Büyük Tehlike: Mikroplastikler Besin Zincirini Tehdit Ediyor!

Büyük Tehlike Mikroplastikler Besin Zincirini Tehdit Ediyor

Mikroplastik adı verilen küçük plastik parçaları, atık sudan okyanusa geçer ve okyanustaki balıklar tarafından tüketilebilir. Bu durum zamanla, insanlar balık tükettiği için, insanların mikroplastik tüketmesine sebep olabilir. Plastic Oceans’a göre, her yıl okyanuslara 8 milyon tondan fazla plastik bırakılıyor. 2020 yılında mikroplastiklerle ilgili yapılan bir araştırmaya göre, araştırmacıların test ettiği 5 farklı türdeki deniz ürününde de mikroplastik bulundu. Buradan yola çıkarak, araştırmacılar mikroplastiklerin gıda ürünlerimize girdiklerini öne sürdüler.

Deniz ürünlerindeki mikroplastikler, sağlık riskleri ve okyanus kirliliği konuları hakkında daha detaylı bilgi edinmek ister misiniz? Okumaya devam edin.

Mikroplastik Nedir?

Mikroplastikler, 5 milimetreden kısa, plastik parçacıklarıdır. Boyutları çok küçük olduğundan, okyanusta kolayca gezinebilirler. Denizdeki canlılar mikroplastikleri yiyecek sanıp yiyebilir ya da başka yiyecekler yerken farkında olmadan mikroplastik tüketebilirler. Büyük plastik parçaları zamanla parçalanarak ve okyanusta hareket ederek mikroplastiklere dönüşebilirler.

Ayrıca, bazı üreticiler mikroplastikleri ürünlerinde kullanmaktadırlar. Örneğin, kozmetik şirketleri mikroplastikleri güzellik ürünlerinde kullanmaya 50 yıl önce başlamıştır. Bazı peeling ürünlerinde ve diş macunlarında da mikroplastik kullanımı yaygındır. Mikroplastik kullanımının yaygın olmasının sebebi, plastik olmayan bileşenlere göre daha ucuz bir alternatif olmasıdır.

Deniz Ürünlerinde Neden Plastik Var?

Okyanuslarda çok fazla miktarda mikroplastik bulunduğundan, deniz canlılarında da mikroplastiklere sık rastlanır.

Yapılan araştırmalar sonucunda, okyanus ve nehirlerdeki çeşitli hayvanlarda mikroplastikler bulundu. Örneğin 2020’de, bir nehirdeki iki balık türü üzerinde yapılan bir araştırma sonucunda tüm balıkların vücudunda mikroplastik bulunduğu ortaya çıktı.

Küçük deniz canlılarının mikroplastik yemesi, sonra daha büyük deniz canlılarının küçük olanları yemesi ve sonra daha büyük hayvanların onları yemesiyle, hayvanlardaki mikroplastik birikimi artar. Böylece mikroplastikler besin zincirinde yukarılara gidebilirler ve besin zincirinde en üstte yer alan insanlar, plastikle dolmuş hayvanları yiyebilirler. Bir hayvandan mikroplastikleri ortadan kaldırmanın bir yolu yoktur ve hiçbir deniz ürünü satıcısı, ürünlerinin mikroplastik içermediğini garanti edememektedir. Çiftlik balıkları, yetiştirildikleri ortam iyi kontrol edildiğinde mikroplastik içermeyebilir fakat bazı araştırmalarda çiftlikteki yetiştirilen deniz ürünlerinde de mikroplastiğe rastlanmıştır.

Peki Plastikle “Kirlenmiş” Deniz Ürünlerini Yemenin Sağlığımızı Tehdit Eden Riskleri Var mı?

