Yeni İlaç Molekülleri Güneş Maruz Kalmanın Sebep Olduğu Cilt Yaşlanmasını Önleyebilir
Yok denecek kadar az miktarda Hidrojen Sülfür (H2S) üreten iki yeni molekülün, güneşteki UV ışınlarına maruz kaldıktan sonra cilt yaşlanması önlenebilir.
Güneş yanığı ciltte erken yaşlanmanın, cilt kanseri için birincil risk faktörüdür, ve yaşlanmayla ilişkili diğer cilt problemlerinin başlıca nedenidir. Şimdilerde, uluslararası bir araştırma ekibi ilk kez bu hasarı geciktirmek ya da geriye döndürebilmek için adım attı.
Araştırma Tayland’Taki Mahidol Üniversitesi, Siriraj Hastanesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Uraiwan Panich ve Exeter Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Matt Whitemann tarafından yönetildi. Antioxidant and Redox Signaling’ te yayınlanan çalışmada; araştırma ekibi yetişkin insan cilt hücresini ve fare cildini ultraviyole ışına (UVA) maruz bıraktı. UVA; korunmasız cilde zarar veren doğal güneş ışınlarının bir parçasıdır ve pencerelerden hatta bazı kıyafetlerden bile geçebilir.
Kolajenaz olarak adlandırılan cildi sindirici enzimler gelen UV ışını ile faaliyete geçerek erkenden cildin yaşlanmasına sebep olur. Bu enzimler doğal kolajenleri tüketir, cildin elastikiyetini kaybetmesine ve sarkmasına sebep olur. Aynı zamanda kırışıklığın nedenlerinden biridir. UVA ayrıca, güneş yanıklarının sebep olduğu UV radyasyondan daha fazla cildin derinine iner (UVB) – DNA hücrelerine zarar verir- ve bazı cilt kanseri türlerine sebep olacak mutasyonların oluşmasını sağlar. İnsanların tatilde kullandıkları klasik güneş kremleri, UV radyasyonunu emer ve cildin üstünde bulunur fakat uzun süreli hasarın meydana geldiği cilde temas etmez.
Bununla birlikte ekibin araştırması; Exeter Üniversitesi’nde keşfedilen AP39 ve AP123 olarak adlandırılan bileşiklerin kullanarak cildin daha derin katmanlarını korumanın yolunu kolaylaştırıyor. Deneyde, bileşenler güneş yanığı önleyen geleneksel güneş kremiyle aynı şekilde cildi korumuyor. Bunun yerine cilt hücrelerinin enerji üretimi ve UVA maruziyeti ile nasıl kapatıldığını doğrulamak için cilde nüfuz ettirildi. Bu durum, cildin yapısını bozan kolajenaz enzimi aktivasyonu ve cilt hasarını önledi.
Çalışmada kullanılan iki bileşen, öncelikle; cilt iltihabı azaltmada tesirli etkisinin olduğunu, atopik dermatit (egzama) ve yanma yaralanmasının ardındaki cilt hasarını gösterdi. Bir yaşlanma karşıtı bağlamda, insan cildi hücresinde test tüpü deneyince yaşlanmayı engelledi fakat bu fotoyaşlanma etkisi hayvanlarda ilk kez görüldü.
Bangkok’ta Mahidol Üniversitesi Siriraj Hastanesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Uraiwan Panich, kağıt üzerinde ortak yazar; “AP39 ve AP123 bileşimi hücrelerimiz içinde özellikle enerji üreten mitokondriyi hedefler ve UVA tarafından cilt hücreleri gerildiğinde kullanmak için hücrelere biraz alternatif yakıt, hidrojen sülfit, sağlar. Bunun doğrudan sonucu, iki tane koruyucu mekanizmanın aktifleşmesidir. Birisi, PGC-1α olarak adlandırılan proteindir, hücre içerisinde mitokondri sayısını kontrol eder ve enerji dengesini ayarlar. Bir diğeri Nrf2, cilde zarar veren UVA’yı azaltan koruyucu genleri çalıştırır ve kolajenez üretimini sonlandırır.
Ortak Kıdemli yazar Exeter Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Matt Whiteman, “Bazı cilt için güneş kremleri ve kozmetik kremler, UV radyasyonundan mitokondriyi koruduğu düşünülen bileşenler içerir. Ne yazık ki, cilde uygulanan kremlerin hücrelerin içerisine girgirmediği beli değil, bu kremlerin mitokondriyi hedeflediğini bulduk. Mitokondriyi koruyarak mitokondrinin hücre yıkımını önlediği, hücreyi koruduğu ve iltihabı kontrol ettiği koruyucu mekanizmaları da koruyor ve arttırıyoruz. Halen, güneş ışığının maruziyeti sebebiyle cildin yaşlanmasını geciktirme ya da geri çevirmenin bir yolu yok. Sonuçlarımız, hedefimize yönelik gerçekten heyecan verici bir adım ve yaşa bağlı cilt rahatsızlıklarının azaltılmasına yardımcı olabilir.”
Gözlemlerin önemlisi, UVA’ya maruz kalan ciltteki PGC-1α ve Nrf2 düzenlenmiş enerji üreten bileşiklerdir. Bu görüş, UV radyasyonu tarafından zarara uğrayan cildin tedavisi için yeni bir yaklaşımdır ve verilen hasarı tersine çevirebilir aynı zamanda sınırlayabilir.
Şimdi daha fazla araştırma gerekliyken, bu çalışmanın uzun süreli çıkarımları kozmetikte olduğu kadar, UV ışığından cildi korumanın önemli olduğu, medikal alanda da kullanılabilir. Örneğin, sadece erken cilt yaşlanması ve cilt kanserinde değil UV ışığına alerjide de, kurdeşen ve kseroderma pigmentosum gibi nadir görülen cilt hastalıkları için daha fazla çalışma ihtiyacı vardır.
Exeter ekibi, Exeter Üniversitesi’nin yönettiği şirketi MitoRx Therapeutics- klinik kullanım için oldukça yüksek potansiyelli mitokondriyal ilaçlar geliştiren şirket- aracılığıyla yeni yaklaşımları kullanarak aynı görevi yapabilen yeni ve daha güçlü molekülleri test ediyor.
Kaynak : sciencedaily.com