Joseph Achille Le Bel
Fransız kimyacı Le Bel, stereokimyanın gelişmesine katkı sağlamış olan, bazı organik bileşiklerin polarize ışık düzleminde rotasyonunu açıklamıştır.
Le Bel, 21 Ocak 1847’de Pechelbronn, Fransa’da, Pechelbronn’daki petrol endüstrisinin kontörlüne hakim, varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 1865 yılında, kimya eğitimini tamamlaması için Paris’teki Ecole Polytechnique Üniversitesi’ne gönderildi. Burada zamanın çoğunu kimyasal araştırmalar yaparak değerlendirdi. Mezun olduktan sonra, yine Paris’te, Antoine Balard ve Adolphe Wurtz adlarındaki iki kimyacı ile çalıştı. 1889 yılında, aile şirketindeki payını satarak kendi özel laboratuvarını kurdu. Bu laboratuvar, kendini organik kimyaya ve ilerleyen yıllarda da paleontoloji, botanik ve felsefeye adadığı yer oldu. Ayrıca Le Bel’in ilgi alanları arasında petrokimya, kozmoloji ve biyoloji de bulunuyordu.
Hiç akademik bir görevde bulunmamış olan ve hiçbir öğrencisi olmamış olan bağımsız düşünür Le Bel, buna rağmen bir kimyacı olarak genel bir tanınırlığa erişti. Hatta 1892 yılında, Fransız Kimya Topluluğu’nun başkanlığını da yaptı. Ayrıca, Bilim Akademisi tarafından Prix Jecker ödülüne ve Londra Kraliyet Topluluğu tarafından da Davy madalyasına layık görülmüştü.
Le Bel, 1874 yılında, 27 yaşındayken, Paris Kimya Topluluğu’na sunduğu ve kimya alanına yaptığı katkısı en çok göze çarpan çalışması olan bir makaleyle bilimsel ününe kavuştu.
1840’ların sonlarında, büyük bir kimyacı ve mikrobiyolog olan Louis Pasteur, aynı yapıdaki tartarat kristallerini iki türe ayırdı. İki kristal, birbirlerinin ayna yansıması şeklindeydi. Bu kristaller, çözeltide, polarize ışık düzlemindeki rotasyonlarında aynı açı ile dönmelerinin yanı sıra, bu rotasyonları birbirlerine zıt yönlerde gerçekleştiriyorlardı. Pasteur, bu şekildeki madde çiftlerini ‘optik izomerler’ olarak adlandırdı. Bu çiftlerin kimyasal özellikleri birbirlerinden fark göstermediği için, yeni kimyasal yapı teorisinde aynı yapısal formülle temsil edildiler. Sonrasında Le Bel, yapı teorisini, optik izomerlerdeki farkı göstermek için, yapısal bünyeden üç boyutlu uzayda şekilsel temsile genişletti. Le Bel, dört değerlikli karbon atomunun dört farklı grupla birleşmesi halinde, üç boyutlu uzayda asimetrik olacağına kanaat getirmişti (simetri düzlemi ya da merkezi olmaksızın). Ayrıca, her bir asimetrik karbon atomu, birbirlerinin ayna yansıması olacak şekilde, Pasteur’ün kristal şekilleri gibi, kesin olarak iki farklı yapıda olacaktı. (stereoizomerler) Le Bel’in yapı teorisi optik aktifliği açıklayamasa da hangi bileşiklerin stereoizomerleri olduğunu ve hangilerinin olmadığını açıklıyordu.
Le Bel bu teorilerini 1874 yılında yayınladı. Yeterince tuhaf bir şekilde, Wurtz’un laboratuvarında birlikte çalıştığı Van’t Hoff da neredeyse aynı zamanda, farklı başlangıç noktalarından gelerek aynı sonuçları yayınladı. Van’t Hoff’un teorisi 1874 yılının Eylül ayında Hollanda’da yayınlanırken Le Bel’inki de aynı yılın Kasım ayında Fransa’da yayınlandı. Bu ilginç tesadüfte iki tarafın da birbirlerinden etkilendiğine dair bir kanıt bulunamadı. Bu iki bilim insanı da izomerleşmenin gerçekleştiği ya da var olmadığı birçok durumu açıklamak üzerine çalışmıştı. Fakat Van’t Hoff bu açıklama için fiziksel kimyadan yararlanırken Le Bel bunun için organik kimya üzerine araştırmalar yapmıştı. Bu durum sonucunda Le Bel, Van’t Hoff ile birlikte stereokimyanın kurucularından biri olarak anılmaya başladı. Yayınladıkları bu teori şu anda ‘Le Bel-Van’t Hoff Kuralı’ olarak bilinmektedir.
Hayatının son yıllarında ilgisi ve çalışmaları daha çok paleontoloji ve felsefeye kaymış olan Le Bel, kendisine ait geniş çaplı bahçesinde botanik alanında da çalışmalarını arttırmıştı. 6 Ağustos 1930 yılında, Paris’te yaşamı sona erdi.