COVID-19’un Hava Yolu ile Bulaşması Hakkında Bilmeniz Gerekenler

COVID 19un Hava Yolu ile Bulaşması Hakkında Bilmeniz GerekenlerKoronavirüsün uzun süre havada asılı kalabilmesi ile ilgili bulunan kanıt üzerine bilimsel tartışmalar yoğunlaşıyor.

Dünya Sağlık Örgütü, virüs bulaşmış insanlarla yakın temasın risklerini ilave kanıtlar ile vurgulamak yerine bu hava yolu ile bulaşmayı tekrar tekrar önemsiz bir şey gibi göstermiştir.

Fakat geçtiğimiz haftalarda, 200’den fazla uzman Dünya Sağlık Örgütü’ne “Koronavirüsün hava yoluyla bulaştığı kanıtını kabul etmenin/onaylamanın vakti geldi” diyen açık bir mektuba imzalarını attılar. 6 Temmuz’da Clinical Infectious Diseases (Klinik Enfeksiyon Hastalıkları) isimli akademik bir dergide yayınlanan mektup toplum sağlığı enstitüsünün insanlara risklerden kaçınmak için önlem tavsiyeleri bulunmak zorunda olduğu konusu tartışılıyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel enfeksiyon önlem biriminin koordinatörü Benedetta Allegranzi, 7 Temmuz’da bir basın toplantısında “Bu alanda ortaya çıkan kanıtların olduğunu kabul ediyoruz. Bu kanıtlara açık olmalıyız ve bulaşma yolları ve ayrıca alınması gereken önlemler konusundaki etkilerini anlamalıyız,” açıklamasında bulundu. Dünya Sağlık Örgütü, ilerleyen günlerde güncel öneriler yayınlamayı planlıyor.

Aşağıda süregelen tartışmalarla ilgili bilmeniz gerekenleri ve COVID-19’un yayılması ile mücadele etmenin ne anlama geldiğini aşağıda bulabilirsiniz.

Hava Yoluyla Bulaşma Ne Demektir?

Salgının başlangıcında bilim insanları virüsün insanların öksürmesinden ya da hapşırmasından kaynaklanan küçük bir miktar tükürük ya da balgamla yayıldığını düşünmüştü. Kabaca bir milimetreye kadar olan bu damlacıklar, kısa bir süre içinde havadan düşmekteydi. Dünya Sağlık Örgütü uzun zamandır koronavirüsün esasen yaklaşık 6 feet (=1,83 m) daha uzağa gitmeyen bu daha büyük damlacıklar yoluyla yayıldığını ileri sürmüştür.

Fakat araştırmacılar koronavirüsün havada daha uzun süre kalabildiğini ve insanların konuşurken, nefes alırken ve şarkı söylerken üretebildiği “aerosoller” denilen küçük parçalar halinde daha uzaklara gidebildiğini düşünmektedirler.

Çapları 5 mikrondan küçük olan bu aerosoller, enfekte olmuş kişi ortamdan ayrıldıktan çok sonra bile uzun süre havada asılı kalabilmektedir.

Virüsün Hava Yolu ile Bulaştığına Kanıt Nedir?

Laboratuvar çalışmaları, bulaşıcı koronavirüsün -yapay bir şekilde aerosolleştirildiği zaman- havada en azından 3 saat asılı kalabildiğini bulmuştur, bununla birlikte bu sonuçların gerçek dünya koşullarına çevrilmesi zordur. Fakat süper yayıcı olaylarından kanıtlar da havadan bulaşmaya dikkat çekmektedir. Örneğin Mount Vernon’da bir koro provasında tek bir kişi, çoğu kendisinden 6 feet (=1,83 m)’den uzaklıkta olan en az 45 kişiye virüs bulaştırmıştır.

Ve Çin’in şehri olan Guangzhou’daki ilk salgınlardan birisi 24 Ocak’ta bir restoranda yemek yiyen pozitif bir vakayla bağlantılı çıkmıştır. O kişi o gece 9 kişiye virüs bulaştırmış ve hava akış modellerinin bir analizi virüslerin bir klima ünitesi ile 20 feet (=6,10 m) kadar uzağa kadar taşındığını ortaya koymuştur.

Bilim insanları, hava yoluyla bulaşmanın COVID-19’un yayılmasının genel bir özelliği olup olmadığı üzerine çalışıyor, ancak kanıtlar böyle olduğunu gösteriyor.

Bu Neden Önemlidir?

Bulaşma şekli, önlem stratejileri ile ilgili bilgi verir. Dünya Sağlık Örgütü, COVID-19’un yayılmasını önlemek için sürekli olarak sosyal mesafenin ve el yıkamanın önemini vurgulamaktadır. Bunlar önemli olmakla birlikte kapalı, yeterince havalandırılmayan alanlarda uzaklara kadar taşınabilen, havadan bulaşan bir virüs ile mücadele etmekte yetersizdir. Bu gibi durumlarda doğru sosyal mesafenin yanında maske de gerekebilir.

Açık mektubun yazarları, Dünya Sağlık Örgütü’nden kamu binalarında aşırı kalabalıklaşmaktan kaçınılması, kapalı alanların yeterince havalandırılması ve hava filtrasyon sistemlerine antiseptik ultraviyole ışığın uygulanmasını içerebilecek tavsiyelerini güncellemeyi düşünmektedir. Tek bir açık pencere bile havadaki koronavirüsün yeni bir kişiye bulaşmasını önlemek için yeterli havalandırma sağlayabilmektedir.

Kaynak: sciencenews.com

502 Kez Okundu

Hacer Demir

27 Nisan 1993’te Bursa’da doğdu. Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü ve Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Marka İletişimi bölümü mezunu. UÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü'nde yüksek lisans yapıyor. İlgi duyduğu alanlarda eğitim ve programlara katılmayı, yeni şeyler öğrenmeyi ve kendini geliştirmeyi seviyor. Yenilikçi haberleri takip etmeyi ve çeviri yapmayı sevdiği için 2017 yılından bu yana İnovatif Kimya Dergisi ekibinde yer alıyor.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!