofloro ve difloro analoğu olan iki katı formda bileşik hazırlayarak sıtma, sarı humma, Dang humması ve Zika salgınına sebep olan sivrisinek türleri de dahil olmak üzere meyve sinekleri ve sivrisinekler üzerinde test ettiler. Florlanmış DDT’nin katı formları (DFDT olarak bilinen difloro analogu ) böcekleri DDT’den iki ila dört kat daha hızlı öldürdü.
Çalışmada kıdemli bir yazar olan Ward, “Hız, direnişin gelişmesini engelliyor” dedi. “Böcek öldürücü kristaller sivrisinekleri ayaklarındaki pedler yardımıyla emdiklerinde öldürür. Etkili bileşikler, böcekleri çoğalmadan önce hızlı bir şekilde etkisiz hale getirir.”
Araştırmacılar ayrıca katı haldeki florlu DDT formlarının göreceli aktivitelerinin detaylı bir analizini yaptılar; kristallerin molekülleri daha kolay serbest bıraktığı yani termodinamik olarak daha az kararlı formların böcekleri hızlı bir şekilde öldürmekte daha etkili olduğuna dikkat çekti.
II.Dünya Savaşı’ndan sonra Alman bilim insanları, DFDT’nin (aynı zamanda “Gix” veya “Fluorgesarol” olarak da bilinir) memeliler için DDT’den daha hızlı etkili ve daha az toksik olduğunu iddia etmiş, askeri istihbarat raporlarında ise çalışmalarını “yetersiz” olarak nitelendirmişlerdir. Görüntü: Kombine İstihbarat Amaçları IG Farbenindustrie AG, 1945’teki İnsektisitler, Böcek Kovucular, Kemirgen öldürücüler ve Mantar öldürücüler Alt Komitesi Raporu (sınıflandırılmamış)
DFDT’nin Unutulmuş Tarihi
Kimyasal analizlerine ek olarak, araştırmacılar yeni oluşumun emsal olup olmadığını belirlemeye çalıştılar. Bunu yaparken, DFDT’nin tuhaf ve rahatsızlık verici bir arka planı olduğunu ortaya çıkardılar. Tarihsel belgeler yoluyla, DFDT’nin II. Dünya Savaşı sırasında Alman bilim adamları tarafından bir böcek ilacı olarak yaratıldığını, Alman ordusu tarafından Sovyetler Birliği ve Kuzey Afrika’daki böcek kontrolü için kullanıldığını ve Avrupa ile Güney Pasifik’teki Amerikan silahlı kuvvetlerinin DDT kullanmasına paralel olarak kullanıldığını öğrendiler. Savaş sonrası kargaşada ise DFDT üretimi aniden sona erdi.
DDT’nin böcekler üzerindeki güçlü toksik etkisini keşfederek 1948 Nobel Ödülü alan Paul Müller, DDT’den daha hızlı çalıştığı düşünüldüğünde DFDT’nin geleceğin böcek ilacı olması gerektiğini belirtti. Buna rağmen DFDT büyük ölçüde unutuldu ve NYU araştırmacılarının danıştığı çağdaş entomologlar (böceklerin fizyolojini inceleyen bilim insanları) tarafından bilinmiyordu.
“DDT’nin, jeopolitik ve ekonomik koşullar nedeniyle yarışı kaybeden bir yarışmacı olduğunu, Alman ordusuyla olan bağlantısından bahsedilmediğini ve bilimsel kaygılar nedeniyle gerekmediğini keşfettiğini gördük. DFDT gibi -20. yüzyılın gidişatını da değiştirmiş olabilir-bizi karşıolgusal bilim tarihini hayal etmeye zorluyor “dedi.
Yeni Böcek Öldürücülere Duyulan İhtiyaç
Her yıl 200 milyon hastalığa neden olan -her iki dakikada bir çocuğu öldüren sıtma gibi- sivrisinek kaynaklı ortaya çıkan hastalıklar, halk sağlığını tehdit eden konulardan biri. Zika gibi yeni hastalıklar, değişen bir iklim karşısında sağlık için daha fazla risk teşkil edebilir.
Sivrisinekler giderek daha dirençli hale gelmekte ve sıtma hastalığından korunmak için kullanılan böcek öldürücü yatak filesine yerleştirilmiş olan piretroid insektisitlerine cevap vermede başarısız olmaktadır. Halk sağlığı yetkilileri, sıtma kontrolü için seçici kullanım haricinde, dünyanın birçok yerinde yıllarca yasaklanmış olan DDT’nin kullanımından endişe duyduklarından dolayı bu konuyu yeniden ele aldılar.
Ward “DFDT’nin güvenliğini ve çevresel etkisini daha iyi anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulsa da, Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte yeni ve hızlı etkili böcek öldürücülere acil ihtiyaç duyulduğunu kabul ediyoruz. Direnç gelişimiyle mücadelede yalnızca hızlı etkili böcek öldürücüler değil, aynı zamanda daha az böcek ilacı kullanılmasının yeterli olması potansiyel olarak çevresel etkiyi azaltacağından önemlidir” dedi.
Kaynak : phys.org