Koronavirüs Yüzünden Plastik Atık Sorunu Arttı
Birkaç ay önce, COVID-19 salgınının başlarında, çöpler altında kalmak üzere olmamızdan endişelenmiştim. Meslektaşım Katherine Martinko okurlarından bu salgının tek-kullanımlık plastiklere karşı verilen mücadeleyi mahvetmemesini rica etmişti. Ne ekersek onu biçeriz; pandemi sayesinde hiç olmadığı kadar tek-kullanımlık plastik kullanıyoruz ve öncesine göre çok daha az geri dönüşüm yapıyoruz ve birçok durumda kendi arkamızı dahi toplamaya istekli değiliz.
Saabira Chaudhuri, Wall Street Dergisi’nde sokağa çıkma yasaklarından sonra dünyanın -büyük bir kısmı bir daha geri dönüştürülmeyecek olan- plastiklerle dolması hakkında yazmıştır.
Virüs, önceleri sebep oldukları atıktan dolayı eleştiri alan tek-kullanımlık plastiklere tutunacak bir zemin hazırlamıştır. COVID-19’un bulaşmasını engellemek için barlar içecekleri plastik bardaklarda servis yapıyor, süpermarketler meyveleri plastik poşetlere, unlu mamulleri plastiklere koyuyor ve iş yerleri kapı tokmaklarından asansör düğmelerine kadar her yere plastik kılıf takıyorlar.
Rağbet gören plastiklerin çoğu poşet, ambalaj gibi aynı zamanda geri dönüştürülmesi en zor olanlardır. Esnek ambalajlamaya olan talep %10 artmıştır ve azalacak gibi görünmemektedir; bir üretici “Virüs salgını devam ettiği sürece insanlar ambalajlı ürün almaya devam edecektir,” demiştir. Tüm plastik sanayii de sıkı bir şekilde çalışmaktadır.
Yeniden kullanılabilir alternatiflerin virüsü yayması endişelerinden dolayı, plastik poşetler ile ilgili bazı yasaklar da tersine dönmüş ya da ücretleri kaldırılmıştır. Plastik sanayii, daha fazla yasağın kaldırılması için bir olmaktadır. Plastik Sanayii Birliği (Plastics Industry Association) son zamanlarda ABD Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sekreteri Alex Azar’dan yasakların “toplum güvenliği riski” taşıdığını söyleyerek bunların aleyhinde konuşmasını istemişlerdir.
The Economist Dergisi’ne göre bunlar aynı zamanda hastanelerde kullanılan tek kullanımlık koruma ekipmanları, insanların alışveriş yaparken giydikleri eldiven ve maskelerdir. “Verileri elde etmek kolay değildir, ancak örneğin tek kullanımlık plastiklerin tüketimi %250-300 oranında artmış olabilir.” Bir de online alışveriş ile evlerimize gelen paketleme malzemeleri vardır.
Ürünler taşıma aşamasında koruma sağlaması için iç içe birkaç kez paketlenir. Bu da plastiği geri dönüştürmeyi neredeyse imkansız hale getirmektedir. Aynı zamanda sokağa çıkma yasağında evlere kapanan insanların dışarıdan yemek sipariş vermeleri de rekor seviyeye ulaşmıştır. Örneğin Uber Eats’in (Amerika’nın en büyük online yemek sipariş ve dağıtım uygulaması) ilk çeyrek satışları bir önceki yılın aynı dönemine göre %54 artmıştır. Ekstra sipariş verdiğiniz her bir sos, daha fazla plastik atık demektir.
(Sokakta plastik eldivenler. Jamie McCarthy/Getty Images)
Daha fazla plastik kullandığımız için aynı zamanda geri dönüşüm çökmüştür. Doğalgaz ve petrolün fiyatındaki düşüşten dolayı daha önce geri dönüştürülmemiş olan plastik de hiç olmadığı kadar ucuzlamıştır ve geri dönüştürülmüş olanların toplanıp ayrılması daha maliyetli olduğu için değeri azalmıştır. Kimse istemediği için belediyeler de bunları toprağa döküp gömmektedir. Melissa Breyer, Hull Üniversitesi Enerji ve Çevre Enstitüsü Başkanı Dan Parsons’ın bu plastiklerin büyük bir kısmının “denizlerin asbesti” olmak üzere okyanuslara doğru yol aldığını söylediğini belirtmiştir.
Parsons’ı asıl endişelendiren, toplumun tek kullanımlık plastiklere karşı tutumunu oluşturmak için harcanan yılların şimdi boşa gidebileceğidir. Takımının yürüttüğü araştırmanın ön bulguları, toplumun plastik atıklar konusundaki eski ilgisizliğine geri döndüğünü göstermektedir.
Birçok insanın sokağa çıkma yasaklarından sonra sahillere, parklara giderek çöplerini öylece bıraktığı acı gerçeği ortadadır. Sıcaklıkların artması ve yarım milyon insanın kumlara inmesinin neticesinde Bournemouth Sahili’nden 50 ton çöp toplanmıştır. Gönüllü çöp toplayıcı gruplardan biri olan Dorset Devils’tan Peter Ryan, The Guardian’a konuşarak “Görüntü ve koku daha önce hiç karşılaşmadığım derecede dehşet vericiydi,” demiştir. “Yabani ot, idrar ve dışkı kokusu vardı ve çok fazla boş bira şişesi bulduk. Konserve kutuları, ambalajlar ve ıslak mendil çöpleri vardı. Korkunçtu.”
Ellison da insanların boş sokakları ve temiz gökyüzünü seveceğini ve daha iyi, daha temiz ve daha sağlıklı bir dünyaya adım atabileceğimizi düşündü. Öyle olmadığı görünüyor.
Pandeminin çok daha tehlikeli bir çevresel felaketin bir parçası haline geldiği bir trajedi gibi görünüyor. Ya da gelecekte nasıl daha iyi olacağımız hakkında haftalarca papağan gibi konuşan bizler, birkaç sıcak yaz gününde eski iğrenç alışkanlıklara geri döndük.
(Baker Sahili, San Francisco, 26 Mayıs 2020. Justin Sullivan/Getty Images)
Bu böyle devam edemez. Geri dönüşümün icat edilmesine yol açan aynı sorunlar, yani taşan çöp sahaları, yeniden baş gösterecektir. Geri dönüşüm bir hileydi ve bu döngüsel ekonominin ve kimyasal geri dönüşüm malzemelerinin hiçbirine aldanmayın; birileri hala hepsini almak ve ayırmak için para ödemek zorunda ve tüm bu plastikleri bileşenlerine kadar ayırmak için büyük miktarda enerji gerekiyor. Hepsi yalnızca tek kullanımlık plastik partisini devam ettirmenin bir yöntemi olan Geri Dönüşüm 2.0’dır.
Sütten ağzı yanan belediyeler ve hükümetler yoğurdu üfleyerek yiyerek bu defa her şeyde üreticiden sorumluluk ve depozito talep ediyorlar. Bu, pandemi sonrası problemlerle başa çıkmanın tek yoludur: Üreticiden müşteriye herkese plastiklerle mücadele etmenin gerçek ve toplam maliyetini ödetmek ve sıfır atık toplumunu amaçlamak.
Kaynak : treehugger.com