Araştırmacılar, plastikle kirlenmiş deniz ürünleri tüketmenin insan sağlığı üzerindeki etkilerini henüz tam olarak bilmiyorlar. Mikroplastiklerin etkilerini anlamak, bazıları giderek artan etkiler olabileceğinden, uzun yıllar sürebilir. İnsanlar deniz ürünleri dışındaki kaynaklardan da mikroplastiğe maruz kalabilirler ve bu nedenle mikroplastiğin etkileri üzerine çalışmaları kontrol etmek de zordur. Mikroplastikle kontamine olmuş deniz ürünlerini yemenin bazı potansiyel etkileri şunlardır:

Oksidatif Stres: Vücuttaki antioksidanlar ve serbest radikaller arasındaki dengesizliktir. Kişinin kanser ve kalp krizi gibi ciddi sağlık sorunu risklerini artırabilir.

Nörotoksik Etkiler: Plastiğe maruz kalmak nöronları zarar verebilir, bunama gibi sorunları artırabilir.

Endokrin Bozulması: Plastik bir endokrin bozucu olabilir, bu da endokrin sistemin ve kontrol ettiği hormonların davranış şeklini değiştirebileceği anlamına gelir. Bu doğurganlığı, davranışı ve genel sağlığı etkileyebilir.

Tiroid Hasarı: Mikroplastiklere maruz kalmak tiroide zarar verebilir. Tiroid, vücuttaki birkaç önemli fonksiyonu düzenler ve doğurganlığı etkileyen hormonların kontrolünde rol oynar.

Kanser: Plastiğe maruz kalmak kanser riskini artırabilir. Bu risk, direkt olarak plastiğe maruz kalarak ya da dolaylı olarak plastikten zarar görerek artabilir. Örneğin, oksidatif stres de kanser için bir risk faktörüdür.

Okyanus Kirliliği

Plastik, okyanus kirliliğinin ana kaynağıdır. Bu kısmen dayanıklı bir malzeme olmasından kaynaklanmaktadır. Kolayca parçalanmadığı için okyanusta yıllarca kalabilir.

Yılda üretilen 300 milyon ton plastiğin yarısı tek kullanımlıktır, yani büyük olasılıkla çöp sahasına düşecek ve sonunda okyanusa gidebileceklerdir. 2015 tarihli bir makaleye göre, okyanus plastiklerinin yaklaşık % 80’inin karadan geliyor, ancak yazarlar bunun kanıtlanmamış olduğunu da söylüyor.

Okyanustaki plastikler deniz canlılarını kirletmenin yanı sıra, deniz yaşamını bitirebilir, dolayısıyla ekosistemi ve besin zincirini bozabilir, bu da soy tükenmelerine yol açabilir. İnsanlar, deniz memelilerinin gelinen noktada yaklaşık 3’te 1’inin plastiğe sıkıştığını ve deniz kuşlarının yaklaşık %90’ının midelerinde plastik parçacıklar olduğunu açıkladılar.

Okyanustaki kirliliğin tek kaynağı plastikler değildir. Birçok başka kirletici, hayvanlara zarar verebilir, besin zincirini kirletebilir ve ekosistemi bozabilir. Bu kirleticilerden bazıları; yer altı sularına karışan gübreler, petrol sızıntısından kaynaklanan yağlar, şirketlerin veya bireylerin okyanusa attığı, okyanusa kazara giren veya su akışından okyanusa seyahat eden diğer toksik kimyasallar olarak sıralanabilir.

Sonuç olarak, mikroplastikler insan sağlığı için zararlı olabilir. Araştırmacıların bu kimyasalların etkilerini veya tüketim için güvenli bir seviyenin olup olmadığını henüz bilmemesi, halk sağlığı savunucuları arasındaki en büyük endişelerden biridir.

Kaynak: medicalnewstoday.com

650 Kez Okundu

İnovatif Kimya Dergisi

İnovatif Kimya Dergisi aylık olarak çıkan bir e-dergidir. Kimya ve Kimya Sektörü ile ilgili yazılar yazılmaktadır.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!