Biyoyakıtların Gelişmesini Sağlayacak Alg Yetiştirme Tekniği
Washington State Üniversitesi araştırmacıları, algleri haftalar yerine günler bazında daha verimli bir şekilde yetiştirmeyi hedefleyen ve biyoyakıtlar da dahil birçok endüstri için alglerin daha canlı kalmasını sağlayacak bir yol geliştirdi.
Çalışmaları Algal Research makalesinde yayınlandı.
Araştırmacılar potansiyel çevresel faydalarından dolayı verimli alg üretmek isterler. Alglerden üretilen yakıt petrol alternatifi olarak kullanılabilir. Algler ayrıca gıda, yem, lif, gübre, pigment ve ilaç sektöründe de kullanılabilir. Algleri atık su kanallarında büyütmek ve hasat etmek birçok üretim sürecinin ekolojik ayak izini de azaltabilir.
Alglerin büyümesi için çok fazla zaman ve su gerektiği için endüstride kullanımı henüz yaygınlaşmamıştır. Genellikle büyük havuzlar gereklidir ve hasat işlemi ciddi işgücü gerektirir. Araştırmacılar algleri yetiştirmek için biyofilm reaktörleri geliştirmeye başladılar. Ancak reaktörler pH ya da sıcaklık değişiklikleri veya sınırlı karbon dioksit kaynağı nedeniyle verimli değildir.
Yüksek lisans öğrencisi Sandra Rincon ve Gene ve Linda Voiland Üniversitesi Kimya Mühendisliği ve Biyomühendislik Bölümü’nden danışmanı Profesör Haluk Beyenal, gazları geri dönüştüren, tipik reaktörlerden daha az su ve daha düşük şiddette ışık kullanan bir biyofilm reaktörü geliştirdiler.
Yetiştirilen alglerin, diğer biyofilm reaktörlerinde üretilenlerden daha fazla ‘yağ’ içerdiği ve tamamen biyodizel üretimi için uygun yağları ürettiği gözlemlendi. Ayrıca çıkarılabilir bir membran sayesinde, hasat işlemi tipik sistemlere göre daha kolaydı.
Beyenal, ‘’Sistem benzersiz, çünkü alglerin bir bitki gibi fotosentez yaparken aynı zamanda karbonu yakalayarak bir hayvan gibi solunum yapmalarını sağlıyor’’ dedi. Araştırmacılar, biyodizel üretiminin ucuz bir atık ürünü olan alg gliserolünü ve alg için bir azot kaynağı olarak görev yapan başka bir ucuz kimyasal olan üreyi sisteme beslediler. Bu sistem tasarımı, karbondioksit ve oksijenin sistemde geri dönüştürüldüğü anlamına gelir.
Rincon, “Hücre, aslında besin maddelerinin ortam tarafından sağlandığı çok verimli bir fabrika haline gelir, ancak hücre metabolizması karbon dioksit gereksinimlerini kendi içinden karşılar” dedi.
Beyenal, ‘’birçok yeni araştırma gibi, proje uğraştırıcıydı’’ dedi. Ayrıca başkalarının vazgeçmesine ve çalışmayı bırakmasına yol açabilecek bir takım aksiliklere rağmen, Rincon’ un azimli çalışmasına inandığını söyledi.
Beyenal, “Bu fikir yeni,” diye ekledi. “Sandra, bunun laboratuvar ölçeğinde çalıştığını gösterdi.”
Araştırmacılar teknoloji üzerine patent başvurusu yaptılar ve prosesi iyileştirmek için çalışıyorlar. Bir Fulbright bursuyla finanse edilen araştırma, WSU’nun Grand Challenges (büyük toplumsal konularda yapılan araştırma girişimleri) ile uyumludur. Özellikle çevreyi koruyarak enerji ihtiyaçlarının karşılanmasıyla ilgili bir konudur.
Kaynak : sciencedaily.com