Gelecekte İklim İyileştirilebilir mi?

Gelecekte İklim İyileştirilebilir mi

Fotoğraf : Antarktik platodaki Konkordiya İstasyonunun panoramik görünümü, kutup bölgelerinde meydana gelen tuhaf bir güneş halesi. Kredi: CNR-ISP.

Ozonun delinmesi sadece insan sağlığı ve karasal ve deniz ekosistemleri değil, Güney Kutbu’nun çevresel kimyasal süreçlerini de etkiler. Bu, Ulusal Araştırma Kurulu Polar Bilimleri Enstitüsü (CNR-ISP) ve Antarktika buzunda sıkışan iyot üzerindeki ozon tabakasının incelmesinin sonuçlarını ilk kez inceleyen Venedik Ca’ Foscari Üniversitesi tarafından koordine edilen uluslararası bir araştırma ekibi tarafından sergilenmiştir.

Paul Scherrer Enstitüsü (PSI, İsviçre), Disiplinler arası Bilim Enstitüsü (ICB-Conicet, Arjantin), Rocasolano Institute of Physical Chemistry (Csic, İspanya), Kore Kutup Araştırma Enstitüsü (Güney Kore), Ulusal Atmosfer Araştırmaları Merkezi (ABD) ve Roma 3 Üniversitesi’nden araştırmacıların sonuçları, Nature Communications dergisinde yayınlanır.

Buzun gezegenimizin atmosferinin geçmişi hakkında değerli bilgiler barındırdığı Antarktika’da, araştırmacılar yaklaşık 200 yıllık bir dönemde iyodun evrimini kimyasal olarak analiz etmek amacıyla Concordia Uluslararası Araştırma İstasyonu yakınlarında yaklaşık 12 metre uzunluğunda bir buz çekirdeği çıkardılar (1800 – 2012 arası).

CNR-ISP araştırmacısı ve çalışmanın ilk yazarı Andrea Spolaor, “İlk kez ultraviyole radyasyonun kar içindeki bu öğenin konsantrasyonu üzerindeki etkilerini gözlemlemek ve değerlendirmek mümkündü,” diyor. “İyot, polar atmosferik kimya ve gezegenin radyasyon dengesinde temel bir rol oynar. Bu nedenle, kar ve atmosfer arasında nasıl değiştiği de incelenerek gelecekteki iklim ve çevresel projeksiyonların iyileştirilebilmesi açısından son derece önemlidir.”

Araştırmacılar, buz çekirdeğindeki iyot konsantrasyonunun eğilimini değerlendirmek ve yorumlamak için atmosferik ve kimyasal fiziksel modelleri de içeren kimyasal analizlere ek olarak çok disiplinli bir yaklaşım benimsediler.

Spolaor “1800 ile 1974 arasında neredeyse sabit iyot konsantrasyonları bulduk ve ardından 1975 ile 2012 arasında net ve önemli bir düşüş tespit ettik. Araştırmamız, iyot konsantrasyonunun azalmasının ve bunun sonucunda atmosfere salınımının, stratosferik ozon konsantrasyonundaki azalmaya bağlı olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, Antarktika yüzeyine ulaşan UV radyasyonunda artış devam ediyor” diyor.

CNR-ISP yöneticisi ve Ca’ Foscari’de profesör olan Carlo Barbante “Bu keşfin sonuçlarının çoğalacağını ve yeni araştırma ufku açma potansiyeline sahip olduğunu da ekliyor”. Projenin yakın zamanda başlaması sayesinde, özellikle Antarktik buz çekirdeklerindeki iyot incelemesini uygulayarak, geçmişte meydana gelen ve potansiyel olarak 1.5 milyon yıl öncesine kadar olan diğer stratosferik ozon tükenme olaylarının varlığını değerlendirebiliriz.

Paul Scherrer Enstitüsü araştırma yazarlarından François Burgay, “Stratosferik ozon tabakasının tükenmesinin belirlenmesinden 40 yıldan uzun bir süre sonra, bu sonuçlar günümüz ve gelecekteki çevre ve iklim sorunları ışığında da ilgiliydi.” diyor. “Bu çalışmayla, uluslararası protokollerin benimsenmesiyle uygun şekilde hafifletilse bile, insanın çevre üzerindeki etkilerinin on yıllar boyunca ve hala büyük ölçüde bilinmeyen sonuçlarla nasıl devam edeceğini gösteriyoruz. Bu nedenle, aynı zamanda Glasgow’da yaklaşan COP26’ya göre, devam eden iklim değişikliğinin uzun vadeli etkilerini sınırlamak için hızlı bir şekilde hareket etmemiz gerekiyor. Zaman faktörü belirleyici”.

Kaynak : technologynetworks.com

604 Kez Okundu

Fatma Ilgın Güller

1996 yılında Ankara’da doğdum. Ankara Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans eğitimimi tamamladım. Lise yıllarımdan itibaren kimya ilgimi çeken ve sürekli öğrenmek istediğim bir dal haline geldi ve lisansımı bu alanda mühendislikle birleştirerek almaya karar verdim. Bilgi paylaştıkça çoğalır prensibinden yola çıkarak hem son gelişmelerden haberdar olabilmek hem de bunları başkalarına aktarabilmek için İnovatif Kimya Dergisi’nin bir parçası oldum. İlgi alanlarım: nanoteknoloji, polimer yapıların sentezlenmesi, yeşil kimya, malzeme bilimi, biyokimya, fizikokimya. Bunlar arasında en çok ilgimi çeken ise doğaya zararı olmaması özelliğiyle yeşil kimyadır.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!